12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 38 yıl geçmiş olmasına rağmen eylül ayının bu kara günü izlerini kaybetmiş değildir diyen Başarır, “Bizler tam bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti taraftarları olarak kişi hak ve hürriyetlerini kısıtlayıcı her türlü uygulamaya, her zaman ve her yerde karşı çıkan bir anlayış içerisinde olmuşuzdur. Bu bağlamda, başta 12 Eylül 1980 darbesi olmak üzere bütün darbeleri, muhtıraları, antidemokratik müdahaleleri reddediyoruz.” dedi.
Toplum üzerinde çok derin yaralar açan ve darbe döneminde oluşan mağduriyetler aradan geçen 38 yıla rağmen giderilemediğini söyleyen Başarır, Milli Güvenlik Konseyinin aldığı kararları ve yaptıklarını unutmayacağız ve affetmeyeceğiz, ifadelerini kullandı. Başarır, “Yapılan haksızlıklar, işkenceler ve idamlar karşısında dün olduğu gibi bugün de susmayacağız. Darbenin sorumluları layık olduğu şekilde tarihin kara sayfaları arasında yerini almıştır. Ancak binlerce mağdur hala darbe döneminden kalma işkence izlerini ruhlarında ve bedenlerinde taşımaktadır. Yitip giden canlar ise hala içimizi acıtmaktadır.” dedi.
Başarır konuşmasının devamında; “İçinde bulunduğumuz dönem ve siyasi anlayış 12 Eylül zihniyetinin bir yansımasıdır. 12 Eylül’den itibaren sistematik olarak doğan, büyüyen, gelişen ve en son 15 Temmuz darbe girişimine yeltenen anlayış ile kol kola yol alan zihniyet, bunu fırsat siyasetine çevirip 20 Temmuz’dan itibaren sivil darbe haline dönüştürmüştür. OHAL’ i yedi kez uzatıp yaklaşık iki yıl gibi bir süre ülkeyi hak, hukuk, adalet, demokrasi, eşitlik gibi değerlerden uzaklaştıran bu zihniyet, insanları birbirine kırdırmayı hedefleyen politikalar oluşturmuştur. 16 Nisan referandumu ile 12 Eylül ruhu daha da güçlenerek tek adam rejimine dönüşmüştür. Yaşanan tüm bu süreçler sonunda OHAL kalıcı hale gelmiş, darbe dönemlerinde olduğu gibi devletin tüm organları tek adamın iki dudağından çıkacak sözcüğe göre yönetilir hale getirilmiş ve ülkenin bugün yaşadığı ekonomik kriz ortamı oluşmuştur.Çağdaş ve demokratik bir devlet anlayışının olmazsa olmazı olan güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı tesis edilmediği sürece darbe zihniyetinden ve kriz ortamından çıkmanın mümkün olmadığını da bir kez daha belirtmek istiyorum.” İfadelerini kullandı.
Başarır, “Ülkeyi kaostan kurtaracak şey darbeler değil, demokrasi ve hukuktur.” diyerek sözlerini tamamladı.
NURDANE KARAKUŞ
YORUMLAR