Gazi Öğretmen emekli olduktan sonra Türkiye’nin bütün bölgelerinde yetişen, Akdeniz ve özellikle Anamur mutfağının vazgeçilmezleri olan turfanda sebze üretimine merak sarmış…
İlçe Milli Eğitim müdürü iken Bozyazı İlçesi, Denizciler mahallesinde yaptırdığı yaklaşık 2 dönüm sebze serasında ve 3 dönüm açık alanda turfanda sebze yetiştirmeye karar vermiş…
İlk iş olarak turfanda olarak yetiştirilmesi gereken sebze türlerini araştırmış…
O sıralarda merhum Barış Mançu’nun meşhur ‘’ Domates, Biber, Patlıcan ‘’ şarkısı dilden dile dolaşıyormuş…
Barış Manço Gazi Öğretmenin sevdiği ve takdir ettiği bir şarkıcı imiş…
Domates, Biber, Patlıcan da Türkiye’nin bütün İl ve İlçelerinde mutfakların vazgeçilmezleriymiş…
Gazi öğretmen Barış Manço’nun şarkısından ve mutfakların vazgeçilmez sebzeleri olan domates, biber, patlıcan yetiştirmeye karar vermiş…Hem de turfanda olarak…
Geçtiğimiz günlerde ölüm yıldönümünü kutladığımız merhum Barış Manço’nun şarkısına konu olan Türkiye’nin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine ve özellikle Akdeniz mutfağının da vaz geçilmezleri olan Domates, Biber, Patlıcan” ın yazılış öyküsünü şöyleymiş:
Barış Manço,1968’li yıllarda bir kızla tanışmış… Evlenme teklifi yapmak istiyormuş… Sonra evine çağırmış… O kadar hazırlıklar yapmış ki, hazırlıkları dillere destanmış…
Kız gelince öyle havadan sudan konuşmaya başlamışlar… Bir ara Barış Manço tam esas konuya girecekmiş ki kızın gözlerine bakınca vazgeçmiş…
30 dakika sonra tekrar konuşacakmış, lâfa “ben” diye başlamış ama, sokaktan seyyar bir mana : “Domates, Biber, Patlıcan” diye bağırınca ses şehrin her tarafından duyulmuş…
Ama Barış Manço’nun’ dikkatı dağılmış, konuşamamış… Kız da senin gibi iki lâfı bir araya getiremeyen bir adamla beraber olamam demiş…
Sonra da birbirlerini hiç görmemişler… Ama kız Barış Manço’nun bütün albümlerini ve 45’liklerini ölene kadar biriktirmiş, saklamış…
Barış Manço da 20 yıl sonra bu olaydan çok güzel bir şarkı çıkarmış: “Domates Biber Patlıcan”
İşte şarkının öyküsü buymuş…
Gazi Öğretmen üretime başlamadan önce Domates, Biber, Patlıcan ile ilgili şu bilgileri edinmiş:
A – Domates: 10 veya 15 cm boya sahip olan domates bitkisinin hafif odunsu bir gövdesi vardır. 10–25 cm uzunluğunda olan yapraklarının üzerinde 5-9 yaprakçık bulunur. Yaprakları tüylüdür. 1–2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellikle kırmızı, yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1–2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde daha büyüktür.
Çoğu vitamin bu meyvede bulunur ve kanseri önleyici yapısı vardır. Bu vitamin ve önleyici mineraller domatesin kabuğunda bulunur.
ABD’de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırmıştır fakat gerçekte meyvedir.
Domatesin ilginç bir tarihi vardır. Bolivya ve Peru’da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika’da yetiştirilip, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden sonra Avrupa’ya gemilerle gönderilmiştir.
İtalyanlar sarı renginden ötürü onu altın elma olarak adlandırdı, ama çok geçmeden kırmızı türleri ortaya çıktı.
Domates ABD’de ilk defa Thomas Jefferson tarafından yetiştirildi.
B – Biber: Patlıcangiller familyasından Capsicum cinsini oluşturan, Türkiye’de bol yetişen, aynı adla anılıp tazeyken yeşil ve çoğu zaman acı meyveleri olan bitki türlerine verilen addır..
Sivri biber, sulak yerde yetiştiği zaman tatlı olsa da genellikle acıdır.
Taze iken yeşildir. Fazla olgunlaşırsa veya güneşte kurutulursa kızarır.
Çarliston biber, sivri biberden daha kalın, daha etli ve genellikle tatlıdır.
Domates biberi, domatese benzer, yayvan yapılıdır. Rengi kırmızıdır, acı değildir fakat farklı bölgelerde ona benzeyen acı kırmızı biber de vardır.
Dolmalık biberin yeşil ve sarı cinsleri vardır. Dolmalık biber de fazla olgunlaşınca veya güneşte kurutulunca kızarır.
Türkiye’de, Avrupa’da Paprika diye anılan cins biber ise taze iken bile kırmızıdır ve genellikle çok acıdır.
Bütün biberler kurutulup kırmızı bir renk aldıktan sonra toz durumuna getirilir, buna “kırmızı biber” adı verilir ve “çok acı”, “acı”, “az acı” ve “tatlı” olarak ayrı ayrı satılır.
Kırmızı renkli domates biberinden “biber salçası” yapılır. Biber salçası Anadolu’da çok kullanılmaktadır.
Bazı bölgelerde güneşte kızarmış tatlı biberlerden de biber salçası yapılmaktadır.
C – Patlıcan: Ilık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen çok yıllık bir kültür bitkisidir.
Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy’da Hindistan’da gerçekleştirilmiştir.
Bu tarihten sonra Afrika’ya sonra Doğu Akdeniz’e ve Avrupa’ya getirilmiştir.
Avrupa’ya getirilmesi 16. yy’da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Avrupa’ya ilk getirilişinde süs bitkisi olarak kullanılan patlıcan, dünyada üretilen yaş sebzeler arasında 6. sırada yer almaktadır.
İçeriğinde düşük nikotin barındırması nedeniyle patlıcanı tüketen tek canlı türü insandır.
Tropik bölgelerde çok yıllık bitki özelliği gösterirken bu kuşağın dışındaki iklim kuşaklarında bir yıllıktır.
Türkiye’de daha çok imambayıldı, karnıyarık yemekleri ve kızartması şeklinde tüketilir. Ayrıca salatası da yapılır.
Patlıcanın insan sağlığındaki yerinin diğer sebze türlerinden küçümsenmeyecek düzeyde olduğu bilinmektedir.
100 gr patlıcanın kalori değeri 24’dür. 100 gr patlıcanda 1.1 g protein, 2 g yağ, ve 5.5 g karbonhidrat vardır.
Vitamin içeriği bakımından ise; 100 gramında 30 IU A vitamini, 0.4 mg B1 vitamini, 0.5 mg B2 vitamini ve 5 mg C vitamini bulunmaktadır.
Yazlık sebzeler grubunda yer alan domates, biber ve patlıcan ılık iklimlerde bir yıllık, tropik iklimlerde ise birkaç senelik kültür bitkileridir.
Aralarında yetiştirme tekniği bakımından bazı farklar bulunmakla beraber genelde yetiştiricilikleri aynıdır.
Domates bunlar içinde en fazla kullanım alanı bulunan bir sebzedir.
Her üç sebze türü de ılık ve sıcak iklim sebzesidir. Yetiştirme devresinde sıcaklığın en az 15°C olması gerekmektedir.
Domates ve patlıcan seçici olmamakla beraber süzek, organik maddece zengin, kumlu ve kumlu-tınlı topraklarda en iyi gelişmeyi gösterir.
Patlıcan fazla yüksek toprak sıcaklığına gereksinme gösterdiğinden üretim yapılan topraklar çabuk ısınabilir olmalıdır.
Biber diğer iki türe göre toprak özelliği yönünden daha seçicidir. Ağır killi ve su tutan topraklar ile tamamen kumlu topraklar uygun değildir. Toprağın su tutma kapasitesi iyi ve çabuk ısınabilir özellikte olmalıdır.
Domates, biber ve patlıcan aynı familyaya bağlı olduklarından hastalık, zararlıların o toprağa yerleşmesi ve hep aynı besin maddelerinin tüketilmesi toprağın bu yönde zayıf kalmasına neden olduğundan, bu sebze türleri arka arkaya aynı tarlada yetiştirilmemelidir.
Bu nedenle 4-5 yıllık bir münavebe gerekir. Bu 5 yıl içinde bir defa da hububat ekilerek tarlanın dinlendirilmesi yetiştiriciliği olumlu yönde etkiler.
Bu mümkün olmadığı takdirde en az 3 yıllık bir münavebe şarttır.
Her üç sebze türünün yetiştiriciliğinde; tarla sonbaharda derince sürülür ve ilkbahara kadar tezekli olarak bırakılır. İlkbaharda dikimden önce toprak tavında iken 20 cm derinlikte pullukla tekrar sürülür.
Gübreleme toprağın yapısına ve içerdikleri besin maddelerine göre değişmekle beraber her üç sebze türü içinde sonbaharda derin sürümden önce dekara 3-4 ton yanmış ahır gübresi verilmelidir.
Yine her üç sebze, bilinen kimyevi gübrelerle takviye edilmelidir.
– Domates için en uygun fide büyüklüğü 15-20 cm uzunluk ve bir kurşun kalem kalınlığını aldığı zamandır. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 6 haftada ulaşırlar.
– Biber için en uygun dikim büyüklüğü, ilk çiçek tomurcuklarının görülmeye başladığı devredir. Bu büyüklüğe uygun koşullarda 9-10 haftada ulaşırlar.
– Patlıcan fideleri ekim’den 7-10 hafta sonra dikim büyüklüğüne gelirler.
Doğada patlıcanı besin olarak tüketen tek canlı insandır. Bunun nedeni bünyesinde az miktarda nikotin bulunmasıdır.’’
İşte Gazi Öğretmenin Türkiye’nin bütün bölgelerinde yetişen Domates, Biber, Patlıcan ile ilgili derlediği bilgiler kısaca bunlarmış…
Günübirlik Anamur’dan yurt içi ve yurt dışına başta domates, biber, patlıcan olmak üzere her türlü meyve ve sebze gönderilmekteymiş…
Gönderilen sebzeler arasında Gazi Öğretmenin yetiştirdiği sebzeler de yurt içinde mutfakların vazgeçilmezleri olarak devam ediyormuş…
( devam edecek )