Kuşkusuz ki, Hamas’ın sivilleri öldürmesi ve rehin alması kabul edilemez.
İsrail’in Gazze Kent Merkezi’ndeki El Ehli Baptist Hastanesi’ni vurması ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 471 masum insanı katletmesi ve bir o kadarını da yaralaması ise hiç kabul edilemez. İsrail Gazze’de resmen ve alenen soykırım yapıyor.
ABD Yönetimi de bu soykırımın arkasında duruyor.
Sadece ABD değil, Avrupa Ülkeleri de arkasında duruyor. Müslüman Ülkeler’e gelince, ne şiş yansın ne kebap politikasıyla bu katliamı durduracaklarını sanıyorlar.
Müslüman Ülkeler bugünkü içler acısı halleriyle bu katliamı durduramazlar. Müslüman halkların, “YA ALLAH BİSMİLLAH ALLAHU EKBER” diyerek bağırmalarıyla zaten durduramazlar.
Bu katliamı durdurursa Batı Kamuoyu’nun kendi yönetimleri üzerindeki baskısı durduracaktır. Müslümanlar’ın akıllarına başlarına almaları ve bağnazlıktan (özellikle de dini taassuptan) kurtulup, bilime ve teknolojiye yönelmeleri lazım.
Daha açık bir ifadeyle (maddi, manevi) her bakımdan güçlü olmaları lazım.
Aksi halde, sömürülmek ve zulme uğramak Müslümanlar’ın kaderi olur.
Atatürk’ün açtığı yoldan (aklın ve bilimin yolundan) gösterdiği hedefe (çağdaş uygarlığa) azim ve kararlılıkla yürüyenlere selam olsun!