UMUT CAN ERKAN
Mersin’de demokratik kitle örgütleri, siyasi parti yöneticileri ve gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklanmaları ile teğmenlerin ihraç kararlarına karşı tepi göstermek adına açıklama gerçekleştirdi. Özgür Çocuk Parkı’ndaki açıklamaya, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Mersin Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Mersin Şubesi, Eğitim-İş Sendikası Mersin Şubesi, Genel Sağlık Sendikası İş Mersin Şubesi, 29 Ekim Kadınları Derneği Mersin Şubesi, Sosyal Demokrasi Derneği Mersin Şubesi, 2021 Tüm EMEKLİ-SEN Mersin Şubesi ve Yeni Nesil Köy Enstitülüleri Derneği (YKKED) Mersin Şubesi ile siyasi parti başkan ve temsilcileri, demokratik kitle örgütleri başkan ve temsilcileri destek verdi.
“Basın emekçileri gözaltı ve tutuklamalarla cezalandırılıyor!”
Açıklamayı okuyan 2021 Tüm EMEKLİ-SEN Mersin Şubesi Başkanı Hüseyin Kurt, “Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Demokrasiler, siyasal iktidarla aynı doğrultuda düşünmeyen, iktidar her kim olursa olsun bizlerin, geleceğimizin hak ve özgürlüklerinin hukuk devletinin güvencesinde olduğu yönetim şekilleridir. Zulmün Artsın ki gidişiniz tez ola. Tarih hızlandı, bir kez daha emekçi halka pranga vurulamayacağını göreceğiz. Emekçi halk olarak bu tarihin seyircisi değil yapıcısıyız. Her yeni gün, halk olarak iktidarın yeni bir zulmüne uyanıyoruz. Seçilmiş yöneticilerimizin görevlerine son veriliyor, yerlerine kayyım atanıyor, haklarında iddianame bile düzenlenmeden tutuklu olarak hapiste tutuluyorlar. Hukukun en temel ilkesi olan tutuksuz yargılanma göz ardı ediliyor, muhalefetteki siyasi parti başkanı tutuklanıyor. Düşünceyi ifade eden basın emekçileri gözaltı ve tutuklamalarla cezalandırılıyor.” dedi.
“Kendisine rakip olabilecekleri yasaklı hâle getirmeye çalışıyor!”
Daha 31 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, hakkında açılan iki soruşturma için Çağlayan Adliyesinde olduğunu hatırlatan Kurt, “İktidar, Anayasaya, yasalara ve hukuka aykırı olarak kendisine rakip olabilecekleri yasaklı hâle getirmeye çalışıyor. İktidarın bu girişimi halkın kitlelesel protestosu ve dayanışmasıyla şimdilik püskürtüldü. Yine dün, 30 Ağustos 2024’te düzenlenen Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atarak yemin töreni düzenleyen teğmenlere ve onlardan sorumlu bölük, tabur ve alay komutanlarına yönelik disiplin soruşturmasına ilişkin karar açıklandı. Kurtuluş Savaşının lideri ve Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık ifade eden geleneksel bir törenin ordudan ihraç nedeni sayılacak derecede en ağır disiplinsizlik suçu sayılması, olsa olsa iktidarın siyasal-ideolojik tercihini ortaya koyar. Kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlılık suç sayılamaz. İktidarının ilk dönemlerinde Cumhuriyetin biriktirdiği kamu işletmelerini, fabrikaları, limanları, madenleri, ormanları özelleştirip satarak; uluslararası ve yerli tefecilerden gelen sıcak parayı kullanarak; ülkemizde üretimden kopuk bir yalancı bahar yaşatan iktidar da yolun sonuna geldiğinin farkında. Bu yüzden zulmünü artırıyor.” şeklinde konuştu.
“Baskı zulüm kaybedecek!”
Kurt şöyle devam etti;
“Buna bağlı olarak: Borç faiz döviz özelleştirme dışında bir ekonomik programı olmayan, kapitalizm ve yarı feodal ortaçağ gericiliğinin temsilcisi iktidar, emekçilere karşı uyguladığı adeta ekonomik soykırımı unutturmak için fetihçilik satmaya çalışıyor. Bir elinde havuç, bir elinde sopa, emperyalist projelere kurban edilecek sahte çözüm süreçleri dayatıyor. Kendi bencil iktidar hesapları için, ulusu halkı vatanı etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölecek planlara alet oluyor. İktidarın diliyle söylersek o kendi fıtratına göre davranıyor. Anayasayı, yasayı, hukuku çiğniyor. Emeklilere, işçilere, çiftçilere, memurlara, işsizlere, evsizlere, çocuklara, gençlere, kadınlara, dullara ve yetimlere sabır tavsiye ediyor. Dolar milyoner ve milyarderlerine ise rant, faiz, vergi iadesi ve ballı teşvikler sunuyor. Anayasayı ve hukuku çiğneyenler eninde sonunda hesap verir, Cumhuriyete meydan okuyanlar iflah olmaz. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının torunları olarak özgürlük, eşitlik, kardeşlik idealinden vazgeçmeyiz. Laiklikten geri gidişe izin vermeyiz. Halkçılığın gereği olarak devlet öncülüğünde planlı kalkınmanın, işsizliği, yoksulluğu bitirecek üreten kamucu ekonominin ön koşul olduğunu bilir ve bunda ısrar ederiz. Susma sustukça sıra sana gelecek! Baskı zulüm kaybedecek, ‘Halk Kazanacak! Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!’