Nöbetçi Eczaneler
UMUT CAN ERKAN
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türk vatandaşlarının hac döneminde yaşadığı zorluklar ve Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonu yetkisiyle ilgili sorunlara dikkat çekti. Ekmen, ilgili bakanlıkları acil tedbirler almaya davet etti.
Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunda yürütülen hac organizasyonlarında yaşanan sıkıntılara değinerek, “Türkiye’de hac organizasyonu Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunda yürütülmektedir. 2011 yılında yapılan düzenlemeler ve sonrasındaki değişikliklerle bu sorumluluk Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmiştir. Ancak, geçtiğimiz yıl 2 milyon 473 bin 65 kişi hac için başvuru yapmış ancak sadece 83 bin 432 kişi kurada bu hakkı kazanmıştır.” dedi.
Ekmen, hac vizesi olmadan ticari, turistik vize veya erken alınmış umre vizesiyle hacca gitmek zorunda kalan vatandaşların insanlığa aykırı muamelelere maruz kaldığını belirtti.
Ekmen, “Vatandaşlarımız haklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Hac İşleri Genel Müdürü ve ilgili daire başkanının bu yıl nisan ayında eğitim faaliyetlerinde ‘Bu yıl vizesiz hacca izin vermeyeceğiz’ beyanatları nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığını sorumlu tutmuştur. Diyanet işleri Başkanlığı bu konuda sorumlu olmadığını iddia etmekle birlikte bu hacılara sağlık hizmeti dahi verilmemiştir. 2014 yılına kadar Sayıştay Diyanet İşlerinin hac organizasyonunu denetliyorken, son on yıl boyunca hiçbir denetleme yapılmamıştır. Bu konuda, vatandaşlarımızı ilgilendiren bu kadar önemli bir meselenin tam on yıl boyunca denetim dışında keyfekeder yürütülmesi kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de fiyatlar 6 bin 500 ile 16 bin 500 dolar arasında”
Ekmen, diğer İslam ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye’deki hac fiyatlarının çok yüksek olduğunu vurgulayarak, “Meclis araştırma birimimizin hazırladığı bir rapora göre, diğer İslam ülkelerinde hac fiyatları 3 bin 500 dolardan başlarken Türkiye’de bu fiyatlar 6 bin 500 ile 16 bin 500 dolar arasındadır. Acaba, Türkiye’de fark yaratan maliyet nedir de diğer İslam ülkelerinde 3 bin 500 dolardan başlayan fiyatlar bizde 6 bin 500 dolardan başlamaktadır? Türk Hava Yollarıyla Paris’e, Brüksel’e, Londra’ya bilet almak isteseniz 120 dolara alabilirsiniz ama aynı gün ve tarihte Riyad’a, Cidde’ye, Taif’e bilet almak isteseniz 450 dolardan başlıyor. Niçin umrecinin, hacının üzerinden herkes para kazanmaya çalışıyor? Eğer özel bir firmayla gidecek olsanız Diyanet İşleri Başkanlığı bir kart veriyor, bu kartın bedeli 65 dolar. Ömrü boyunca hacca gitmek için çeyrek altın biriktiren, para biriktiren insanlar için bu reva mıdır?” diye sordu.
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac organizasyonlarında yeterli denetim yapılmıyor”
Ekmen, Diyanet İşleri Başkanlığının personellerini nasıl hacca götürdüğünün tartışma konusu olduğunu belirterek, “Özellikle eşlerin mücamele vizesiyle gittiğinde herhangi bir bedel ödeyip ödemediği bilinmemektedir. TÜRSAB’ın açık yetkisine rağmen HÜRSAD aracılığıyla alınan kararlar büyük şirketler lehine sonuç üretmekte ve küçük şirketlerin rekabet gücü öldürülmektedir. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac organizasyonlarında yeterli denetim yapılmıyor. Diyanet İşleri Başkanlığının ne iç denetim ne teftiş kurulu ne de Diyanet Vakfı’nın yıllık raporlarında hac faaliyetine ilişkin hiçbir ibare söz konusu değildir. Bu konuda, vatandaşlarımızı ilgilendiren bu kadar önemli bir meselenin tam on yıl boyunca denetim dışında keyfekeder yürütülmesi kabul edilemez.” dedi.
AK Parti’ye
acil çağrı
Ekmen, AK Partili milletvekillerine seslenerek, “Tam on yıldır denetim dışında bulunan bu alanın Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu eliyle denetlenerek diğer İslam ülkelerindeki fiyatların Türkiye’de niçin geçerli olmadığının tespit edilmesini sağlayın.” çağrısında bulundu.
Mehmet Emin Ekmen, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, hac organizasyonunda yaşanan denetim açığı ve yüksek maliyetler nedeniyle vatandaşların mağduriyetlerini dile getireke, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hac organizasyonlarını daha şeffaf ve denetlenebilir hale getirmesi gerektiğini vurguladı ve hükümeti bu konuda acil tedbirler almaya davet etti.