Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ADANA’YI VURACAK BİR DEPREM MERSİN’İ DE ETKİLER!’

Bu haberin fotoğrafı yok

“Oturup yeni bir depremi elimiz böğrümüzde mi bekleyeceğiz, yoksa bugünden bazı adımların atılması mı gerekiyor? Ülkemizde ve dünya genelinde meydana gelen büyük depremlerin yarattığı hasar en çok ovaları etkilediğine göre, yeni yol haritasını bu bilimsel gerçeğin ışığında çizmekten başka yolumuz yok.”

Haber / MUSTAFA ÖZCAN

Araştırmacı Yazar Abdullah Ayan, Mersin’deki STK’lara, Kent Konseylerine ve kamuoyuna açık mektup verdi.
Yüzyılın en büyük iki depremine yıllar öncesinden dikkat çeken Prof. Naci Görür hocanın yaşadığımız iki deprem felaketinin ardından sözlereni paylaşana Ayan,
“Görür şöyle diyor, “Çevredeki faylarda belirli bir stres transferi olabilir. Bu son depremlerden sonra Hatay ve Adana yöresinin daha hassas hale geldiğini düşünüyorum. Adana havzasında Doğu Anadolu fay kuşağının devamı gibi düşünülen, irili ufaklı faylar var, Hatay’ın ölü fay kesimlerinde bir stres transferinin olabileceğini, oralara da bir yük geldiğini düşünüyorum.” Bölgede meydana gelebilecek bir deprem sadece Adana’yı değil Çukurova havzasını ve elbette Mersin’i de vurur.” şeklinde konuştu.
“Depreme dayanıklı bir kent inşası için çalışılmalı”
Özellikle de 2000 yılından önce ve büyük kısmının deniz kumuyla yapılmış binaların olası bir şiddetli deprem sonrası ne duruma geleceğini tahmin etmek için müneccim olmak gerekmediğini belirten Ayan, “Oturup yeni bir depremi elimiz böğrümüzde mi bekleyeceğiz, yoksa bugünden bazı adımların atılması mı gerekiyor? Ülkemizde ve dünya genelinde meydana gelen büyük depremlerin yarattığı hasar en çok ovaları etkilediğine göre, yeni yol haritasını bu bilimsel gerçeğin ışığında çizmekten başka yolumuz yok. Bugüne kadar göz ardı edilen, akıl yerine rantın galip geldiği ve beton aşkının can güvenliğinden çok öne çıktığı akıl dışı gidişe Mersin kamuoyu artık dur demeli ve en küçük olasılıkları göz ardı etmeden depreme dayanıklı bir kent inşası için bundan sonra neler yapılması gerektiği ciddi anlamda konuşulmalı…
Bu konuda iki ana soruna yoğunlaşmak, çözüm bulmak zorundayız. Öncelikle ağırlıklı olarak GMK Bulvarı ve çevresinde yer alan deniz kumuyla inşa edilmiş binalar mutlaka dayanıklılık testine tabi tutulmalı, gerekirse kentsel dönüşüm kapsamına alınıp yıkılarak yerlerine sağlıklı yapılar inşa edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Düz ovaya artık yüksek katlı binaların dikilmesine son verilmeli”
O binalarda oturanlar için zor bir süreç olacağını ancak olası depremde mezar olmalarından daha iyi bir tercih olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Ayan, “Geleceğin Mersin’ini depreme dayanıklı ve daha yaşanabilir bir kent olarak planlamanın yolu düne kadar narenciye bahçelerinin yer aldığı düz ovaya artık yüksek katlı binaların dikilmesine son verilmeli. Kentin yeni gelişim aksı olarak doğu-batı yerine kuzeye bir başka ifadeyle dağa doğru bir imar planı uygulamasına gidilmeli. Önceliğin rantiyeye verildiği bugünkü anlayışla kenti böylesi bir master plan ışığında geleceğe hazırlamak, değiştirip dönüştürmek ne ölçüde mümkün olabilir? Mevcut beton fetişizmiyle baş etmenin güçlüğünün farkındayım ancak olası bir felaket kapımızı çalmadan ciddi adımlar atmak, mezar olma riski taşıyan konutları yaşanabilir yuvalar haline getirmenin yolunu bulmalıyız.” diye konuştu.