Nöbetçi Eczaneler
3 ayda nereden nereye geldik ekonomik olarak!
Yavaş yavaş eriyorduk aslında!
Yazık oldu ülkeye şu 3 ayda yaşadığımız devalüasyonun etkisini hayatımız boyunca yaşayacağız maalesef. Ekonomik olarak pesimist bakmak doğru değil belki. Doğru politikalar ile rayına birkaç yılda oturabilir.
Ancak bir de son 20 yılda yaşanan ‘Sosyolojik Devalüasyon’ var.
O ne olacak?
Asıl sorun sosyolojik enkaz, o çok zor geçer.
Borçlana borçlana bize büyük bir enkaz kalacak ve bırakanlar gidecekler..!
Dış politikada bırakılacak enkaz da cabası.
Yıllardır yaşatılan sosyolojik yıkımı da eklemeliyiz.
Bu yıkımın üstüne de akla gelen bazı sorular var;
Uzakdoğu ülkelerinde 150 dolara işçi ücreti ile birçok dünya şirketi oralarda fabrika kurup üretim yaptılar.
Resmen sömürü vardı.
Aynısı Türkiye’ye mi uygulanmak istenir?
Düşük ücretle kısıntılı geçim insanları köleleştirir.
Yıllardır yaratılan gerilim ve ayrıştırma üstüne getirilen bu geçim sıkıntısı ülke psikolojisini etkiler ve sosyolojik bozulmaları hızlandırarak artırır.
O yıkım sizi aslında artmayan ama arttırılmış gibi gösterilen asgari ücrete sevinecek hale getirir!
Yaşatılan sosyolojik yıkım, dününü, bugününü en önemlisi geleceğini çalar.
Türk halkının durumu ise;
“Bak yine kızamıyorum canın sağ olsun, canın sağ olsun, bu can feda olsun. Hiç kimse benliğini seninle bu kadar dolduramaz. Gel kendini de al bu benliğimden, hiç bir şeyim kalmasın.”
10 yaşındaki çocuğun her sabah kalkıp eline telefonunu aldığında döviz fiyatlarına bakıyorsa orada yıkımdan başka birşey yoktur!
Bir de yetişkini var bu işin. Bir avukat der ki;
“Tam 13 yıl oldu bugün avukatlık ruhsatımı alalı. 1.000 dolar aylık maaşla başlamıştım işe. 13 yıl sonra benim kıdemim karşılığı maaş standardı 1.000 dolar yapmıyor. Yeni başlayan meslektaşlarımın maaşlarını konuşmaktan ar eder haldeyim.”
Konfeksiyoncudan Maliye Bakanı,
Çorapçıdan Bakan Yardımcısı,
Güreşçiden Bankacı,
Yeliz’den Milletvekili olursa;
1 Dolar 16 Lira da olur, 20 lira da!
Ekonomi de biter psikoloji de.
Burası sözün bittiği yer..!