Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SOHBET KÖŞESİ: ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI VE ABDÜLHAMİT’E YAPILAN SUİKAST…

Ülkemiz; Son yıllarda iç

Ülkemiz; Son yıllarda iç ve dış düşmanlarımızın saldırıları karşısında binlerce şehit vermiş, on binlerce gazimiz yaşam mücadelesi vermektedir.
Bunu 15 Temmuz şehit ve gazilerimizi anma programlarında daha kesin belgelerle öğrenmiş bulunuyoruz.

İç ve dış düşmanlarımız hepimizin malumu…

Ermeni soykırımı iddiasına geçmeden önce İkinci Abdülhamit dönemi hakkında bilgi vermek istiyorum:

Osmanlı Devletinde II. Abdülhamit dönemi, 31 Ağustos 1876’da başlar ve Abdülhamit’in 33 senelik saltanatının ardından tahttan indirildiği 27 Nisan 1909‘da biter.

II. Abdülhamit, ilk Osmanlı anayasası olan Kanun-i Esasi’yi, 23 Aralık 1876’da ilan etti ve böylece ilk Osmanlı meclisi açılmış oldu.

Osmanlı Devletini ayakta tutmaya yönelik yenileşme hareketleri bu dönemde de tüm hızıyla devam etmiştir. II. Abdülhamit döneminde özellikle eğitim, haberleşme ve ulaşım alanında büyük yenilikler gerçekleştirilmiştir.

Özellikle eğitim alanında yapılan reformlar göz alıcıdır.

İlk ve orta öğretim alanında hem öğrenci hem de okul sayısı bakımında önemli artışlar yaşanmıştır. Ayrıca Hukuk, Maliye, Güzel Sanatlar, Ticaret, Polis, Gümrük ve Veterinerlik gibi alanlarda birçok mesleki yüksekokul açılmıştır. İlk Osmanlı üniversitesi olan Darülfünun da bu dönemde açılan okullar arasındadır.

Haberleşme konusunda ise özellikle telgraf alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.

Bu dönemde gerçekleştirilen çalışmalarla neredeyse bütün taşra kentlerine telgraf çekilmiş; böylece merkez ve taşra arasındaki iletişim hızlanarak idari merkezileşme güç kazanmıştır.

Ulaşım alanında yapılan yeniliklere geldiğimizde ise, en çok göze çarpan demir yolu yapımına verilen ağırlıktır. II. Abdülhamit tahta çıktığında Osmanlı Devleti, çok kısıtlı bir demiryolu ağına sahipti.

Bunlar İzmir-Aydın, İstanbul-Edirne ve İstanbul-İzmit arasındaki demiryolu hatlarıydı.

Ancak Abdülhamit dönemiyle birlikte çoğu imtiyazlı yabancı şirket tarafından yoğun bir demiryolu inşa süreci başladı.

Fransız ve İngiliz şirketleri Suriye ve Filistin kıyılarından iç kesimlere, bir Alman şirketi de Ankara ve Konya’ya kadar uzanan demiryolu hatları yaptı.

Şam ve Medine arasındaki “Hicaz Demiryolu” hattı da yine bu dönemde tamamlandı. Hicaz Demiryolu, hacıların kutsal topraklara en kolay şekilde ulaşması amaçlanmaktaydı.

Son olarak II. Abdülhamit döneminin ideolojik özelliğine bakacak olursak, bu dönemde din ve devlet birliği pekiştirilmiş, Batılı devletler karşısında güçlü bir İslam birliği oluşturulmaya çalışılmıştır.

Devletin kurtuluşunu İslam’da arayan ve İslamcılık olarak isimlendirilen bu politika, II. Abdülhamit döneminin en önemli özelliklerinden birisidir. Bu dönemde Abdülhamit, halifeliği bir siyasal güç olarak kullanmaya çalışmış ve bir İslam dayanışması kurmaya çalışmıştır.

Özetleyecek olursak II. Abdülhamit dönemi; Özellikle eğitim, ulaşım ve iletişim alanlarında önemli yenileşmelerin yaşandığı bir reform dönemidir.

Dönemin ideolojik özelliği ise, çözümü İslam’da arayan ve Batı’ya karşı bir İslam birliğini hedefleyen İslamcılık ideolojisidir.

Ermeni soykırımı iddiasına gelince:

Ermenilerin iddia ettiği şekliyle 27 Mayıs 1915’te başlatılan ‘Ermeni Tehciri’ asla bir ‘Ermeni soykırımı’ hareketi değildir.

Ne olmuştu?

Ermenilerin Rus ordusunun himayesinde bir gecede Van’da 30 bin Müslüman Türk ve Kürdü katletmişti.

Bu bardağı taşıran son damla olmuştu…

Bu olay üzerine İttihatçılar tarafından ‘Ermeni Tehcir Kararnamesi’ çıkarılmıştı.

Ermeni Tehciri, hiçbir şekilde bir soykırım ve katliam hareketi değildir.

Osmanlı Arşivleri ile Amerikan Millî Arşivleri, İngiliz, Rus, Fransız ve Alman arşivleri, bu süreçte kaybolan Ermeni sayısının 400 binin altında olduğunu ispat etmektedir.

Ermeni Komitacıları ise en az 1.5 milyon Müslüman Türkü görülmemiş bir vahşetle katletmiştir.

Bütün bu gerçeklerle rağmen Ermeniler her yıl lobiler oluşturulmakta ve Türklerin Ermeni katliamı yaptıklarını dünyaya yaymaya çalışmaktadırlar.

Geçmiş yıllarda Doğu’daki isyanın altında da Ermeniler vardır.

Hatta PKK’ nın Türkiye’de yaptığı kahpece saldırıların altında ermeni parmağı da vardır.

Ermeniler tarihte Türk düşmanlığı ile bilinmektedir.

Ermeniler tarihte bir padişaha bombalı suikast yapacak kadar ileriye gitmişlerdir.

Sultan Abdülhamit’e yapılan bombalı saldırıdan söz etmek istiyorum:

Ermenilerin ülkemiz üzerindeki kötü emellerini tarihte hep gördük.

Bu kötü emellerden biri yukarda belirttiğim şekilde Sultan İkinci Abdülhamit’e yapılan suikasttır.

Bu suikastın sebebi; Ermenilerin tam 6 vilayetimizi içine alan bir Ermeni devleti kurmak istemelerine karşı Abdülhamit’in bu devletin kurulmasına izin vermemesidir.

Ermeni komitacıları, kurmak istedikleri Ermenistan hükümetine izin vermeyen padişahı ortadan kaldırdıktan sonra Babıâli’yi, Galata Köprüsü’nü, Tünel’i, Osmanlı Bankası’nı, yabancı sefarethaneleri ve pek çok resmi – özel kuruluşları havaya uçurarak ihtilal çıkartacak, Avrupa devletlerinin askeri müdahalesini sağlayarak, Ermeni devleti kuracaklardır.

Amaç budur.

Sultan İkinci Abdülhamit, Yıldız Camii’nden çıkarken kendisine bombalı suikast düzenlenmiştir.

Suikastın elebaşları Troşak ismindeki Ermeni İhtilal Cemiyeti reislerinden Hristofor Mikaelyan, Rabina Kayın ve Konstantin Kabudyan isimlerindeki üç Rus Ermeni’sidir.

Bunlar Beyoğlu’ndaki Moroviç apartmanında bir ay kalıp İstanbul’daki adamlarını teşkilatlandırmışlardır.

Sünger kumpanyası memurlarından, Belçikalı anarşist Charles Edouard jorris, bomba olayının en önemli kişisidir.

Rus Ermenileri İstanbul’da kaldıkları bir ay zarfında Selamlık seyrine giderek, Yıldız’daki Hamidiye Camii’nden arabasına binen Sultan Abdülhamit’in dış kapı önüne tam bir dakika kırk iki saniyede geldiğini tespit etmişler ve tekrar Avrupa’ya dönmüşlerdir.

Viyana’da saatli bombanın konduğu zarif bir araba yaptırmışlardır.

100 kilo ağırlığındaki Machine infomale adlı bombanın konduğu bu zarif araba ve suikastçılar, olay günü Yıldız’a giderek dış kapı civarında durmuşlar ve Sultan Abdülhamit Han’ın çıkmasını beklemeye başlamışlardır.

Sultan Abdülhamit namazdan sonra saraya dönmek için camiden çıkarken Şeyhülislam Celaleddin efendi ile o gün gerektiğinden fazla konuşunca dışarı çıkmadan bomba patlamış ve İstanbul’un en uzak semtlerinden bile duyulan müthiş bir ses çıkarmıştır.

Bu olayda, 26 kişi ölmüş, 58 kişi yaralanmış, 20 at ölmüş ve birçok araba parça parça olmuştur.

Sultan Abdülhamit olaydan sonra köşkte elçileri kabul etmiş ve onlarla olağan görüşmelerini yapmıştır.

İşte Abdülhamit’e karşı yapılan ve “bomba olayı” olarak isimlendirilen Ermeni suikastının gerçek içyüzü budur.

AİHM’ nin Ermeni Soykırımı masalını sonlandırılması en büyük temennimizdir.

Hoşça kalınız