Bugün muhtarlarda olması gereken yetenek, liyakat ve ilkelerden bahsedeceğiz. Çünkü her iktidar, parti veya Belediye kendi kulvarında koşan denetimli muhtarlar arzu eder.
Muhtarlık elbette ki siyasi bir faaliyettir.
Çünkü düşünmek yanı sıra birden fazla insanın önüne düşüp temsil etmek (kişi bilincinde olsun veya olmasa da) siyaset bilimi çerçevesinde olan bir eylemdir.
Bu sebepten keşke her muhtar adayını yönetim ve önderlik konusunda yetenek sınavına tabi tutan bir kurum ve şart olsaydı.
Mesela;
bugün atanamayan öğretmenlere muhtarlık kurslarından geçirip muhtarlık görevi verilebilirdi.
Önderlik pratiği aileden başlar.
Sonra apartman, site, işyeri, meslek odası, mahalle gibi giderek genişleyen ve yükselen yönetim basamakları var.
Bu süreçlerden geçerken eğitilmiş olmanın birikimiyle tecrübe sahibi oluyorlar. Adaylar arasında ilkokul, lise, yüksekokul, üniversite veya bir devlet kurumundan emekli olanlar ile halen muhtar iken yeniden aday olanlar da var.
Ancak bu meziyetlerden daha önemlisi, Dünyayı, ülkeyi, kenti anlayan bir bakış açısına sahip olmasıdır.
Çünkü aday, muhtar olacağı köy ya da mahallenin sorunlarına hangi yol, yöntem ve söylemle hangi kurumlarda çare bulacağını araştırır bulur ve bu güvenle müdahil olabilecektir.
Her muhtar adayının kafasında, gönlünde bir siyasi parti fikri olabilir ve normaldir.
Ama o herhangi siyaset veya Partinin taraftarı olan seçmenlerin de temsilcisidir. Muhtar devletin ve kamusal görev yapan bütün teşkilatlar ile bütün siyasi Partilerle diyalog kurabilme esnekliği ve bilincinde olmalıdır.
Muhtarın düşünsel, inançsal, cinsiyet, tahsil ve yaş farklılıklarına rağmen, seçmeni Cumhuriyet kültürünün vatandaşlık, yurtseverlik, milli ve paylaşma değerleri temelinde buluşturup hoşgörüyle kaynaştıran bir önderlik yapması gerekir.
Muhtarlığın okulu, hayat üniversitesidir.
Muhtar burada öğrenci olmayı kabul ederek, sürekli öğrenme ve öğretmeyi görev saymalıdır.
Mahalle veya köy önderliği, küçüğün ve büyüğün yani “herkesin halinden anlamaktır.”
Bu konuda çalışmak, öğrenmek, paylaşmak üçgeni başarının anahtarıdır. Muhtar etki, yetki sınırlarını bilmeli bunun gereği, yapamayacağı hayaller satmamalı, açık yürekli ve dürüst davranıp, vatandaşın taleplerini ilgili kurumlardan istemekte kararlı olmalıdır. Kibir, gösteriş, yanlışına düşmemeli.
Cehalet ve ön yargıcı tavırlara cesaretle karşı çıkmalıdır.
Muhtar adayı, giyim, kuşam, konuşma, dinleme ile tavır ve davranışlarında etrafına örnek olmalıdır.
Geçim derdi konusunda, trafik, çöp, su, atık, ağaç, bitki ve sokak hayvanları sorunlarına duyarlı olmalıdır. Muhtar hiçbir mevki, makam veya kurumun “Belediye, Parti” dahil reklam malzemesi olmamalı, ancak mahallesine gelmesi gereken hizmetlerin yakından takipçisi olmalıdır. Muhtarlıkta bence günlük mahalli gazeteler bulundurulup incelenmeli, ayrıca vatandaşı bilgilendirecek gazete ile kitaplar için muhtarlığa bir kitaplık temin edilmelidir.
Sevgili okurlarım!
Yukarıdaki yazdıklarımla bir ismi değil, muhtarlık görevi için gerekli liyakat ve yetenekleri tarif etmeye çalıştım.
Bu seçim sürecinde birçok muhtar adayı ile görüşüp sohbet ediyoruz.
İyi, kötü, doğru, yanlış ve ilginç olaylar yaşanıyor. Bazılarına tanık oluyoruz. Mersin’de bir Belediye Başkanı, bir muhtar adayına “Bize ve bizimle çalış” yani, “taraf ol ya da bertaraf olursun” diyorsa, etiketi ne olursa olsun böylesi söylem ve tutum anti demokratik, ayıp ve despotik olduğu için de kınanmayı hak ediyor.
Sonuç olarak; seçmenlerin muhtarlarını seçerken adayın bu görev uğruna, zamanından, imkânından ve yeteneğinden neler koyduğu ve günlük hayatta davranışlarını ölçü almalarını dilerim.
ÇÜNKÜ HER MUHTAR ADAYININ YAŞAM TARZI SEÇMENE MUTLAKA BİR FİKİR VERECEKTİR.