Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SOHBET KÖŞESİ: MEVLİDİN TARİHÇESİ

Peygamber efendimizin doğum yıldönümü

Peygamber efendimizin doğum yıldönümü yani Mevlid kandili bundan 3 ay önce 26 Eylül 2023 Salı günü idrak edilmişti.-
Mevlid, sözlükte “doğum yeri ve zamanı” anlamına gelir.
Mevlid Kandili, iki cihan güneşi, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) dünyaya gelişinin yıl dönümüdür.
Peygamber Efendimiz, Habeşistan’ın Yemen valisi Ebrehe’nin Kâbe’yi yıkmak üzere Mekke’ye saldırdığı ve Fil Vakası denilen olayın meydana geldiği yıl doğmuştur.
Günümüzde mevlid; Kuzey Afrika’dan Endonezya’ya kadar İslâm ülkelerinde -bazılarında resmî, bazılarında gayri resmî olarak- yaygın biçimde kutlanmaktadır.
Türkiye’de yalnız Ramazan ve Kurban bayramları resmî bayram kabul edilmekte, gerek mevlid gerek diğer mübarek gün ve geceler münasebetiyle camilerde, evlerde ibadet âdâbı içinde Kur’ân-ı Kerîm, Süleyman Çelebi’nin mevlidi, kaside ve ilâhiler okunmaktadır.
Son yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ortaklaşa düzenlemesiyle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) mevlidi “Mevlid-i Nebî Haftası” adıyla Türkiye’de, Türk dünyasında ve Balkanlarda çok yönlü etkinliklerle kutlanmaktadır.
Evet… Mevlid; Peygamberimizin doğum yıldönümü kutlama merasimlerine özel ad olmuştur.
İslâm dünyasında mevlid merasimi ilk defa, Mısır’da hüküm süren Fatımîler (910-1171) tarafından tertiplenmiştir.
Bu merasimler saraya ait olup, sadece devlet erkânı arasında cereyan etmekte idi.
Fatimîler, Hz. Ali (r.a.) ve Fatıma (r.anha.)’ın doğum günlerinde de mevlid merasimleri tertip ederlerdi.
Sünnî müslümanlarda ilk mevlid merasimi, Hicri 604 yılında, Selahaddin Eyyubî’nin eniştesi ve Erbil atabeği Melik Muzafferuddun Gökbörü tarafından tertiplenmiştir.
Uzun hazırlıklarla düzenlenen merasimler, bütün halkı kapsayan bir şekilde düzenlenirdi. Muzafferuddin, çevre bölgelerden fakıh, sûfi, vaiz ve diğer âlimleri Erbil’e çağırır ve kutlamalar gayet debdebeli bir şekilde cereyan ederdi.
Daha sonra, değişikliğe uğrayarak, Mekke’de de mevlid merasimleri tertiplenmeye başlanmıştır
Mekke ve Medine’den sonra mevlid merasimleri, İslam coğrafyasının her tarafında birbirinden farklı şekillerde tertiplenmeye başlanmış ve bu, bugüne kadar sürekliliğini korumuştur.
Osmanlılar tarafından mevlid, ilk defa III. Murat zamanında, 1588’de resmi hale getirildi. Merasimler, belirlenmiş teşrifât kaidelerine uygun olarak sarayda tertiplenir, ayrıca, önceleri Ayasofya Camii’nde, sonraları ise Sultan Ahmed Camii’nde yapılan merasimlere, devlet erkanı ile birlikte halk da katılırdı.
Bu merasimlerde, önce müezzin tarafından Kur’an-ı Kerîm okunur, bunun peşinden de vaazlar verilirdi. Daha sonra mevlidhân kürsüye çıkar ve bir bölüm okuduktan sonra iner hediyesini alır ve ikinci mevlidhan kürsüye çıkarak, okumaya devam eder ve belirlenmiş kaideler çerçevesinde mevlid kutlamaları son bulurdu.
Rasulullah (s.a.s.)’ın doğumunu ve hayatını medh ve senâ eden, “Mevlid” adını taşıyan çok eser kaleme alınmıştır.
Bu eserler daha sonra, mevlid merasimlerinde, mevlidhanlar tarafından teğannî ile okunmaya başlanmıştır.
Bunların Türkçede en meşhur olanı Süleyman Çelebi’nin Vesiletun-Necât adındaki mevlididir.
Mevlid metinlerini kaleme alanlar, hiç bir zaman hanendeler tarafından camilerde, makamlı bir şekilde, ibadet yapıyor süsü verilerek türkü, şarkı söyler gibi okunmasını akıllarına getirmemişler; yalnızca Peygamber’e olan aşırı sevgileri onları, onun hatırasını canlı tutmak için bu tür eserleri yazmaya sevketmiştir.
On üçüncü ve on dördüncü asırlarda Anadolu’da dini edebiyat büyük gelişme göstermişti.
On beşinci asırda Anadolu’da görülen kültür ve edebiyatın gelişmesi Osmanlı hanedanının mensuplarının yaşadığı alanlarda görülmeye başlamıştır.
İkinci Murat, Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Cem Sultan pek çok şiir yazmış Yıldırım Beyazıt’ın oğlu emir Süleyman da şairleri himaye etmiştir.
Bu arada kıymetli eserler ortaya çıkmıştır.
Mevlid; O dönemde yaşayan Süleyman Çelebi’nin yazdığı “Vesîletü’n-necat” isimli eseridir.
Süleyman Çelebi’nin hayatı hakkında fazla bilgi olmamakla birlikte Birinci Murat devri vezirlerinden Ahmet Paşanın oğlu olduğu söylenmektedir.
Yıldırım Beyazıt zamanında divan-ı hümayunda imamlık yaptığı bilinmektedir.
Mezarının nerede olduğu pek bilinmemekle birlikte Bursa Çekirge yolu üzerinde bulunduğu İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrencilik yıllarımda İslami Türk Edebiyatı öğretim üyemiz muhterem hocam Sayın Necla Pekolcay’ın tutturduğu ders notlarından anlaşılmaktadır.
Dr. Necla Pekolcay hocamızın anlattıklarından hatırımda kaldığı kadarıyla Süleyman Çelebinin yazdığı Mevlid’inin İstanbul Kütüphanelerinde tespit edilebilen nüshalarının sayısı 51 adettir.
Sayın hocamız yaptığı araştırmada İstanbul Kütüphanelerinde 30 çeşit ve 100 nüsha Türkçe Mevlid tespit etmişti.
Bunlardan 48 tanesinin diğer şahıslara ait olduğunu belirtmişti.
Yine aynı araştırmasında İstanbul Kütüphanelerinde 71 nüsha Arapça, 55 adet farsça, 3 adet Arnavutça, 1 adet Kürtçe, 1 adet Rumca olmak üzere 81 adet mevlid metni tespit etmişti.
Herkesçe ve Boşnakça mevlid metinlerinin varlığından da bahsetmişti.
Necla Pekolcay hocamı buradan rahmetle anıyorum.
Mevlid; Peygamberimizin doğum yıldönümü kutlama merasimlerine özel ad olmuştur.
Mevlid merasimlerinin yapılması için 1231 yılında İbn Dıhye isimli bir din bilgini “kitabut-tenvir fi Mevlidi’s-siracii-münir.” isimli eseri yazarak Erbil Emiri Muzafferüddin Gökbörü’ye sunmuştur.
İlk Mevlid merasimini kutlayan Muzafferüddin Gökbörü olmuştur.
Mevlid merasimleri bütün İslam âleminde kutlana gelmiştir.
Sultanahmet, Ayasofya, Süleymaniye, Hamidiye.. gibi selatin camilerde “Mevlid alayı” adıyla geniş kapsamlı kutlamalar 100′lerce yıl devam etmiştir.
Mevlid kandili de üçüncü Murad’ın emriyle umumî bayram günü ilan edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın ortaklaşa düzenlemesiyle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) mevlidi “Mevlid-i Nebî Haftası” adıyla Türkiye’de, Türk dünyasında ve Balkanlarda çok yönlü etkinliklerle kutlanmıştıi
Temennimiz bu kutlamaların daha geniş kitlelere yayılması, Peygamberimizin hayatının her yönüyle tanıtılması ve örnek alınmasıdır.
Hoşça kalınız.