Sözlükte “bir şeyi olduğundan başka türlü göstermek, aldatmak, oyalamak; birinin ilgisini çekmek, gönlünü çelmek” manalarında kullanılan sihir kelimesi “hile, aldatma; sebebi gizli kalan iş” anlamlarında kullanılmaktadır.
Yine ,sihir terimini “el çabukluğu, göz boyama ve yaldızlı sözler söyleme yoluyla gerçekleştirilen hile ve aldatma işi, şeytanla yakınlık kurup ondan yardım alma ve nesnelerin şeklini değiştirme iddiası” diye tanımlamak mümkündür
Sihir ayrıca “kötü ruhlu varlıklar tarafından ortaya konan bazı eylemler ve gösteriler, meydana geliş şekli açık olmayan bir olayı gerçeğe aykırı biçimde gösteren işlemler” şeklinde de tanımlanmıştır.
İbn Haldûn’a göre sihir, bazı insanların semavî yardımcılara başvurmadan doğrudan (nefsani güçleriyle) etkide bulunmasından ibarettir
Taşköprizâde Ahmet Efendi ise astronomi olayları ile gök cisimlerinin özelliklerini ve bunların yeryüzü olaylarıyla bağlantısını inceleyen bilgi dalına sihir adını verir
Türkçe’ de sihir karşılığında büyü kelimesi kullanılmakla birlikte el çabukluğu ve illüzyon gibi teknikleri içine alan sihrin büyüden daha kapsamlı olduğunu söylemek mümkündür.
Sihir uygulayan kimseye sâhir denir.
İlkel toplumların hayatında önemli bir yeri bulunan sihir Mısır, Bâbil, Hint ve Grek medeniyetlerinde geniş biçimde icra edilmiş, Yahudi ve Hristiyan otoritelerinin büyücülere ağır cezalar vermesine rağmen bu uygulamanın önüne geçilememiştir.
Cahiliye Araplarında kehanet gibi sihir de yaygın olup bunlar, Tanrı adına yeryüzünde iş gördüklerine inandıkları cin ve şeytan gibi görünmeyen varlıklarla irtibat kurarak sihir yapıldığını düşünüyorlardı.
Putperestlik gibi sihri de başka kültürlerden alan İslâm öncesi Arapların tılsım, havas, rukye, azâim ve şa‘beze gibi büyü çeşitlerinden de haberdardı.
Ancak en fazla uyguladıkları sihir türü cinlerle irtibat kurarak yapıldığına inanılmaktaydı.
Câhiliye döneminde daha çok Yahudiler sihirle meşgul oluyordu.
Bununla birlikte kaynaklarda Necran Araplarının da sihir eğitimi aldıkları, yine Cürhüm kabilesinin Eski Mısırlılar gibi yapay yılanlarla insanları korkuttukları ve Yemenliler ’in kalelerini tılsımlar sayesinde Farslara karşı korudukları şeklinde bilgilere rastlanmaktadır
Kur’ân-ı Kerîm’de sihir ve türevleri terim anlamıyla altmış yerde geçmekte, bunların kırktan fazlası Hz. Mûsâ, Hârûn ve Hz. Muhammed’le ilgili ayetlerde yer almaktadır.
Ayrıca Hz. Sâlih, Şuayb ve Îsâ’nın muhataplarınca büyücü veya büyülenmiş diye nitelendirildiğini belirten ayetlerde sihirle ilgili kelimeler kullanılmış, bu iddiaların iftiradan ibaret olduğu, inkârcıların eskiden beri peygamberler hakkında böyle sözler söyledikleri bildirilmiştir
Ulusal ve yerel televizyonlarda bazı kişilerin sihirbazların hünerlerini, marifetlerini hayretle izlemekteyiz.
Dini açıdan ele alacak olursak Peygamberimizin sihir ve büyü hakkında olumsuz sözleri olduğunu da biliyoruz.
Sihir; Bir kısım gizli kuvvetlerle bağlantı kurarak iş görme ve akıl dışı olayları gerçekleştirme çabasıdır.
Ayrıca: Sebebi gizli olan bir olayı normal yönünden çevirmek anlamına da gelir.
SİHİR ’in tabiat kuvvetleri ile insanlar arasında tabiat kanunlarını aşan bazı gizli münasebetlerin bulunduğu ve insanların tabiattaki bu esrarengiz kuvvetler tarafından idare edildiği inancından doğduğu da söylenir.
Sihir totemist dinlerin yaygın olduğu devirlerde başlamış eski İran, Çin, Hindistan, Mezopotamya, Anadolu, Mısır ve Arabistan’da bir meslek haline gelmişti.
Hz. İbrahim: Yıldıza tapan ve yıldızlarda bir takım sihirlerin bulunduğuna inanan Keldanilerin batıl inançlarını ortadan kaldırmak için gönderilmiştir.
Hipnotizma, manyetizma, ruh çağırma gibi olağanüstü işler başarabildiğini; Cinler, periler gibi gizli kuvvetlerden yardım almak suretiyle iş yaptıklarını iddia eden sihirbazlar günümüzde boy göstermektedir.
Olağanüstü hiçbir yanı olmadığı halde el çabukluğuna dayanan hareketlerle insanları yanıltan İllüzyonistlik de bir nevi sihir kabul edilmiştir.
İnsanı psikolojik baskı altına almak suretiyle yapılan sihir ile bazı ilaçların kimyevi özelliklerinden istifade edilerek yapılan sihirbazlıklar da günümüzde görülmektedir.
İslam bilginlerine göre; Sihir, hayali gerçek zannetmek suretiyle insanlarda aldatıcı bir etki meydana getirmekten ibarettir.
Pek çok sihir çeşitleri ve sihir hileleri vardır.
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Bardakla Para Kaybetme Hilesi,
Boş Elde Bardak Meydana Getirme Hilesi
Boş elde para oluşturma hilesi
Düğümü Yok Etme Hilesi
İpi kesip kesilmemiş yapma hilesi
İp Kesme Numarası Hilesi
Kâğıt Topları Bardaktan Geçirme Hilesi
Kalemi Değmeden Hareket Ettirme Hilesi
Kapalı halkaları birbirine geçirme hilesi
Kart Oyunu Hilesi
Kart Rengi Değiştirme Hilesi
Kaşık Eğme Hilesi
Kesilen İpi Birleştirme Hilesi
Kibrit Çöpünü Yok Etme Hilesi
Kolda Para Kaybetme Hilesi
Kürdan Hilesi
Kürdanı kırıp sağlam gösterme hilesi
Kürdanı o anda yok etme hilesi
Metal Para Hilesi
Metal Parayı Balonun İçine Atma Hilesi
Oyun Kartı Değiştirme Hilesi
Oyun Kartı Hilesi
Parayı Diğer Ele Geçirme Hilesi
Pipeti Hareket Ettirme Hilesi
Pipetin İçindeki İpi Kesme Hilesi
Sigara Hareket Ettirme Hilesi
Sigara Kaybetme Hilesi
Suyu Buza Dönüştürme Hilesi
Uçma Hilesi
Yeni Başlayanlara Kart Hilesi
Yırtılan Kâğıdı Birleştirme Hilesi
Bağlanan İpi Çözme Hilesi
Balonu Patlatmadan İğne Sokma Hilesi
Kalemi Düşürmeden Tutma Hilesi
Kartların Sırasını Değiştirme Hilesi
Yukarda sıralamaya çalıştığım bazı sihir çeşitleri tamamen hayal ve yalandan ibarettir.
Bazı sihir çeşitleri ise günümüzde ortaya konan ipnotizma, telepati… Gibi akımlarda olduğu şekliyle gerçeklik payı bulunan şekiller olarak gözlenmektedir.
Ehlisünnet bilginlerinin çoğu sihirbazların bazı ruhi ve tabii hakikatlere kendi kurnazlıklarını kalarak insanları aldattıklarını belirterek insanların
sihiri tanımalarını, öğrenmelerini tavsiye etmektedirler.
Bu öğreniş sihirbazlık yapmak için değil, fakat gerçeklere yalan katan, gerçekleri yalan, yalanları gerçek gibi göstermek isteyen, insanları yersiz korku ve ümide sevk eden insanların yalanını ortaya çıkarmak için olmalıdır.
Dinimizde hayal ve hileye dayandığı için sihir yapmak ve sihir yaptırmak kesin bir surette haram kılınmıştır.
Peygamber efendimizin buyurdukları bir Hadisi Şerifte sihir en büyük yedi günah içinde “Allah’a şirk koşma” suçunun arkasında ve ikinci sırada yer almıştır.
Hoşça kalınız.