Bundan önceki yazılarımın birinde fal ve falcılık hakkında ayrıntılı bilgi vermiş ve fakat yıldız falından söz etmemiştim.
Bir okuyucum, sevgili Adile AKTAŞ üşenmemiş, web sitemizden geçmişte yazdığım yazıları incelemiş ve bir mail ile web siteme ulaşmış…
Fal ve falcılıktan söz ederken yıldız falından söz etmemiş olmam gerçekten bir eksiklik olmuş…
Bugünkü sohbet köşesinde okuyucumuzun isteği üzerine Yıldız falından söz edeceğim:
Yıldız falının da İslam inancıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Yıldız falı ya da astrolojinin kaynağı babil’lilere dayanır.
Babil’lilerde yıldız falına inanmak dini bir inanç olarak görülür.
Eski Mısır’da da yıldız falına inanılırdı.
Çinliler, Hinliler, Aztekler de yıldız falına inanmışlardır.
Avrupa’ya, Ortaçağda Araplar tarafından yıldız falının girdiğini görüyoruz.
Öyle ki Avrupa’da sarayların en saygın kişileri, kralların en yakın adamları müneccimler dediğimiz yıldız falı bakıcıları olmuştur.
Yıldız falı bütün bu saydığımız dönemlerde gerek dini inanç şeklinde olsun gerekse dini inancın dışında değerlendirilsin insanların vazgeçemediği bir düşünce şekli olmuştur.
Günümüzde dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’mizde de pek çok inan sabahleyin gazetesini eline aldığı zaman ilk iş olarak gazetedeki yıldız falına bakmaktadır.
Falda iyi yazıyorsa, neşe ile güne iyi başlamakta, falda kötü yazıyorsa, morali bozulmaktadır.
Bizim inancımıza göre, geleceği ancak Cenab-ı Allah bilir.
Yıldız falının bizi yönlendirmesi dini açıdan hiç de uygun bir davranış değildir.
Esasen günümüzde insanlar artık yıldız falına dini bir inanç gözüyle de bakmamaktadır.
Bazı insanlar, insanların gökyüzü haritasına göre gezegenlerin ve burçların etkisinde olduğuna inanmaktadırlar.
Bu insanlara göre; Yıldız falının yorumlanmasında, her biri gökyüzünde otuz derecelik bir alan kaplayan ve isimleri koç, boğa, ikizler, yengeç, aslan, başak, terazi, akrep, yay, oğlak, kova, balık olan on iki burca başvurulmaktadır.
Yine bu insanlar doğum sırasında gezegenlerin bu burçlara oranla konumunun, insanın alın yazısını ve kişiliğini belirlediğine inanılır.
Bu inanç şeklinin de İslamiyet açısından hiçbir önemi yoktur.
Adile hanıma bu hatırlatmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Hoşça kalınız.