Anayasalar toplumsal sözleşmelerdir.
Kendi yaptığı , “ toplumsal sözleşme”ye uymayan bir iktidar meşruiyetini kaybetmiştir.
Halkın verdiği milletin vekilliğini ve Anayasayı yok saymak, halkın seçme ve seçilme anayasal hakkına doğrudan müdahale değil midir?
Bu koşullarda yerel seçimlere gitmek ve demokratik yolla seçimle halkın iradesinin sandığa yansıyacağını ve sandıktan çıkabileceğini düşünmek doğru mudur?
Bu tutum ,Anayasanın maddelerini açıkça yok sayıldığını bir çok saygın hukukçu da AKP iktidarının, ve meclisin tutumunu eleştirmekle beraber meşru olmadığı ulusal basında yer almaktadır.
Ayrıca başka kentlerde ve Mersin’de başta Akdeniz ilçesi de olmak üzere bir çok mantık dışı seçmen kaydırma işlemleri muhalefet partileri tarafından saptanmış olup, itirazlar yapılmışsa da, ilçe ve il seçim kurullarında bu itirazların kabul edilmediği yerel ve ulusal basında yer almış olup, siyasi partilerin resmi temsilcileri tarafından ifade edilmektedir.
Bu koşullarda , toplumsal sözleşmeye yasama, yargı ve yürütmenin uymadığı ve bir bunalım olduğu bir gerçeği ortada durmakta değil midir?
Bu nedenle, kanımca bu bunalımdan çıkış yolu, tüm muhalefet partilerin yerel seçimleri boykot etmeyi ciddi bir seçenek olarak tartışmasıdır.
Veya nasıl bir demokratik ve meşru yol bulunacaksa, Muhalefet partileri Türk demokrasisine ve halkın seçme ve seçilme anayasal hakkına sahip çıkmalıdır..!

