Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BAKLİYATTA ARZ VE TALEP DENGELERİ ÇOK DEĞİŞTİ

Bu haberin fotoğrafı yok

ABDULLAH ÖZDEMİR 
Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı olup 1995’ten yana bu görevin başındayım.Yıllarca bakliyat piyasası sektöründe çalıştım. 1982 yılından bu yana hem ihracat hem ithalat sektöründe kendimi geliştirdim. Galatasaray lisesi mezunuyum, aynı zamanda İstanbul işletme mezunuyum evli iki çocuk sahibiyim. Lisan olarak İngilizce ve Fransızca konuşup ticaret borsası başkanlığı dışında bir çokgörevde bulundum. Akdeniz Hububatlar yönetim kurulu birliği ve başkanvekilliliği yine 2 dönem Mersin Büyükşehir ve  Yenişehir belediyelerinde  meclis üyesi olarak çalıştım. 5 yıl Mersin Narenciye Festivalinde icra komitesi başkanı olarak çalıştım. Ticaret borsaları konsey başkanlığı yaptım ve hatırlayamadığım daha bir çok görevde bulundum.
MERSİN: 2018 yılında uygulanan istihdam teşvikleri için neler söylemek istersiniz?

ÖZDEMİR: Aslında 2017 yılında uygulandı ve 2018’de de uygulanıyor. Burada amaç devletin işçi çalıştıracak olan firmalara yaptığı bir yardım olarak düşünüyorum ki gayet olumlu bir yardım. Çünkü Türkiye’de en büyük problemlerden bir tanesi işsizlik ve maalesef işsizlik genç nüfusta çok fazla görülüyor. Nitekim her gün bize gelen en az 2 kişinin iş başvurusu oluyor. Bilhassa üniversite okuyup fakülte bitiren gençlerde bu çok daha fazla görülüyor. Mezun olduktan sonra en az 2 veya 3 yıl boyunca iş bulma derdine giriyorlar. Tabi bunlardan bir kısmı elbette iş bulabiliyor ancak diğer kesimi hoşlanmadığı veya sevmediği kendi alanında olmayan işi yapmak zorunda kalıyor. Sosyal devlet anlayışı ve genç nüfusun yoğun olduğu bir ülke için iş alanları çok önemli ve maalesef işsizliğin  bukadar yoğun olması can acıtıcı bir olay ne yazık ki. Dolayısıyla devletin bu alana el atıp istihdam alanları yaratması gerekir. Sosyal devlet anlayışı bunu gerektirir, çalışmak isteyen herkesin iş bulabilmesi lazım. Çünkü insanlar gelip ben iş istiyorum diyor bundan daha güzel bir talep olabilir mi? Yardım veya para değil çalışıp emeğinin karşılığını istiyor. Bu anlamda istihdam alanlarının çoğalması olumlu, umarım bu konuda kısa zamanda daha iyi sonuçlar alırız.               

MERSİN: Mersin genelinde bakliyat ve narenciye sektörünün piyasa durumu nedir aydınlatır mısınız?

ÖZDEMİR: Bakliyat ürünleri Mersin’de yetişmiyor ancak liman sayesinde bakliyat işleme sanayisinin ve ticaretinin merkezi olduk. Mersin bir bakliyat kenti haline geldi. Bugün bakliyat ürünleri ticaretinin yüzde 85 gibi yüksek bir oranı kentimizde yapılmaktadır. Ancak maalesef son yıllarda Türkiye genelinde bakliyat üretiminde 2 milyondan 1 milyona düşen ciddi bir azalma var. Dolayısıyla şu anda iç piyasaya bile yetemez duruma geldik.  Üretim miktarı düştüğü için ihracat azalmaya, ithalat artmaya başladı. Arz ve talep dengeleri çok değişti. Bazı ürünlerde ithalatçı olduk özellikle kırmızı mercimekte. Şu anda Mersin’de 25 tane mercimek fabrikası var ve bunlara ilave olarak eleme, çuvallama  ve depolama için yaklaşık 100’e yakın lojistik depolar oluşmuş. Sektör çalışıyor gibi görünse de aslında kan kaybediyoruz. Taşıma su ile değirmen dönmez. Üretim olmazsa hem alım fiyatı artar hem de rekabet şansımız azalır. Yıllardır bakliyat sattığımız Mısır, Sri Lanka, Dubai gibi ülkeler artık hammaddeyi bizim gibi Kanada’dan alıp kendi fabrikalarda işletiyorlar. Dolayısıyla ihracat alanımız azaldı. Bu kötü gidişin önüne geçebilmek için mutlaka üretimi ve verimliliği artırmak zorundayız. Üretim seviyemizi tekrar 2 milyon tona çıkarabilirsek, sektörümüz tekrar net ihracatçı konumuna gelir. Bu anlamda önemli çalışmalarımız var ve bence en önemlisi tohum ıslahı çalışmamız. Nitekim işin başı tohum. Burada en önemli görev elbette tarım Bakanlığına düşüyor gerekli destekleri vererek nadas alanlarını bakliyat ekimine zorlayarak teşvik edecek şekilde canlandırması lazım. 

FİYATLAR DÜŞÜYOR ÜRETİCİ MAĞDUR OLUYOR 

Narenciye ise bu toprakların yani Çukurova bölgesinin ürettiği bir ürün. Narenciye de ise şöyle bir sorun yaşanıyor.

Narenciye üretiminin Türkiye’de yüzde 25’i  ve ihracatınındada /35’ininden fzlasını  Mersin yapıyor. Rakamlar elbette iyi ancak narenciyede ihracat ve iç tüketim, arz fazlalığını eritmeye yetmiyor. Arz, yani üretim, tüketim ve ihracatın toplamından daha fazla. Tüketim yeterli olmayınca ürün dalda kalıyor veya yere düşüp çürüyor. Fiyatlar düşüyor, üretici mağdur oluyor. Ancak üreticinin memnun olabileceği çözüm yok mu; elbette var ya iç tüketimi özendirip artıracaksın ya da ihracatı çok iyi artıracaksınız. Bunu yapmazsak maalesef sorunlar artarak devam edecektir.

MERSİN: Toprak Mahsülleri Ofisinin çiftçiden aldığı ürünlerle ilgili fiyat politikası hakkında ne söylemek istersiniz?

ÖZDEMİR: Bana göre toprak mahsülleri ofisinin görevi ve misyonu tamamen piyasayı regüle etmek olmalıdır. Ürün fiyatları çok düştüğünde alıcı olarak devreye girmelidir. Ürün fiyatları aşırı yükseldiğinde ise elindeki stokları piyasaya sunmalıdır. Böylece, piyasada oluşması muhtemel aşırı fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmiş olacaktır. Lisanslı değoculuk ve ürün borsası sistemi tam olarak yerine oturduğunda, tarımsal ürün piyasaları çok daha sağlıklı şekilde çalışacaktır. Ancak bu sistem henüz emekleme aşamasında…

MERSİN: Ticaret borsası ilimizin  ülke kalkınmasına yönelik,inovasyon anlamında özel  çalışmalar yapmakta mıdır neler söylemek istersiniz?

ÖZDEMİR: İnovasyon kelimesi son zamanlarda çok fazla kullanılmaya başlandı. İnovasyon bir şeyi yenilemek, inove etmektir. Hayat aslında bir inovasyondur, her gün farklı işler yapıyoruz ve muhakkak bir aşama kaydediyoruz. İnovasyon bana göre yaptığımız işi daha iyi ve daha yeni şekilde nasıl yapabilirizsorusunun cevabıdır. Daha az emekle, daha faydalı nasıl yapılabilir.  Borsa olarak kuruduğumuz bir tohumculuk şirketi sayesinde sertifikalı tohum üretiyoruz. Sektörümüz için bu bir inovasyondur. Aynı şekilde, çok farklı bir konsept ilenarenciye festivali düzenliyoruz, bu da bir inovasyondur. 

TARIMDA EN BÜYÜK SORUN PLANSIZLIK

MERSİN: İlimizin ekonomik sorunlarına çözüm üretmek ülke kalkınmasına katkı sağlayacak ticaret borsamızın projeleri var mı?

ÖZDEMİR: Bizim en büyük vazifemiz üyelerimiz ile devlet mekanizması arasında köprü olmaktır. Üyelerimizin devlet ile ilgili sorunlarının çözümü için çalışıyoruz. Ayrıca, tarımsal ürün piyasalarının sağlıklı biçimde işlemesi ve adil bir ticaret ortamı oluşması için gayret gösteriyoruz. Bu anlamda, Mersin Ticaret Borsası olarak önemli işlere imza atıyoruz.

MERSİN: Ülke kalkınmasına yönelik tarımda planlama adına neler söylemek istersiniz? Planlı tarım nasıl olmalı sizce?

ÖZDEMİR: Bana göre şu anda tarımda en büyük sorunumuz plansızlık. Her üretici, kafasına göre üretim yapıyor. Bundan dolayı, ürünlerin arz ve taleplerinde her yıl ciddi dengesizlikler yaşanıyor. Fiyatlar ya çok düşerek üreticiyi, ya da çok yükselerek tüketiciyi mağdur ediyor. Fiyatların öngörülemeyecek şekilde yüksek oranlarda dalgalanmasını ne üretici, ne tüccar, ne sanayici, ne ihracatçı, ne tüketici ne de devlet ister. Hiç kimsenin istemediği bu duruma düşmemek için planlama şarttır. Devletimiz planlı üretimi teşvik etmek amacıyla, Havza Bazlı Destekleme Sistemini başlattı. Ancak, bu sistem şu anda uygulandığı haliyle, dertlerimize çare olmaktan uzaktır. Bizim beklentimiz, ürün bazlı havzaların oluşacağı, yepyeni bir sistemdir.

MERSİN: Kazanlı, Adanalıoğlu gibi sebze üretiminde can damarı olan yerlerde sıkıntı yaşayan çiftçi tarlasını ya satmakta yada inşaat için müteahite vermek durumunda kalıyor bunu engelleyecek planlarınız ve projeleriniz var mı?

ÖZDEMİR: Bunlar bizi aşan konular bunlar önce belediyelerin sonra devletin sahip çıkması gereken konulardır. Bu bölgelerde seracılık çok yaygınlaşmaktadır.  Seracılık kazançlı bir alandır. Orada kazanamayan çiftçiler varsa, diğer çiftçiler zaten hiç kazanamaz. 

SİGORTA SİSTEMİ İYİ ÇALIŞIRSA SORUN ÇÖZÜLÜR 

MERSİN: Neredeyse her yıl yaşanan dolu ve sel felaketlerinin tarım alanlarını işgal etmesi ekonomiye darbe vuruyor bunun çözümü için neler yapılmalı, görüşleriniz nedir?

ÖZDEMİR: Aslında basit bir çözümü var. Nitekim akılcı ve teknolojik olarak çalışanlar bunun önlemini alıyor zaten. Ama en önemli unsur sigortadır. Doğal afeti engelleyemezsin elbette ancak sigorta sistemi iyi çalışırsa sorun çözülür. Zaten devlet gerekli desteği veriyor, katkı sağlıyor. Bence çiftçilerin sigorta olayına biraz daha ılımlı ve sıcak yanaşması gerekir.

MERSİN: Önceleri yerli tohumu kullanıyorduk ancak şuan ithal tohum kullanıyoruz gene aynı şekilde yerli ve organik  tohumageçilecek mi neler söylemek istersiniz?

ÖZDEMİR: Organik tohum, organik olmayan tohum diye bir şey yoktur. Tüm tohumlar doğası gereği organiktir. Üreticimize yeterli miktarda, sağlıklı, dayanıklı, verimli ve ucuz tohum sağlamak zorundayız. Bu alanda devletimiz önemli çalışmalar başlattı. Özel sektöre teşvikler veriyor. Tohum işin başıdır yerli tohumu üretmeliyiz ve bu konuda devletin çok kapsamlı çalışması gerekir. 

MERSİN: Soğan, patates gibi ürünlerin piyasada bu kadar çok pahalı olmasını nasıl yorumluyorsunuz?

ÖZDEMİR: Aslında soğan ve patates fiyatları, tarımda plansızlığın sonuçlarına en güzel örnektir. Bir sene ekersin para etmez,sonra ki sene ekmezsin fiyatı çok yükselir. Tamamen arz taleple ilgili bir durum patates ve soğan. İyi bir üretim planlaması ile bu tür sorunlar en aza indirilebilir.

MERSİN: Mersin olarak bakliyat yetiştiriciliği için bir çalışmanız var mı?

ÖZDEMİR: Mersin kendi değerlerine sahip çıkan ve narenciye alanında ön planda olan bir ilimiz. İklim olarak zaten burada bakliyat yetişmiyor çok fazla. Evet eskiden Gülnar, Ermenek bölgesinde bakliyat alanları vardı ancak yeterince verim alınamıyordu. Bugün o alanlarda zeytin ekimi var ve gayet iyi verimli gayet hasadı bol olan alanlar oluştu. Çiftçi de normal olarak bölgeye uygun ürün yetiştirmeye başladı.

TURAN DAL

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mersin’de okul çıkış bir öğrencinin
Sıradaki Haber Mersin’de bir öğrencinin öldüğü, bir öğrencinin yaralandığı kazada sürücünün yargılanmasına başlandı