Bundan yıllarca önce Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 3 gün süre ile “Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi” yapılmıştı.
Zirve’de Dede Korkut destanının 1300′üncü yıldönümü de kutlanmıştı.
O zaman Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev; Dede Korkut’un Türk halkları için milli bir servet değeri olduğunu söylemişti.
Dede Korkut Türklüğün sembolüdür.
Öyle ki, 2000’li yıllarda Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Dede Korkut destanının 1300’üncü yıldönümünde 3 gün süreyle yapılan “Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi”; Dede Korkut’un Türk milletlerine ve Türk topluluklarına verdiği birlik ve beraberlik konusundaki nasihatleri doğrultusunda yapılmıştı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev yaptığı konuşmada bunu vurgulamıştı.
Türk dünyası her türlü entrikalara rağmen kurultaylarla, zirvelerle bir araya gelmekte ve gelecek için çok olumlu mesajlar verilmektedir.
“Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi” 2000 yılına kadar sırasıyla Ankara, İstanbul, Bişkek, Taşkent ve Astana’da 5 defa yapılmıştı.
Altıncısı Nisan 2000 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılmıştı.
2000 yılında Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesinin 6′ncısında Dede Korkut Destanı’nın 1300′üncü yıldönümü etkinlikleri de yapılmıştı.
Her iki etkinliğin bir arada düzenlenmesi çok anlamlı olmuş, Dede Korkut’u anma törenleri zirveye ayrı bir anlam kazandırmıştır.
Zirve;2001 yılında ikinci defa İstanbul’da yapılmıştı.
“Türkçe Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi” , Türk dili konuşulan altı Türk ülkesi devlet başkanlarının ve üst düzey yetkililerinin katıldığı bir zirvedir.
1992 yılından bu yana belli aralıklarla yapılmaktadır.
1995 yılında Kırgızistan zirveye ev sahipliği yapmıştır.
1996 yılında zirve Özbekistan’da yapılmıştır.
Kazakistan 1998 yılında Zirve’nin ev sahibi olmuştur.
Azerbaycan Ekim 2009’da yapılan 9’uncu Zirve’nin ev sahipliğini yapmıştır.
3 Ekim 2009 Nahcivan anlaşmasıyla daimi sekretaryası kurulmuş ve adı “TÜRK KONSEYİ” olmuştur.
“Türk Konseyi’nin kurumsal merkezi İstanbul, akademik merkezi Kazakistan, Parlamenterler asamblesi “TÜRKPA” merkezi Bakü olmuştur.
2009’dan bu yana 24 yıllık süre içinde Türk dünyası yapılan toplantılarla, zirvelerle adeta birbirleriyle kilitlenmiş durumda…
Artık ‘TÜRKİYE YÜZYILI’nda ‘’TÜRK DEVRİ ‘’ başlıyor.
Bundan bir hafta önce dünyanın yükselen gücü Türk Devletleri Teşkilatı’nın 10. Zirvesi Astana’da yapıldı.
Türk devletleri başkanları, “Türk Devri” ülküsüyle bir arada…
“Türk Devri” Zirvesi’nin önemini gazetemizde ayrıntılarıyla haberimizde anlattık.
Türk devletlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Türk Dünyası Teşkilatı her geçen gün daha çok güçlenerek adını yükseltiyor.
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın üye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Macaristan ve Türkmenistan’ın gözlemci ülkeler olduğu bir teşkilatlanma…
Türk Konseyi’nin adı Kasım 2021’de İstanbul’da gerçekleşen zirvede “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirildi.
Teşkilatın bu ismi almasından sonra Batı ve Doğu medyalarında pek çok analiz yapıldı, değerlendirmeler yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: ‘’Konseyimizin adı artık Türk Devletleri Teşkilatıdır.’ Diye konuştu.
Bu çalışmalar Türk Dünyasını layık olduğu yere getirecektir.
Türklüğün sembolü, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in; ‘’Dede Korkut’un Türk halkları için milli bir servet değeri olduğunu’’ söylediği Dede Korkut ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum:
Türk dünyasının sembolü olan Dede Korkut; Oğuzların destan niteliğindeki hikâyelerini ilk anlatan kişidir.
Aynı zamanda bu hikâyelerin de kahramanıdır.
Dede Korkut; Hikâyelerinde “Velî” bir kişi olarak ortaya çıkar.
Oğuzlar; Önemli meselelerini ona danışırlardı.
Gelecekten haber verdiğine inanılır ve keramet sahibi bir kişi olarak tanınırdı.
Kopuz çalıp hikmetli sözler söylerdi.
Dede Korkut bu yönüyle en eski Türk halk şairi ve hikâyecilerinden biridir.
Bir görüşe göre; Miladın yedinci, sekizinci yüzyılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir.
Başka bir tarihi araştırmaya göre dokuz ve on birinci yüzyılda Türkistan’ın Aral gölü bölgesinde Sir-Derya nehrinin Aral gölüne döküldüğü yerde doğduğu söylenmektedir.
Bu görüşü ortaya koyan tarihçiler; Ürgeç Dede adında bir oğlu olduğundan da söz ederler.
Yine bazı tarihçilerin belirttiği şekliyle Dede Korkut efsanevi bir Oğuz ozanıdır.
Bütün tarihçilerin birleştiği nokta da Dede Korkut’un bu bölgelerde hüküm süren Türk hakanlarına danışmanlık yaptığıdır.
Bu durum destanlarında da anlatılmaktadır.
“Kitabı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuz ”da verilen bilgiye göre ise; Peygamber efendimizin yaşadığı döneme yakın bir dönemde yaşamıştır.
Ayrıca İshak Peygamberin soyundan olduğu da söylenmektedir.
Hikâyelere göre; Oğuzlar sık-sık ona akıl danışırlar, gelecekten haber verdiğine inanırlardı.
Oğuzname’ye ait metinlerde ve halk söylentilerinde Dede Korkut’un 295 yıl yaşadığı, Hz. Peygambere elçi olarak gönderildiği, Oğuzlar arasında İslamlığı yaydığı, şair, hâkim, ermiş olduğu ve Oğuz Han’a vezirlik yaptığı anlatılmaktadır.
Dede Korkut; her şeyi bilen ve gizlilerden haber veren bir ozandır.
Cenabı Allah’a ve Hz. Muhammed (SAV)’e yakınlığı ve dini bilgisi sebebiyle kutsal bir kişi haline gelmiştir.
Dedikleri hep keramet sayılmıştır.
Devlet işlerini, Oğuz törelerini, savaş ve barış nizamını bilen ve beylerin her müşkülatını çözen tecrübeli biridir.
Ozandır. Bütün hikâyelerinin sonunda, elinde kopuzuyla görünür.
Oğuzların Müslümanlığını tüm hikâyelerinde yansıtır.
Pek çok tarih kitaplarında adı geçen Dede Korkut’un 6 ayrı yerde mezarı gösterilmektedir.
Dede Korkut belki de yaşamış tarihi bir kişidir.
Fakat efsanelere karışmış gerçek şahsiyeti ortadan kalkmıştır.
Müslüman Oğuzların; Rum, Ermeni, Gürcü beyleriyle yaptıkları savaşları, Oğuz boylarının iç çekişmeleri ve tabiatüstü varlıklarla mücadeleyi anlatan “Kitabı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuz”; 12 destanı bünyesinde toplamıştır.
Dede Korkut, Müslüman ve Türk’tür.
Hoşça kalınız.