Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    BİLAL BAKIRDÖVEN-MEYDAN SAVAŞLARI..!

    Hep aynı şeyleri yaşıyoruz
    Hep aynı şeyleri yaşıyoruz aslında.
    Başkanlık seçimlerinde de Muharrem İnce alanları doldurmuştu.
    Öncesi ve sonrası yine meydan savaşları yaşanmıştı..!
    Yine başladı,  “Senin meydanın dolmadı benim meydanım doldu.” hamasetleri!
    Cumartesi günü Mersin’de CHP mitingi vardı.
    CHP’nin kalesi Mersin.
    Millet Bahçesi yanı eski TSG Stadı yeri!
    Daha önce Muharrem İnce’de doldurmuştu alanı.
    Burada bugüne kadar yapılan tüm mitinglerden çok daha fazla kalabalık vardı.
    Kalabalıktan daralan insanlar miting alanını terk ederken, bir çok insan da akın akın alana gelmeye devam ediyordu.
    Ama muhalefet hiç bu kadar ilgilenmemişti bu miting ile..!
    Hatta Valilik bile görülmemiş bir şey yaptı. Mitinge gelen kişi sayısını açıkladı.
    Yaklaşık 21.500 kişi katılmış! Rakam da tam, küsüratı yok!
    Burada sonuçtan bağımsız özellikle de muhalefet, neden bu kadar meydandaki sayı peşine düştü?
    CHP’den cevap geldi, 100 binin üzerinde katılım olduğunu söyledi.
    Adı meydan savaşı, kazanını kim olacak bu kez bilinmez ama kaybeden belli, yine halk!
    Particilik yine milletin önünde..!
    En büyük dertleri güç gösterisi..!
    Meydanlarda savaş biter twitter’da devam eder.
    Kim miting yaparsa yapsın ardından aynı cümleler;
    “Otobüslerle taşınmış il dışından millet” gibilerden sözler.
    Bir de matematik sevmeyen bir milletten ilginç hesaplamalar görürsünüz!
    Mesela;
    ‘Haritada gösterdiği yer 300 metre uzunluğunda 30 metre genişliğinde bir alan 9 bin m2. Metrekareye 3 kişi olsa ki görüldüğü üzere meydan boş 27 bin kişi yapar en fazla!’
    Bir de karşı cümleler vardır.
    ‘Kıskananlar çatlasın, ağlayacaksanız oynamayalım’ gibilerinden.
    Peki bu laf dalaşının, meydan savaşlarının sebebi nedir?
    Tabi ki psikolojik baskı.
    Zaten psikolojisi kökten bozulmuş bir millete,
    “Bak biz güçlüyüz siz de bizim yanımıza gelin, oyunuzu bize verin” baskısı!
    Bakalım bu meydana savaşları bizi karanlığa giden yoldan döndürecek mi..?
    Bir de farklı bakışı açısı;
    “Evet bu mitinge ve buna benzer toplantılara izin veren İçişleri, Sağlık Bakanlığı ve Bilim  Kurulu;
    gel gelelim 30 kişilik sınıflarda el kadar çocuklara saatlerce maske taktırıyor..!”