“İnsan insana iyi gelmeli. Gelmeyecekse hiç gelmemeli…”
Nazım Hikmet Ran
İnsanlar sevgiyle beslenir.
Hayattaki herşeye severek bakarsak ruhumuzu iyileştirebiliriz.
Bir uğur böceğini nasıl sevebiliyorsak, bir hamamböceği’ni de öyle sevmemiz gerekir.
Yani demek istediğim şu ki, her şeyin yaratıcısı tektir, birdir. Herşeye doğadaki, hayattaki herkese gözümüzle değil, gönül gözümüzle, içtenliğimizle bakarsak, ruhumuzda kir pas kalmaz buna inanıyorum.. Hoşgörü ve nezaket bir insana yakışan en güzel aksesuardır.
İçindeki iyi niyet ise o insanın en değerli mücevheridir.
Sevginin iyileştiremeyeceği, tamir edemeyeceği hiç bir şey yoktur.
İnsan hayatı için yeme, içme, uyuma nasıl bir ihtiyaçsa, sevmek ve sevilmekte öyle bir ihtiyaçtır.
“Karıncayı bile incitmem deme! Bile’den incinir karınca;
Söz söylemek irfan ister, Anlamak insan.”
Fuzuli
Madem ki hepimiz bu dünyada yaşıyoruz, hepimizin gideceği geri dönüş sağlıyacağı yer aynı, böbürlenmek büyüklenmek neden?
Kim kimden üstün, kim kimden aşağıda?
Zaten bu hayatı yaşanılır kılan sevgi değil mi?
Hem herşeyi çok seversek, yanlışa gitmez ruhumuz düşüncelerimiz…
Bir ağacı sevmeli, hatta küçük bir çakıl taşını.
Ruhumuzdaki yaralar ancak böyle iyileşir…
Yunus Emre’nin, “Yaratılanı severim, Yaradan’dan ötürü…”şekildeki bu sözüyle hayata bakarsak, her şeye galip geliriz.
Sevginin galip gelemeyeceği hiç birşey yoktur..
Ancak başta kendinimizi sevmekten başlayalım.
İnsan kendini sevdiği, kendiyle iyi anlaştığı zaman, iyileşmeye hatta çevresindeki herşeye iyi gelmeye başlar.