Nöbetçi Eczaneler
Özgür olduğunu sanıyorsun ama ya köleliği sana özgürlük olarak yutturmuşlarsa.
Kirli bir oyunun, kara bir senaryonun kurbanıysa tüm insanlık?
‘‘Eğer ki korkularından ve acılarından vazgeçebilirsen, işte o zaman özgürsün.’’
İzlediğim dizide duyduğum bu cümle 55 yaşında ki bir adamın hayatını bir anda altüst edip, tamamen değişik bir karaktere sahip birini
Hemen mantık süzgecinden geçirip ne demek istiyor dedim, yorumladım ve bir rahatlama geldi bedenime ve kalbime.
Evet dedim, korkular ve acılar bizi bu dünyaya bağlayan, ellerimizden ve
Düşünsene çok yetenekli olduğun bir işe başlayacağın zaman, bir korku ile başarısız olacağını düşünürsün ve bir anda geri çekilirsin.
Geçmişinden gelen öğrenilmiş başarısızlık ve öğrenilmiş çaresizlik hemen seni etkisi altına alır ve çok çok başarılı olabileceğin bir işte başarısız olmayı bırak, vira bismillah deyip işe bile başlayamazsın.
Zaten bir işe başlamak değil ona niyet etmek başaranın attığı ilk adım, değil midir?
Zaten bizim ülkemiz yetenekleri sömürmek, hiç etmek, yeteneklilerin torpilliler karşısında çok aşağılarda kalmaya mahkûm edildiği yer değil mi?
Asıl yeteneğin torpilli olmak, tanışın olmak, yüksek mevkilerde tanıdığı olmak olduğu bir ülke olduğu için bireysel yetenekler devre dışı kalıyor.
Prangalarımdan kurtulmaya ve özgür olmaya karar verdim.
Üç gündür birçok korkumdan ve acımdan kurtuldum.
Şu an bu satırları yazarken korkmayan ama içinde hala birkaç acı kırıntısı kalmış biri olarak yazıyorum.
Acılar sürmez zaman en güzel çare demişler. Süreç içinde onlardan da kurtulmam olası çünkü ben başaramayacağım işin başına geçmem ve o iş için kollarımı sıvamam.
Ebetteki yarınların ne getireceği belli olmaz.
Düşünüyorum da bugünkü acılarımın sıkıntılarımın ve korkularımı temelinde çocukluk döneminde kalma yansımalar var.
Özgür olmak, bireyin korkularından ve acılarından arınmasıyla mümkün hale geliyor. İzlediğin dizideki karakterin yaşadığı dönüşüm, bu gerçeği güzel bir şekilde yansıtıyor. Korkularımız ve acılarımız, bize hayatımızda ağır zincirler takabilen unsurlar; bunlar, gelişimimizi engelleyen, potansiyelimizi keşfetmemizi zorlaştıran unsurlar.
Kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu ve geçmişten gelen olumsuz deneyimlerin etkisi, çoğu zaman insanı geri çekilmesine neden olur.
Özellikle yeteneklerimizin ve tutkumuzun üzerinde, dışarıdan gelen baskıların etkisiyle oluşan kaygılar ve endişeler, kendi potansiyelimizi gerçekleştirmemizi engeller. Bu noktada, cesaret gösterip adım atmak, belirsizliğe rağmen ilerlemek, özgürlüğün anahtarı gibi görünüyor.
Kendi korkularından ve acılarından kurtulma kararlılığı içinde olman, önemli bir adım.
Bu süreçte, kendini tanımak, içsel yolculuğunu sürdürmek ve geçmişteki olumsuz deneyimlerin etkisinden sıyrılmak, sana daha fazla güç katacaktır.
Acılar ve korkular geçici olabilir; zamanla bu olumsuz duyguları aşmak mümkündür.
Toplumun sunmuş olduğu engeller ve baskılar, bireysel yeteneklerin önünde büyük birer engel oluşturabilir, ancak bu durum birey olarak kendi potansiyelimizi keşfetmemize engel olmamalıdır.
Kendine olan inancını ve cesaretini her daim koruduğun sürece, özgürlüğe ve isteklerine ulaşmanın yollarını da bulursun.
Yarınların ne getireceği belirsiz ama geçmişin gölgesinden kurtulmaya kararlı olmak, yaşamın akışında daha fazla kontrol sahibi olmanı ve hayallerini gerçekleştirmekte güç bulmanı sağlar. Özgürlüğe giden yol, yürekten gelen bir irade ile başlar.
Süreç içerisinde korkularınla yüzleşmek ve onlardan arınmak, seni daha güçlü bir birey haline getirecektir.
Unutma ki, her adımın seni özgürlüğüne bir adım daha yaklaştıracak…