Din savaşı diye nitelendirilen Yahudi ve Hıristiyan işbirliği ile Müslümanlara karşı yapılan İsrail-Filistin savaşı; Filistin ile İsrail arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmanın adıdır.
1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu ile Filistin’de Yahudi vatanı kurulmasına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede gerilim yaratmıştı..
Gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüşmüştü.
Çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlanmıştı.
İsrail-Filistin savaşı,1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başlamıştı.
İsrailliler ve Filistinliler nihai bir barış anlaşmasına varamamışlardı..
1993-95 Oslo Anlaşmalarıyla iki devletli çözüme doğru ilerleme sağlanmıştı,
Bugün Filistinliler, Gazze Şeridi’nde ve Batı Şeria’daki 165 mıntıkada İsrail askeri işgaline maruz kalmaya devam ediyor.
İsrail ile bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren iki devletli bir çözüme aracılık etmek için birçok girişimde bulunulmuştu..
Çözüm arayışları sonuç vermemiş ve bugünkü Gazze dramı ortaya çıkmıştır.
Allah insanları yarattıktan sonra onlara, kendisine karşı kulluk görevlerinin ne olduğunu tebliğ edecek ve insanların diğer canlı-cansız varlıklara karşı görevlerinin neler olduğunu duyuracak, onlara doğru yolu gösterecek Peygamberler ve Peygamberler aracılığı ile dinler göndermiştir.
Allah tarafından gönderilen dinlere hak dinler diyoruz.
Hak dinler; Peygamberler tarafından insanlara bildirilen dinlerdir.
İnsanlar gayesiz yaratılmamış, hak dinlere inanmak suretiyle dünyada bazı idealleri gerçekleştirmek, iyi ve kötüyü seçerek Allah’ın emirlerine uymak için yaratılmışlardır.
Bu emirler insanlara Peygamberler tarafından öğretilmiştir.
Allah’ın peygamberler aracılığı ile gönderdiği hak dinlerin bazı özellikleri vardır:
Hak dinler Allah tarafından gönderilmiş, tek Allah’a inanmayışını, O’na kulluk etmeyi öngörmüştür.
Hak dinler; Peygamberlerin aracılığı ile insanlara duyurulmuştur.
Hak dinlerde Ahiret hayatına inanmak vardır.
Hak dinlerde gözle görülmeyen ve ruhsal varlıklar olarak bilinen meleklere inanmak esastır.
Hak dinlerde; Her şeyin Allah tarafından yaratıldığı ve yaratılanların durumunun ezelde takdir edildiği, Allah’ın bilgisi dışında hiçbir olayın meydana gelemeyeceği, Kader inancı vardır.
Bu ortak özellikler bütün hak dinlerde müşterek özelliklerdir.
Hak din olarak gönderilen Hıristiyanlıkta, Yahudilikte bu ortak özellikler büyük ölçüde yok olmuş ve günümüzde bu ortak özellikleri bünyesinde toplayan tek din İslamiyet kalmıştır.
İslamiyet’in dışında hak din olarak gönderilen dinlerin hiçbiri Allah’ın gönderdiği ilk şekliyle olan aslını koruyamamıştır.
İnanç esaslarıyla ilgili olarak gönderilen kitapları pek çok değişikliğe uğramıştır.
Bu tür dinlere; aslı bozulmuş dinler denir.
Aslı bozulmuş olan dinlerden Yahudilik, Musa Peygamber aracılığı ile gönderilmiştir.
Yahudilere gönderilen Tevrat ilk gönderildiği şekliyle korunamamış, çeşitli değişikliklere uğramış, asırlar sonra Azra isimli bir kâhinin ortaya koyduğu kitap, Tevrat olarak kabul edilmiştir.
Zamanla değişik Tevrat kitapları ortaya konmuş ve böylece Allah tarafından Musa Peygamber’e bildirilen iman esaslarıyla, ibadet şekilleri tamamen değiştirilmiştir.
Şu anda mevcut Tevratların hiçbiri Hz. Musa’ya gönderilen Tevrat değildir. Bunun için Yahudilik hak din olma özelliğini yitirmiştir.
Yahudilik inancına göre; Haftanın bir gününü ibadete ayıran Yahudiler cumartesi gününü ibadetle geçirirler ve ancak cumartesi dışında çalışabilirler.
Allah, Peygamber, mezhep, Ahiret inancı da değişikliğe uğramıştır.
Yahova sadece kendilerinin tanrısıdır.
Sadece İsrailoğullarına gönderilenler gerçek peygamberdir.
Peygamberlik dünyanın sonuna kadar devam edecektir.
Mesih adında bir kurtarıcı Peygamber gelecek ve onun gelişinden sonra Yahudiler dünyaya hakim olacaktır
Yahudilikte;Çok ve çeşitli mezheplere inanılmaktadır.
Bazı mezhepler melekleri ve Ahret inancını kabul ederken, bir kısım mezhepler hem melekleri hem de ahireti inkar etmektedirler.
Yahudilik sadece Yahudi ırkından olan insanlara aittir ve en üstün ırk Yahudi ırkıdır.
İşte aslı bozulmuş bir din olan Yahudiliğin özellikleri bunlardır.
Aslı bozulmuş olan dinlerden biri de Hristiyanlıktır.
Hıristiyanlık; İsa Peygamber tarafından insanlara duyurulmuştur.
Hz. İsa’ya, Allah tarafından gönderilen İncil zamanla değiştirilmiş ve insanlar tarafından değişik İnciller yazılmıştır.
M.5. 325 yılında İmparator Konstantin, İznik şehrinde 1 0OO’in üzerinde üyenin katılmasıyla bir toplantı yapmış, toplantı sonunda yüzlerce İncil’den 4 tanesi gerçek İncil olarak kabul edilmiştir.
Kabul edilen İncil’lerin hepsi İsa Peygamberden çok-çok sonraları yazılmıştır. Mevcut İncillerden hiçbiri diğerini tutmamaktadır.
Bazı konular birinde varken diğerinde yoktur.
Hıristiyanlık da hak din olma özelliğini kaybetmiştir:
Şöyle ki;
Allah inancında baba, oğul, Ruhül Kudüs adıyla 3′leme vardır.
Bu 3 varlıktan bir Allah’ın varlığı kabul edilmiştir.
Bir, üç olamayacağı gibi 3 de bir olmasa gerekir.
Hıristiyanların ibadetlerinde mutlaka rahibin bulunması ve ibadetlerin kilisede yapılması zorunludur.
Çocuklar günahkar olarak doğdukları için onları günahlardan kurtarmak gerekmektedir.
Bunun için “vaftiz” esası getirilmiştir.
Vaftiz olan bir kimsenin günahlardan arınacağına inanılır.
Günah çıkarmak suretiyle günahlardan arınılabilir.
Bu da ancak Rahipler tarafından yapılabilir.
Rahiplerin, günahları bağışlama özelliği olduğuna inanılır.
Papanın değişik görevleri vardır: Bunlardan biri de “aforoz etme”, yani bir kimseyi Hıristiyanlıktan çıkarma yetkisidir.
Mezhepçilik Hıristiyanlıkta da vardır.
Bir mezhebin ortaya koyduğu görüş, diğer mezheplerce kabul edilmez.
İşte batıl dinlerden biri olan Hıristiyanlık.
Yahudi ve Hıristiyan işbirliği ile yapılan savaşta şehit olan on binlerce çocuk, kadın ve tüm sivillerin kanı yerde kalmayacak ve İsrail yaptıklarının cezasını ödeyecektir…
Hoşça kalınız.