Depremlerde yaralanıp Mersin’de tedavisi süren yaralılar, yaşanan korku dolu anları anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremlerde yaralanan vatandaşların bir kısmı Mersin’e getirildi. Mersin’in Silifke ilçesinde de Devlet Hastanesinde tedavi gören yaralılardan 109’unun taburcu edildiği, 22’sinin ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi. Depremi yaşayan vatandaşlar, o anları anlattı.
“Birbirimize sarılarak çember olduk”
Depreme, Hatay’ın Antakya ilçesinde 3 çocuğu ile birlikte 4. kattaki evinde yakalandığını belirten Yasemin Aslantaş, “Depreme Antakya’nın Ak Evler Mahallesi 406 Sokak’taki Yiğit Apartmanı’nda 13 yaşındaki kızım ve 17 yaşındaki oğlum ile birlikte yakalandık. Saat 04.17’de sallantıyı hissettik. Oğlum bağırdı ‘Anne deprem oluyor’ diye. 2 çocuğumla beraberdik evde. Kızım başka odada yatıyordu. Onu çağırdık, uyanmadı. Oğlumla koşup kızımı çıkarttık odadan. Dolaplar devrildi. Bizim odanın kapı aralığına çocuklarımla birlikte sıkıştık. Bir saat o şekilde bekledik. Sürekli sallanıyorduk ve kapı aralığında kıpırdayamadık. Sonra geçer gibi oldu, biz de ailecek merdivene yöneldik. Adımımızı attığımızda merdivenin havaya hopladığını hissettik. Geri dönerek kapı aralığına koştuk. Birbirimize sarılarak çember olduk. Yakınlarımıza telefonla ulaşmaya çalıştık. Bütün dolaplarımız devrildiği için dar bir alanda kalıp çıkamadık. Sonra bağırdık ama kimse cevap vermiyordu. Çevreden insanlardan ‘Yardım edin’ diye sesler geliyordu. Sonrasında yine dışarıdaki insanların yardımı ile çıkmayı başardık” dedi.
Depreme, çalıştığı iş yerinde gece vardiyasında yakalanan ve dışarıda apartmanlardan kopan molozlar nedeniyle yaralanan Ömer Yeşil de, “Gece çalışırken birden sallantı oldu. Normal depremdir diye umursamadık, hemen geçer sandık. Gitgide şiddetini artırınca dışarı çıktık. Dışarıdayken binanın yıkılması sonucu zarar gördük. Allah enkaz altında kalan insanlara yardımcı olsun. Çok insan var. Akrabalarımız, dostlarımız enkaz altında” şeklinde konuştu.
Ailesi ile birlikte depreme yakalandıklarını belirten 18 yaşındaki Begüm Atalay, “Biz uyuyorduk. 7 yaşındaki kız kardeşim bağırmaya başladı içeriden ‘Deprem oluyor’ diye. Annemle babam kardeşimin üzerine yattı. Üzerimize taş, tuğla ne varsa dökülmeye başladı. Dolaplar yıkılmaya başladı. Sanırım 2 dakika falan sürdü. Sonra ayakkabı ve montlarımızı giyip dışarıya çıkmaya çalıştık. Aşağı indik, saatlerce yağmurun altında bekledik. Eli kopmuş insanlar yardım istiyorlardı. Arkadaşlarımız yanarak öldü. Biz arabanın içerisinde bekledik ve bütün gün sallandık. Sonra Silifke’ye bir yakınımızın yanına gelmek zorunda kaldık” diye konuştu.
Deprem nedeniyle kaçarken ayağı kırıldığı için ailecek Silifke’de ikamet eden kızının yanına geldiklerini ve hastanede tedavisinin devam ettiğini dile getiren Ahmet Alaçay, “Deprem olduğunda oğlum ‘Baba, anne kaçın’ diye bağırdı. Evden inmeye başladık. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Beni nasıl çıkardılar, dışarıya ne oldu bilmiyorum. Allah başa vermesin. Allah böyle bir afeti ülkemize bir daha göstermesin. Ailemin yarısı vefat etti. Kimseden haber alamıyorum, telefonlar çekmiyor. Elektrik ve şebeke yok. Şu an bildiğim amcamın oğlunun 2 kızı, eşimin yengesi, oğlu, torunları, gelini göçük altındalar. Arkadaşımın çocukları göçük altında. Daha ötesini de bilmiyorum” diyerek durumu anlattı. (İHA)