Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SOHBET KÖŞESİ: TASARIM MI TESADÜF MÜ? ALLAHIN VARLIĞINI ANLAMAK VE DİNE İNANMAK ( 2 )

İlim adamları tarafından, kâinatın

İlim adamları tarafından, kâinatın var oluşu ile ilgili pek çok araştırmalar yapılmıştır.
Bu araştırmaların bir kısmı kâinatın hiçbir güç olmadan kendi kendine meydana geldiği, bir kısmı da kainatın ve kainattaki canlı ve cansız varlıkların bir güç tarafından meydana getirildiği fikrine yönelik çalışmalardır.
Kâinatta gazlardan oluşan çok büyük bulutlar bulunmaktaydı.
Gaz bulutları sabit olmadığı ve devamlı döndüğü için zamanla parçalanmıştır.
Parçalanan bölümler dönmeye devam ederken, sıkışmış ve küre şeklini almıştır.
Havanın içindeki hararet de artmış, merkezde bulunan hidrojen helyuma dönüşmüş ışık ve ısı neşr etmeye başlamıştır.
Parçalanan gaz; Galaksileri, yıldızları ve güneş manzumesini meydana getirmiştir.
İşte bütün bu oluşumlar kendiliğinden, tesadüfen meydana gelemez.
Gaz bulutlarını devamlı döndüren, parçalanan bölümleri sıkıştıran ve küre şeklini aldıran, havanın içindeki hararetin artmasını sağlayan, galaksileri, yıldızları, güneş manzumesini meydana getiren bir güç vardır.
Bu güç, her şeyi yaradan ve yoktan var eden Allah’tır.
Sonradan meydana geldiğine inanılan her varlık, kendisini yoktan meydana getiren bir “yaratıcı” tarafından meydana getirilmiştir.
Varlığını kabul etmek zorunda olduğumuz âlem’in yaratıcısız olarak kendiliğinden meydana gelmesi mümkün değildir.
Var olan bir madde kendiliğinden meydana gelemez.
Maddeyi meydana getiren bir el olması, bir güç bulunması gerekir.
Var olanın bir var edicisinin olması gerçeğinden hareketle kâinatı var eden gücün Allah olduğunu rahatça belirtebiliriz.
Allah tarafından yaratıldığına inandığımız kâinatın, zamanında bir boşluk olduğu, kâinatta görülen olay ve değişikliklerin, zerrelerin değişmesinden oluştuğu da söylenmektedir.
Amacımız kâinatın nasıl oluştuğunu anlatmak değildir.
Bu oluşumları sağlayan bir güç olduğunu, bu oluşumların tesadüfen meydana gelemeyeceğini vurgulamak istiyoruz.
Bazı fikir ve düşünceler vardır ki bunlar insanla birlikte doğar.
Bu fikir ve düşüncelerden biri de Allah inancıdır.
Allah kâinatın ve kâinattaki düzenin, plan ve programının yapıcısı, uygulayıcısıdır.
Kâinat ve kâinattaki nizam ve ahenk kendiliğinden tesadüfen meydana gelemez.
Bir örnekle bunu anlatmaya çalışalım:
Küçük kâğıt parçaları üzerine 1’den 10’a kadar rakam yazalım.
Bir torbaya rakam yazılı kâğıtları koyalım ve iyice karıştıralım.
Bu rakamları 1’den 10’a kadar torbanın içinden sırasıyla çekmeye çalışalım.
1 numaralı kâğıdı çekme ihtimalimiz 10’da 1’dir.
Çektiğimiz kâğıdı tekrar torbaya koyup karıştıralım.
2 numaralı kâğıdı çekme ihtimalimiz 100’de 1’dir.
Bu kâğıdı tekrar torbaya koyup karıştıralım.
3 numaralı kâğıdı çekmeye çalışalım.
3 numaralı kâğıdı çekme ihtimalimiz 1000’de 1’dir.
3’ün arkasından 4 numaralı kâğıda çekme İhtimalimiz, 4’ün arkasından 5 numaralı kâğıdı, 5’in arkasından 6 numaralı kâğıdı çekme ihtimallerimiz ve 1’den 10’a kadar bütün kâğıtları peş peşe çekme ihtimalimiz neredeyse milyarlarda bir ihtimaldir.
Kâinatın da kendiliğinden meydana gelme ihtimali ancak milyarlarda bir ihtimaldir ki bu da adeta imkânsızdır.
Kâinat milimetrik hesaplarla düzenli bir şekilde yaratılmıştır.
Kâinatta ve kâinattaki varlıklarda o kadar ahenkli bir düzenleme vardır ki bu ahenkli ve uyumlu düzenleme tesadüfen meydana gelemez.
Güneş sistemi, ay ve yıldızlar, gece ile gündüz, mevsimler, dünyadaki canlılık düzenli bir şekilde varlıklarını sürdürmektedirler.
Ahenkli bir şekilde devam eden bu hareketlilik tesadüflerle izah edilemez.
İnsan aklı bütün bunları anlayabilecek kapasitede yaratılmıştır.
İnsanlar dogmatik olarak zihinlerinde bir yaratıcı tasavvur ederler.
Aklı başında olan her insan kendisinden üstün yüce bir varlık tasavvur eder.
Kullanılmakta olan her eşyanın bir yaratıcısı olduğunu varsayması gereken insanoğlu Allah tarafından yaratılanları da bilmek durumundadır.
Yeryüzü; yeryüzündeki denizler, nehirler, göller, ırmaklar, dağlar, insanlar, hayvanlar, gökyüzü; gökyüzündeki güneş sistemi, gezegenler, ay ve yıldızların kendiliğinden meydana geldiği düşünülemez.
Hiçbir şey kendiliğinden var olamaz.
Ay’a gönderilen araçlar, son model taksi, otobüs, trenler, uçaklar, modern savaş aletleri, apartmanlar, ev eşyaları, yollar, köprüler, kendiliğinden meydana gelemez.
Üzerimize giydiğimiz elbisenin bile bir yapıcısı olması gerekir.
Bütün bunlar insanoğlu tarafından meydana getirilmiştir.
İnsanlar tarafından icat edilen robot ya da makine eli değmeden bu saydıklarımın ve daha bunlara benzer binlerce alet edevatın tesadüfen kendi kendine meydana gelmesi düşünülemez.
Tıpkı 1’den 10’a kadar yazılan rakamların tesadüfen 1’den 10’a kadar çekilemeyeceği gibi…
Bu saymaya çalıştıklarımız nasıl insanlar tarafından yapılmış ise, yani bunlar nasıl bir yapıcısı olmadan kendiliğinden meydana gelemeyecek ise, aynen bunun gibi güneş sisteminin, yeryüzünün, gökyüzünün, yeryüzündeki ve gökyüzündeki insanlar tarafından yapılmayan yaratılmışların da bir yapıcısı olmadan kendiliğinden meydana gelemeyeceğini düşünmek en akılcı bir düşünüş tarzı olsa gerektir.
( devam edecek )