Sivas İlköğretmen Okulunda yeni ders yılı ile birlikte üçüncü yılım başlamıştı.
Bu yıl da 20 günde bir gelen gece nöbetleri için, parasız yatılı olan öğretmen okulundaki gece nöbetlerimde Cumhuriyet İlkokulu Müdürü ve Milliyetçiler Derneği başkanı sayın Mehmet İrge beyin kızları Emine hanım ve Fatma hanım eşimin yanında kalıyordu…
Ben huzur içinde gece nöbetlerime gidebiliyordum.
Gece nöbetlerimiz çok verimli geçiyordu.
Gündüzlü kız öğrenciler gittikten sonra okulda sadece erkek öğrenciler kalıyordu…
Sabah kahvaltılarını, öğle yemeklerini, akşam yemeklerini öğrencilerle birlikte yemekhanede yiyorduk…
Gece 2 bölüm halinde etüt saatleri vardı…
Ben yirmi günde bir gelen bu nöbetleri iple çekiyordum…
Son sınıfa geçen öğrencilerimizi ilkokul öğretmeni olarak görüyorduk…
Onlar da kendilerini…
İlkokullara derse girecek bu öğrencilerimizi milli ve dini değerlere bağlı olarak yetiştirmemiz gerekiyordu…
Bunun için en güzel fırsat nöbetler ve etütler oluyordu.
Uzun söze ne hacet…
Sivas İlköğretmen okulundan benim çalıştığım dönemlerde sol tandanslı hiçbir öğrenci mezun olmamıştı…
Kızlı erkekli bütün öğrencilerimiz milli ve dini değerlere bağlı olarak yetişip mezun olmuşlardı…
1969 – 1970 eğitim-öğretim yılı benim İlköğretmen okulunda 3’üncü ve en verimli yılım, son yılım olmuştu…
Bu öğretim yılında İlköğretmen Okulu içinde bulunan karanlık fikirler tamamen temizlenmiş, yeni idare kadrosu oluşturulmuş ve solcu öğretmenler yerine milliyetçi öğretmenler ağırlık kazanmıştı…
Üçlü grubumuzdan Edebiyat öğretmeni sayın Nureddin Yaz müdür yardımcısı olmuştu.
Bu öğretim yılında da “İslam Medeniyeti”ndeki görevimi aksatmadan yürütmüştüm.
Bu öğretim yılında da dersimden başarılı olan öğrencileri çeşitli yollarla ödüllendirmiştim.
Ancak 3 yıllık süre içinde hiçbir öğrencim yazdırdığım İSLAM tarifine ek yapamamış ve vaat ettiğim elbiseyi kazanamamıştı.
İslam’ın tarifi şuydu: “İslam; Hak ve hakîkat îmanı, selâmet ve saadet ilmi, cemiyet, hukuk, iktisat ve ahlâk nizamı, sanat düzeni, huzur ve bekâ duygusudur.”
Bu tarifi sayın Ömer Kirazoğlu hocam İslam Medeniyeti mecmuasının 15 aralık 1967 tarihinde yayımlanan yıl 1, sayı 5, sayfa 55’de “İslami Davranış” adlı makalesinde de yayımlamıştı…
Ben ise bu tarifi derste bizzat onun sözlerinden ezberlemiş ve 3 yıl boyunca bütün öğrencilerime de ezberletmiştim.
Ancak hiçbir öğrencim bu tarifin dışında kalıp ta İslamiyeti içine alan bir kelime ekleyememişlerdi
.Öyle ki mezun olan her öğrencime; “Ne zaman ekleme yaparsanız bana bildiriniz ve ben size elbisenizi alacağım…”demiştim…
Sonraki yıllarda mektuplaştığım öğrencilerim bazı eklemeler yapıyor ve ben de o eklediklerinin önceki kelimelerin içinde olduğunu bildiriyordum…
Kendilerine tabir caizse açık çek vermiştim…
Bu güne kadar da bu çeki bozduran olmamıştı…
Şimdi aynı tarifi siz değerli okuyucularım için de geçerli sayıyorum:
Kim ki yukarıdaki İslamın tarifinin içinde olmayan eksik bir tarifte bulunup:‘’ gazimert.com ‘’ internet adresime gönderir ise incelenip değerlendirilecek, doğru tarifi bulanların her birine yurt dışında bulunduğu Ülkeden veya yurt içinde bulunduğu İl’den, İlçeden alacağı elbisenin ücreti, ilgili firmaya tarafımdan ödenecektir. ( Erkekler için; elbise, ayakkabı. Bayanlar için: etek, bluz, eşarp, ayakkabı…)
Süremiz yazının yayımlandığı tarihten itibaren 3 aydır.
Evet… Sivas İlköğretmen okulunda görev yaptığım 3 yıllık süre içinde pek çok dost ve arkadaş edinmiştim…
Akşamları karşılıklı ziyaret toplantılarını, bu toplantılarda erkeklerin yaptığı çiğ köfte partilerini, pazar günleri yaptığımız toplu gezileri, her ay muntazaman verilen konferansları, Sayın Yavuz Bülent Bakilerin şiir günlerini, okullar arası yapılan münazara ve bilgi yarışmalarını hiç unutamıyorum.…
Artık benim için Sivas İlköğretmen Okulunda yapacak hizmet kalmadığını düşünüyordum…
Taşlar yerine oturmuş, Sivas İlköğretmen Okulunun çehresi değişmiş, kapalı bir kutu olan İlköğretmen okulunda da milliyetçi, muhafazakâr, vatanını, milletini, bayrağını seven kadro görev başına gelmişti…
Arkadaşlarımızla fikir teatisinde bulunmuştuk ve tayin istediğim takdirde İlköğretmen okulunda herhangi bir aksaklık olmayacağı yeni gelecek Din Bilgisi öğretmeni kim olursa olsun artık bu çarkın döneceği kanaatine varmıştık.
Buradan başta avukat sayın Yavuz Bülent Bakiler ve merhum Mehmet İrge beyin aile efradı olmak üzere bana yardımcı olan tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyor vefat edenlere Allahtan rahmet diliyorum..
Bu arada bütün bu çalışmalarıma Ankara’dan yardımcı olan, Sivas İlköğretmen okulundaki çalışmalarıma büyük ölçüde destek veren ve beni devamlı moralli tutan Din Eğitimi Genel Müdürüm merhum Hulusi Özkul hocamdan bahsetmeden geçemeyeceğim.
Sayın Hulusi Özkul benim Adana İmam Hatip Lisesini bitirdiğim yıl okul müdürümüzdü.
Okulum bitmeden önce Ankara’ya tayini çıkmıştı.
Son sınıflar olarak müdürümüze bir veda gecesi düzenlemiştik…
Veda gecesinde yaptığı konuşmadan bir bölüm 55 yılı aşkın süre geçmesine rağmen hala kulaklarımda…
Tane-tane söyleyerek demişti ki; “Ben aciz Hulusi var isem eğer, sizin yüzünüzden, sizin varlığınız yüzünüzden varım…”
İşte benim Sivas’ta yaptığım mücadelelerimde Din Eğitimi genel Müdürüm sayın Hulusi Özkul’du.
1969-1970 eğitim öğretim yılının başlarında sayın Hulusi Özkul nedeni bilinmeyen bir atama ile Ankara İmam Hatip Lisesine öğretmen olarak atanmış ve yerine vekaleten Necati İlhan Leblebicioğlu getirilmişti.
Sayın Hulusi Özkul Din Eğitimi Genel Müdürlüğü yaptığı dönemlerde bana hep moral kaynağı olmuştu…
Ve ben 1969 – 1970 öğretim yılının sonunda büyüklerime de danışarak Anamur’a tayinimi istemiştim.
Hoşça kalınız.