Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BİTMEK BİLMEYEN TELAŞLARIMIZ..!

Koşuşturmalarımız ve telaşlarımız sevdiklerimizi

Koşuşturmalarımız ve telaşlarımız sevdiklerimizi ihmal etme sebebidir…
Özellikle de çalışan bir kadınsanız…
İşten artan vaktinizi bu sefer ev işlerinizle ve de çocuğunuzla ilgilenerek geçirirsiniz…
Hatta çoğu zaman çocuğunuzu ihmal edersiniz…
Yapılması gereken temizlik ve pişirilmesi gereken yemekler sizleri bekliyordur…
Çocuğunuzla oyun oynamaya dahi vaktiniz yoktur…
Sistemin kobay faresi, çarkının çeviricisi rolünden sıyrılamazsınız…
Özellikle de ailenizden uzak, farklı bir ilde, çekirdek bir aile kurmuşsanız, herkes üstüne düşenden nasibini alır(!)
Çalacak bir kapınız, dertleşecek bir büyüğünüz yoktur yanınızda…
Çocuğunuz da sizinle birlikte tek başına büyür…

Atanız, çocuğunuz, siz hastalığında, sağlığında hep tek başınadır…
İmrenir mi bir insan gelenekçi aile yapısına..(?)
Evet imreniyorum..!
Özellikle de aynı apartman içinde yaşayan ailelere…
Bizim gibi, çil yavrusu gibi, her bir yöne savrulmayanlara…
Ne mutlu, dedeyle, nineyle, teyze, hala ve kuzenle büyüyen çocuklara..!
Bunları niye yazıyorum..(?)
Annemin hüznü çöktü yüreğime…

ANNEM..!

Birgün olsun, gürültüyü durduralım…
Kapatalım televizyonlarımızı,
Söndürelim ışıklarımızı.
Yakalım mumlarımızı.
Gaz lambalarımızı…

Burnumuza gelen gaz yağı.
Eriyen mumun kokusu.
Karışır birbirine.
Köşenin rutubeti…

Uzaklarda uluyan hayvanın sesi…
Sus köpek, sus!
İçli içli havlama!
Acıyı bana bırak..!

Hiçbir şey düşünmeden.
Nefes alışverişimiz.
Göğsümüzün ritmi.
Hiçlik…

Mumun titrek, sarı, kırmızı ışığı.
İşlesin tüm gücüyle, sessizliğime…
Karanlığa anlam katarak.
Yırtıp atarak…

Ağustos sıcağının böceği gibi.
Sararan otun üzerindeki,
Vızıldayan kara sineğin kanatları gibi.
Dut yaprağını kemiren tırtılın sesi gibi…

Ailecek başına oturduğumuz
Sofranın bereketi gibi
Çocukluğumdaki gülüşlerin
Açan tomurcuğu gibi…

Ama..!
Bu derin sessizlik.
Annemin göz bebeğindeki, üzüntü gibi.
Yok oluş ve
Pişmanlık gibi…
Seyircin yoktur artık.
Alkış tutacak şakşakçıların.
Oyalanacak uğraşların.
Bir tek canını acıtan anıların…

Oysa ben uzakta kendi telaşımla.
Sen kızına hasret yalnızlığınla.
Geçirdik günlerimizi telef ederek…
Yalnızlığını anlamazdan gelerek!
Herkes yalnızdır diyerek..!
Oysa ne çok isterdim.
Kapısını çalacak bir ev.
Dibinde oturacak bir anne…
Sokak başlarında çocuğumun,
Ders çıkışını beklerken…

Güneş de vurmuşsa cama.
Çay kaşığının çin çin eşliğinde.
Yaptığımız böreği yemek..!
Gözlerin açık gittin annem,
Yolumu gözler gibi.
Evlatların dizildiler başucuna,
Yürekleri yangınla…
Ana..!
Savrulun bir tarafa.

Taşınıyor omuzlarda.
Gittiği yer evimiz değil!
Bir kuyunun başında..!
Tülbenti sarıldı mezar taşına.
Atıldı toprak tabutuna.
Oysa ne çok güzel kahkaha atardın.
Yaşadıklarına karşılık inatla..!