Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

GAZİ MERT- SOHBET KÖŞESİ: KURULAN TUZAKLARA KARŞI BİR VE BERABER OLMALIYIZ.

2023 Genel seçimlerin yaklaşması
2023 Genel seçimlerin yaklaşması nedeniyle terör olayları da tırmanışa geçmiş durumda…
Yurt dışı ve yurt içi terör olaylarına karşı uyanık olmak hem iktidar partisinin, hem muhalefet partilerinin namus borcudur.
Türk milleti olarak terör olaylarına karşı birlik-beraberlik içinde olmaya her zamankinden daha çok muhtacız.
Muhalefetiyle, İktidarıyla bütün partilerimiz terörü yok etme konusunda fikir birliği etmelidir.
Geçmiş yıllarda fikir ayrılıkları ülkemize hiçbir fayda sağlamamıştı.
Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.
Artık ayrışma zamanı değil, birlik-beraberlik zamanıdır.
Türk milleti olarak bugünlere kolay gelmedik.
Bir su matarasına, bir kundura bağına, bir tüfek kayışına, bir lokma ekmeğe, bir silah mermisine muhtaç günlerden geldik.
Bizim gibi toplu bir İstiklal Savaşı vermiş milletlerin sayısı çok değildir.
O savaşları yaşamış, cephede kanını, kolunu, bacağını bırakmış insanlarımızdan bir kısmı hala aramızda yaşıyorlar.
Son yüzyılda dünya bir Balkan, iki dünya savaşı yaşadı.
İlk dünya savaşında 10 milyon insan can verdi.
Kaybolanların sayısı 15 milyon…
Her üç savaş da ya topraklarımız üzerinde veya çevremizde yapıldı.
Bugünkü nesiller, o günleri yaşamış insanların hatıralarını dinleyerek büyüdüler.
Haçlının, Rus’un, Yunan’ın günah izleri; Taşımızdan-toprağımızdan henüz silinmedi.
Hal böyleyken; Acaba bu acı günlerden alınacak ibret dersi son yıllarda nasıl unutuldu?
İstiklal için savaş vermiş, savaş kazanmış bir milletin çocukları devletine nasıl başkaldırıyor?
Karakollara, okullara, devlet kuruluşlarına nasıl baskın düzenleyebiliyor?
Polisi, jandarmayı nasıl arkadan vurabiliyorlar?
Masum çocuklar, hamile kadınlar nasıl kurşuna diziliyor?
Henüz uzak olmayan bir tarihte düşman çizmesi altından kurtarılan vatanda insanlarımız nasıl birbirine düşürüldü?
Millet olarak toparlanmaya, teröre karşı asgari müşterekte birleşmeye, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya muhtacız.
Doğu-batı, kuzey-güney, yaşlı-genç, okuyan-okumayan, işçi-patron, amir-memur, asker-sivil demeden toplu bir bütünleşme, birlik-beraberlik hamlesi başlatmalıyız.
Ülkemiz ekonomik eğitim seferberliği paketleri yanında birlik-beraberlik paketine de muhtaçtır.
Durumumuz “Boş ver” anlayışına uygun değildir.
Yüzyıllarca “Nizam-ı âlem”i temsil ettik.
Millet olma tecrübemiz hiçbir millette yok…
Tarihin en güçlü ordularını, dünyanın en büyük imparatorluklarını kurduk.
Yer altı-yer üstü zenginliklerimiz, tarihi, stratejik, demokratik imkanlarımız düşmanlarımızı kıskandıracak kadar güçlü…
Bu imkanları hakkıyla değerlendirebilirsek hem bölge, hem dünya barışına yön verecek ışıklı pırıltılı bir ülke olabiliriz.
Komünizmin çöküşüyle birlikte bu bölgede kurulan Türk devletleri bizim liderliğimizi bekliyor.
O halde neden bir ve bütün değiliz?
Bazı İnsanlarımız niçin devlete karşı gelme yolunu seçiyor?
…Ve bazı insanlarımız Parlamento çatısı altında nasıl terör örgütüne destek verebiliyor?
Kuzeyden, batıdan, güneyden, doğudan tam bir ateş çemberi içerisindeyiz!
Rusya’nın dağılmasına rağmen kuzeyimiz yine Demirperde…
Batı komşumuz Yunanistan savaş çığlıkları atarak bir Türk düşmanlığı cezbesinde…
Güney Kıbrıs Rum kesimi Türkiyeyi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini dışlayarak arkasına Avrupa Birliği ülkelerini de alarak,ezeli ve ebedi düşmanımız İsrail’le ortaklaşa KIBRIS’TA petrol ve doğal gaz arama peşinde…
Ayakları henüz yere basmayan güney ve doğu komşularımız kardeş kavgasında…
Cenabı-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de;
“Birbirinizle ihtilafa düşerek çekişip durmayın. Aksi halde başarısızlığa düşersiniz. Gücünüz, kuvvetiniz kaybolup gider…”.buyuruyor.
Yine başka bir Ayet-i Kerimede:
“İnanmayanlar bile birbirlerinin yardımcılarıdırlar. Şayet siz böyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve kargaşa ortaya çıkar.”buyrulmaktadır.
Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesinde: “Sakın benden sonra ihtilafa düşüp, birbirinizin boynunu vurmayınız” buyurmaktadır.
Ayet ve hadislerdeki ikazlar bizi derin-derin düşündürmelidir.
Aksi takdirde bu ikazların muhatap ve mahkumu oluruz.
Dünya yürüyor…
Yürüyen, ilerleyen dünyada durmak, terörü desteklemek çağın ve ihtiyaçların gerisinde kalmaktır.
İslam dini fitneyi yasaklamış bir dindir.
Bizi birbirimizle kavgaya götürecek hiçbir problemimiz yoktur.
Menfaatimiz kavgada değil, birbirimizi sevmededir.
Bölüşemediğimiz nedir?
Yüzümüzü ağartan bir sevgi ve kucaklaşma ile yokluğun üzerine yürümek varken, kavga etmek nedendir?
2021′li yılları yaşadığımız şu günlerde bu soruları herkes birbirine sormalıdır.
Geçmişimizin ve geleceğimizin sırtımıza yüklediği ağır sorumlulukları birlikte çözmeliyiz.
Bu bizim gerçek kurtuluşumuzun başlangıcı olacaktır.
Hoşça kalınız.