Yersen tantuni cezerye, koklarsan portakal limon çiçeği, seversen deniz ve şiir var. Ha unutmadan bu arada bir de sanat var.
Önceki gün Mersin Gazetesi’ni temsilen davet edildiğimiz Mersin Büyük Şehir Belediyesi Kongre Merkezi’nde sergilenecek olan Mersin Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nun emeklerini, alın terlerini, meyvelerini, çocuklarını görmek için hazır ve nazır olarak yerimi aldım.
Görsel izlencenin adı: Asıl Olan Hayattır.
Kısaca Nazım Baba’nın hayatını anlatan bir müzikal.
‘’Asıl Olan Hayattır’’.
Bir tiyatro oyunundan ziyade, ‘’Şair Baba’’ lakaplı Nazım Hikmet üstadın 1 saatlik biyografik belgeseli idi.
Neler yoktu ki.
Hayatı, mücadelesi, Nazımın neyin derdinde olduğu, sevmeleri, aldatmaları, hasreti, şiirleri ve Nazımın bestelenmiş sözlerinin görsel şölen içine tane tane, bizleri incitmeden üzmeden serpiştirilmiş hali mevcutlu idi.
Emeği geçen tüm sevenlerine -Hem tiyatro hem de Nazım Adına- Teşekkür bir borçtur efendim.
Keşke, Mersin’in her günü tiyatro her günü şiir olsa.
Bu günü ve nadide şehir güzelliğini kucaklıyacak büyüklüktedir.
Sanat adına olması gereken ne varsa yakışır bu şehre.
Zaten bu şehir baştan başa aşk, baştan başa şiir değil midir?
Oyun içinde görsele odaklanmamı engelleyen, oyunun atmosferinden, daldığım o hayal aleminden, beni Nazım’ın yanından, o demir parmaklıkların ardından, oturduğum koltuğa geri getiren bir olayı da söylemeden geçemeyeceğim. Hem benim hemde izleyiciyi seyreyleyen kişilerin ortak düşüncesi olarak açıkça dile getirmem gerekir ki, oyun esnasında rollerle beraber yürüyen müzik sesi, oyuncu arkadaşların sesini çok bastıyor, oyunun tadını almamızı engelliyordu.
Tam kendimi kaptırıp “Bak ben bunu bilmiyordum, bu gerçekten böyle mi olmuş?” diyerek zihnimin labirentlerinde yeni düşünceler ve bilgiler peydah olurken, orkestranın amansız saldırısı ile birden ayaklarımız yere basıveriyordu!
Sanırım salonun akustik dizaynında bir sorun var.
Her şeye rağmen çok güzel bir gece idi.
Dinlenmiş bir ruh, memleketin içinde bulunduğu sancılı süreç ve kaotik ortamın içinde, oyun bitişi.
Çevremde gördüğüm gülen ve mutlu yüzler.
Şu an bile o keyfi, o lezzeti hala yaşamama neden oluyor…

