Anamur Lisesinde öğretmenlik yaptığım dönemlerde henüz askerliğimi yapmamıştım…
Anamur Lisesinde öğretmenlik yaparken yaz tatiline rast getirilerek 4 aylık askere alınmıştım…
O dönemlerde askerlik çağına gelip tecil ettirenlerin sayısı ülke genelinde fazla olduğu için yığılmalar olmuştu…
Bu yığılmaları önlemek için kısa dönem askerlik kararı çıkmıştı…
İşte bunun için yaz tatilinde kısa dönem askere gitmiştim.
Askerliğimi Isparta’da yapmıştım.4 aylık kısa dönem olmasına rağmen askerlik günlerim hayatımda bir dönüm noktası olmuştu…
Şimdi tekrar eski yıllara, 1971’li yıllara dönüyorum:
Anamur Lisesine öğretmen olarak atandıktan sonra hiç vakit kaybetmeden muz bahçesi yapmıştım.…
Bu bahçe yıllar yılı genişleyerek devam etmiş ve muzların tamamı örtü altına alınmıştı…
Artık memleketimde görev yapıyordum… Onun için bir ev yaptırmam gerekiyordu…
Babamın maddi durumu da çok iyiydi… Elbette onun yardımları sayesinde ev sahibi olabilecektim…
Durumu en büyük ağabeyime, Mahmut ağabeyime anlatmıştım…
Onun da yardımlarıyla Yeşilyurt mahallesinde müşterek bir ev yeri, arsa satın almıştık…
Ev yaptırmak istediğimi babama açtığım zaman babam bana demişti ki: “Oğlum elbette ev sahibi olacaksın… Ancak önce gelir getirici bir bahçe yap… Özellikle sana vereceğim 6 dönümlük arazi üzerine Limon bahçesi yap… Ev yaptırırsan bahçe yaptıramazsın… Ama bahçeden kazandıklarınla ev sahibi olabilirsin…”
Babam güngörmüş, hayatın gerçeklerini bilen biriydi…
Onun tavsiye ve emirleriyle 6 dönüm Limon bahçesi yapmıştım…
Anamur Lisesinde öğretmenlik yaparken hem muz bahçesine bakıyor, He de ulusal basında her gün adıma gelen soruları cevaplandırıyordum…
Tabir caizse hayatım dolu-dolu geçiyordu…
Babam şimdi de Limon bahçesi yapmamı istiyordu… Üstelik bu iş için bana 6 dönüm arazi de veriyordu…
Dolu-dolu geçen hayatımın bir bölümüne de Limon bahçesi yer etmişti… Bahçe sahibi olabilmek… Narinciye bahçesine sahip olmak…
Üstelik Toros dağlarının koruduğu mikro klima içinde Limon yetiştirmek… Bu Türkiyede milyonlarca kişinin hayal edebileceği bir güzellikti…
…Ve limon bahçem de olmuştu… Hem de 6 bin metrekarelik arazi üzerinde…
Limon fidelerini Mersin Alata Teknik ve Bahçıvanlık okulundan getirmiştim…3 yaşında aşılı, taçlanmış fideler…
Fide dikimi için yalaklar kazılmış, su arkları açılmış fideler dikilmiş, sulanmaya başlanmıştı…
İşlemlerin başlangıç ve bitimi 2 ay bile sürmemişti… Limon bahçesinden para kazanmak uzun vadeli bir olaydı…
Ama muz bahçesinden 1 yıl sonra para kazanmaya başlanıyordu. Muz bahçesinden maaşımın 2 misli kadar da para kazanabiliyordum.
Babam savaşta sol kolunu kaybetmişti ve askerî malülü idi…
Çocukluğumuzdan itibaren bize devamlı askerlikle ilgili anılarını anlatır ve askerî marşlar söylerdi…
Bu sebeple çocukluğumdan itibaren askerliğe merakım vardı…
Üniversiteyi bitirdiğim zaman askere gitmek istemiştim. Fakat mecburi hizmetim olduğu için askere almamışlardı…
Benim askere gittiğim dönemlerde ülke çapında askere gidecek olan Yüksekokul mezunları arasında yığılmalar vardı…
Genelkurmay başkanlığının isteği üzerine o dönemin hükümeti bu yığılmaları önlemek için 4 aylık kısa dönem askerlik kararı almış ve 2 yıl içinde bu yığılmaların önünü almıştı…
Ben de 4 aylık kısa dönem askere çağrılmıştım…
Haziranda askere gidecek ve Eylül ayında okulların başlamasıyla birlikte terhis edilecektim.
Benim en çok merak ettiğim konulardan biri askerlikle ilgili bilgilerdi…
Ben bu bilgilere yabancı da değildim…
Sivas İlköğretmen okulunda öğretmenlik görevine başladığım ilk aylarda bütün branş derslerinin yönetmeleklerini incelemiş ve önemli bulduğum bölümleri not almıştım…
Milli Güvenlik Bilgisi dersiyle ilgili aldığım notlar sebebiyle de Öğretmenlik yaptığım Sivas İlköğretmen okulunda Milli Güvenlik Bilgisi derslerine giren Komutanlarla ve Anamur Lisesine derse giren Komutanlarla çok sıcak ve samimi ilişkilerim oluyordu…
Öyle ki; Bu sıcak ve samimi yaklaşımlarımız okul dışında da devam ediyordu…
En büyük yakınlaşmamız da babamın askeri malulü oluşuydu…
Sivas’ta Milli Güvenlik Bilgisi derslerine giren komutan beni KABAKYAZI’ya KIŞLA’ya davet etmiş ve ACEMİ ER’lere babamın hayat hikâyesini anlattırmıştı…
Kabakyazı’da aynı karavana’dan erlerle birlikte yediğim yemeği ve bir acemi er’in yemekten önce;“Tanrımıza hamdolsun… Milletimiz var olsun… Afiyet olsun…”şeklindeki dua’sını hiç unutmuyorum…
Hele yemekten sonra yaptıkları eğitimde; “Süngü taaaak… Hücuuuum” şeklindeki komut üzerine Er’lerin hayali düşman üzerine “ALLAH, ALLAH…”sesleriyle saldırmalarını hiç mi hiç unutamıyorum…
O günden sonra KIŞ’lada askerlik yapmak benim için adeta bir tutku olmuştu…
Sivas İlköğretmen okulunda dışardan bitirme sınavları da yapılıyordu…
Görev yaptığım süre zarfında Kabakyazı’da askerlik yapan ER’lerin 10’larcasına Öğretmen Okulu diploması da aldırtmıştım…
Bu konuda komutanlarla okul müdürleri arasında bir köprü oluşturmuştum…
Askerdeyken Öğretmen okulundan İlkokul öğretmeni diploması verdiklerimizden biri de Bozyazı’lı hemşehrim sayın Ahmet Oğul’du…
Askere gitmeden önce not aldığım bilgilere bir göz atmış ve taze bilgilerle askere gitmiştim…
Bu bilgilerin bir kısmını da sizlerle paylaşmak istiyorum:
Dedim ya… Öğretmenliğe başladığım 1968 yılında Sivas İlköğretmen okulunda öğretmenken daha ilk ay içerisinde bütün branş derslerinin yönetmeliklerini incelemiş ve notlar almıştım…
Milli Güvenlik Bilgisi dersi de bunlardan biriydi…
Öğretmenliğe başladığım 1968 yılında, aynı yıl okullarımızda okutulacak olan yeni Milli Güvenlik Bilgisi Dersi Yönetmeliği yayımlanmıştı…
9 Temmuz 1968 tarih ve 12945 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Güvenlik Öğretimi Yönetmeliği’nin amaçlarını, kapsamını, tarifleri, öğretim esaslarının uygulamasını, sorumlulukları not olarak yazmıştım…
Hatta yeni Yönetmeliğin yayımlanmasıyla kaldırılan eski yönetmelik hükümlerinden 3.3.1947 tarih ve 3/5612 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle yürürlüğe konulan Milli Savunma Öğretimi Yönetmeliği’nin önemli bölümlerini de notlarıma yazmıştım…
Her iki yönetmelikteki benzerlikleri ve ayrılıkları da not etmiştim…
İşte bütün bunlar sebebiyle Askerliğe yabancı değildim…
Henüz askerliğimi yapmamıştım…
Bu arada ben Anamur Lisesinde görev yaparken yaz tatiline rast getirilerek 4 aylık askere alınmıştım…
O dönemlerde askerlik çağına gelip tecil ettirenlerin sayısı ülke genelinde fazla olduğu için yığılmalar olmuştu…
Bu yığılmaları önlemek için kısa dönem askerlik kararı çıkmıştı…
İşte bunun için askere gitmiştim.
Askerliğimi Isparta’da yapmıştım.4 aylık kısa dönem olmasına rağmen askerlik günlerim hayatımda bir dönüm noktası olmuştu…
Hoşça kalınız.