Nöbetçi Eczaneler
Uğur Mumcu şu sözü A. H. ve onun gibiler için söylemiş.
“Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar.
Güç merkezi değiştikçe dönerler fırıldak olurlar.”
Biz çocuk iken gazetecilik diye bir meslek vardı.
Mesleğin amacı gerçekleri araştırıp kamuoyuna sunmaktı.
Bir nevi halka ayna olup, bazen önündekini bazen de arkandakini göstermekti gazetecilik.
Biz çocukken gerçekler ortaya çıkmasın diye öldürülürdü gazeteciler, suikaste kurban giderdi.
Az önce sözünü paylaştığım Uğur Mumcu gibi.
Gazeteciler ‘tarafsız’ denir. Aslında o zaman da gazeteciler taraftı ama vatanından halkından yana taraftı…
Şimdi ise;
1. seviyede yandaşlık,
2. seviyede taraf olmak,
3. seviyede ‘Ya tarafsın ya bertaraf!
Bir de ‘Rüzgar nereden eserse’ciler var.
‘Vah vah… Ne güzel bir vah’tır, bunun adı vahimse!
Aslında sıralı cümleye bakılırsa; geri adım-açıklığa kavuşturmak-pişmanlık-özür…Ne güzel bir ironidir, eğer bunun kalemi gerçekse!’
Yandaşlık seviyesindekiler de omurga bulamazsın.
Oynak canlılardır.
Onlar sadece kendi çıkarlarını düşünürler.
Milletin çektiği sıkıntılar umurunda değildir.
Aynı gemideyiz ama varacağımız yerler ile ilgili hayal ettiklerimiz farklı.
Küçük düşünürler ve büyük hayalleri olduklarına iknadırlar.
Onlar geminin en üst kamarasında yer bulma çabasında, millet en alt kamarada küçük bir lokma peşindedir.
Sonra bu acıları çektirenleri öyle bir savunurlar ki;
Şems sanarsın onları..!
“Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme…”