5-6-7 Kasım’da iş bırakıp grev yapma kararı alan sağlık çalışanları, ‘Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin kaldırılması için eylem yapıp basın açıklamasında bulundular. Eyleme; Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Mersin Tabip Odası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık-İş, Hekim Birliği, HekimSen, Hürriyet Sağlık Sen, MASÇAD, Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (Sa-Ha Der), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip-Sen, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) ve Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) temsilcileri katıldı.
“Öneri ve eleştirilerimiz duymazdan gelindi”
Mersin Tabip Odası Uzm. Dr. İzzet Çalış, “Bizler, her gün yüzbinlerce vatandaşımızı sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için aile sağlığı merkezlerinde aralıksız çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının örgütleri olarak; sağlık sisteminde yaşanan ve yenidoğan skandalı ile görünür hale gelen büyük sorunları görüyor biliyoruz. Henüz yenidoğan skandalı ortaya çıkmadan önce 14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’ nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, “sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi” olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip yönetmeliği yürürlüğe soktu.” dedi.
“Sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacak”
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; “Performans ve Ödeme Yönetmeliği” ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışmasının sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu gösterdiğini söyleyen Çalış, “Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır. Zira bu yönetmelik; Koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir. Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir. Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır. Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir. Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir. Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir. Hekimlerin ve aile sağlığı emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır. Aile sağlığı merkezinde mevcut ebe ve hemşire eksikliğini gidermek şöyle dursun artacak olan istifalar ile pek çok birimin geçici görevlendirmeler ile hizmete devam etmek zorunda kalmasına yol açacaktır.” şeklinde konuştu.
“Çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmelik”
Mersin Tabip Odası Uzm. Dr. İzzet Çalış, şunları söyledi;
“Özetle bu yönetmelik, çalışma koşullarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir. Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir. Oysa halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin mesleki bağımsızlığının olacağı ve istekle çalışacağı, ülkemizin ihtiyacı olan bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenler bellidir. Sağlık Bakanlığı’ndan “Performans ve Ödeme”nin karmaşıkhesapları ile uğraşmak yerine aşağıdaki taleplerimizi yerine getirmesini istiyoruz. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamayayetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Gelire katkısı yüzde 20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir.”
“Sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz”
“Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hepbirlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te (Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”
“Çalıştığımız için mi ceza niteliğinde böyle bir yönetmelik yayınladınız?”
Eylemde bir açıklama da MAHDER Başkanı Haydar Karakoyun’dan geldi. Karakoyun, “Değerli Hekim, Ebe-Hemşire arkadaşlarım hoşgeldiniz. Eziyet Yönetmeliği dedik, zülüm Yönetmeliği dedik ama muhataplarımız olan Sağlık Bakanlığı’ndan cevap alamadık. Bu yayınladığınız yönetmelikle aile hekimliği sistemini çökerteceksiniz dedik, dinletemedik. Basına demeçler verdik, sosyal medyadan derdimizi anlattık, miting yaptık ama yine dinletmedik. Şu an niye buradayız sayın bakanım merak ediyor musunuz? Şu an buradayız çünkü bizleri hiçe sayıp yok hükmünde görerek inatla bu eziyet yönetmeliğini çıkarttınız. hem de Cumhuriyet Bayramı’nımızın sabahında bizlere bayram hediyesi olarak yönetmeliği resmi gazetede yayınladınız . Bir zamanlar ‘giderlerse gitsinler’ ifadesinin kullandığından beri 16 bin hekimimiz yurtdışına gitmiş ve bizler burada güzelim vatanımızda kalmayı tercih etmiştik. Değerli halkımıza sağlık hizmeti vermeyi amaç edinenleriz. Ülkemizde kalıp çalıştığımız için mi ceza niteliğinde böyle bir yönetmelik yayınladınız? Madem bizleri yok saydınız, sizlere uyarı olarak üç gün aile sağlığı merkezlerinden yok olacağız.” dedi.
“Bu sefer Sigmanız taşa çarptı”
Karakoyun şöyle devam etti;
“Eğer ki yine de bizi yok saymaya devam ederseniz ve bu eziyet yönetmeliğini çekmezseniz süresiz yokluğumuzu hissetmek için hazırlıklı olmalısınız. Biz kararlıyız. İnsanlık onurumuzu, meslek onurumuzu ayaklar altına alan,ailelerimizin ve çocuklarımızın rızkına göz diken, bizlere ölümü gösterip sıtmaya razı etmek isteyen bu yönetmeliği asla kabul etmeyecegiz. Sayın bakanım tıp eğitimi alırken hocalarımız bizlere’ tecrübeli, yetenekli bir cerrah hayat kurtarır fakat beceriksiz ve tecrübesiz cerrah ise ölüme yol açabilir.’ derlerdi. Bu yayınlanan yönetmelik ile birilerinin attığı neşter ile Aile Hekimliği sistemi komaya sokulmuştur. Şu an Aile Hekimliği sistemi can çekişiyor. Böyle devam edilirse Aile Hekimliği sistemi ölmüş ve toprağa gömülmüş olacaktır. Sayın bakanım insanlar hata yapabileceği gibi kurumlar da hatalı kararlar alabilir. Önemli olan bu hataları anlayıp hatalardan dönmektir. Tüm Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Ebe-Hemşileri bunu haftalardır size anlatmaya çalışıyor. Sizlere neyi tam anlatamadık bilemiyoruz. Sizlere daha nasıl anlatacağız onuda bilemiyoruz. Aile Hekimleri kararlı, Aile Hekimliği Ebe-Hemşileri kararlı. Bu yönetmelik ile olmaz. Bu yönetmelik ile bilimsel sağlık hizmeti verilemez. Bu yönetmelik ile çalışılmaz. Bu yönetmelik çöpe atılmalı ve muhattap STK’larımız ile akla, bilime, insanlığa yaraşır bir yönetmelik hazırlanmalıdır. Bu sefer Sigmanız taşa çarptı Sayın Bakanım.”