Varlığını aklî ve naklî delillerle anlatmaya çalıştığımız Cenab-u Allah yarattığı insanlar için dinler göndermiştir.
Allah’ın gönderdiği dinlere hak dinler diyoruz.
Hak dinlerin özü; Tek Allah’ı tanımak ve ona kulluk etmektir.
İnsanları Allah’a kulluk etmeye davet edenler peygamberlerdir.
Peygamberlerin getirdiği bütün dinler, hak dinlerdir.
İlk hak din: Âdem Peygambere gönderilen dindir.
Âdem Peygamber’den son peygamber Hz. Muhammed (A.S)’e kadar bütün peygamberler insanları hak dine davet etmişlerdir.
Peygamberler aracılığı ile Allah tarafından gönderilen hak dinleri benimseyen bazı insanlar zamanla Peygamberlerin gösterdiği yoldan uzaklaşmışlar, onların sözlerini dinlememişler, onların getirdikleri hak dini bırakıp yanlış inançlara sapmışlardır.
Yanlış inançlar; İnsanlar hak dinlerden uzaklaştıkça ortaya çıkmaya başlamış, çeşitli nedenlerle bazı kişiler tarafından zaman-zaman hak dinlerin içine dinde olmayan inançlar da sokulmuştur.
Bir kısım insanlar üstün gördükleri bazı varlıklara tanrı diye tapmışlar, kendi kendilerine ortaya çıkardıkları batıl görüşlere “din”” diye bağlanmışlardır.
Bazı insanlar ağaçtan, taştan yaptıkları putlara tapmışlar, bazıları aya, güneşe, yıldızlara, atalarının ruhuna, ateşe tapmışlar, bir kısım insanlarda Allah’ın maddi varlıkların içerisine girdiğine inanarak ona tapmışlar, bir kısmı da hayvanları kutsallaştırarak, hayvanlara tapmışlardır.
Bütün bu nedenlerle hem bazı hak dinlerin aslı bozulmuş, hem de Animizm (Ruhçuluk), Fetişizm (Ateşe tapınmak), Taoizm, Brahmanizm, Budizm, Zerdüştlük gibi batıl dinler ortaya çıkmıştır.
Hak dinler varlığını ve birliğini kabul ettiğimiz Allah tarafından gönderilmişken, batıl dinler insanlar tarafından uydurulup ortaya konmuştur.
İslamiyet’te olduğu gibi gerçek hak din aslı bozulmadan günümüze kadar gelmiş, Hıristiyanlık ve Yahudilikte olduğu gibi bazı hak dinler de aslı bozulmuş durumda bugün varlıklarını sürdürmektedir.
Brahmanizm, Budizm ve Zerdüşt dininde olduğu gibi bazı batıl dinler insanlar tarafından ortaya konmuş, bugün yok olmaya yüz tutmuşlardır.
Brahmanizm; Hindistan’da Milat’tan asırlarca önce ortaya çıkmış, Allah’ın varlığına inandıkları gibi başka tanrıları (ilahları) da kabul eden ancak bütün Peygamberleri inkâr eden bir din şeklidir.
Brahmanizm eski Peygamberlerin bildirdiği hak dinin değiştirilmiş ve bozulmuş halidir.
Aç kalmakla ve kendilerine işkence etmekle nefislerini terbiye edeceklerine inanırlar.
Budizm: Hindistan’da M.Ö. altıncı yüzyılda yaşamış olan Buda’nın kurduğu, Uzakdoğu ülkelerinde yaygın olan batıl bir din şeklidir.
Brahmanizm’in değiştirilmiş şekli görünümündedir.
Nefsi terbiye etmek en belli başlı ahlaki kurallardandır.
Zerdüşt dini: Ateşe tapma esasına dayanır.
Mecusiliğin (Ateşe tapma) kurucusu olan Zerdüşt, Milattan 600 sene önce, Hindistan’da doğmuştur.
İki tanrının varlığını iddia etmiştir. İyilik tanrısı Hürmüz ile kötülük tanrısı Ehrimen’in dünyayı idare ettiği inancını yaymaya çalışmıştır.
Zerdüşt dini; İran’ın eskiden kabul ettiği bir din şeklidir.
İslamiyet’in İran’da yayılmasından sonra bu batıl dine inananların sayısı tamamen yok olmuş sayılmaktadır.
Allah insanları yarattıktan sonra onlara, kendisine karşı kulluk görevlerinin ne olduğunu tebliğ edecek ve insanların diğer canlı-cansız varlıklara karşı görevlerinin neler olduğunu duyuracak, onlara doğru yolu gösterecek Peygamberler göndermiştir.
Allah’ın varlığının ve birliğinin delili olan Hak dinler; Peygamberler tarafından insanlara bildirilen dinlerdir.
İnsanlar gayesiz yaratılmamış, hak dinlere inanmak suretiyle dünyada bazı idealleri gerçekleştirmek, iyi ve kötüyü seçerek Allah’ın emirlerine uymak için yaratılmışlardır.
Bu emirler insanlara Peygamberler tarafından öğretilmiştir.
Varlığını ve birliğini kabul ve tasdik ettiğimiz Allah’ın peygamberler aracılığı ile gönderdiği hak dinlerin bazı özellikleri vardır:
Hak dinler Allah tarafından gönderilmiş, tek Allah’a inanmayı, O’na kulluk etmeyi öngörmüştür.
( devam edecek )