Mersin CHP İl Başkanı Adil Aktay Elektrik Mühendisleri Odası’nda Fukuşima Nükleeri ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada Akkuyu Nükleer Santrallerin Japonya’da meydana gelen Fukuşima Nükleerinin çıkardığı sonuçlarla aynı durum söz konusu olacağı belirtildi.
Açıklama konuşmasını gerçekleştiren Aktay, Akkuyu Nükleer Santrellerin ülke için facia olduğunu belirterek benzer yaşanan olayları görmezden geldiklerini ifade etti.
“AKKUYU’DA YENİ BİR FACİAYA DAVETİYE ÇIKARIYOR”
Bilim ve teknolojinin bu kadar ilerlediği çağda doğa olaylarının afete dönüşmesinde en büyük faktör insanların olduğunu aktaran Aktay: “11 Mart, bunun en taze örneklerinden birinin yıl dönümü. 7 yıl önce bugün, Japonya’da deprem ve tsunami sonrasında Fukuşima 1 Nükleer Santrali’nden havaya, toprağa ve denize radyoaktif madde salındı. İlerleyen günlerde şehir suyunda radyasyon bulundu. Çernobil’den sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer sızıntısı olan Fukuşima faciasının sonuçları hala tam olarak ölçülebilmiş değil. Üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen, yarattığı radyoaktif kirlilikle mücadele devam ediyor, daha uzun yıllar da devam edecek. Sızıntıların sürdüğü, ancak kamuoyundan gizlendiği belirtiliyor. Facianın uzun vadeli etkilerini ise hep birlikte yaşayarak göreceğiz. İnsanlık, yaşanan felaketlerden ders alarak ilerleyebilir. Ancak ülkemizi yöneten anlayış maalesef yaşananları görmezlikten geliyor, Akkuyu’da yeni bir faciaya davetiye çıkarıyor.” ifadelerini kullandı.
“FUKUŞİMA’DA ÖNLER ALINMIŞTI”
Aktay, halkın, bilim insanlarının, meslek örgütlerinin itirazları dikkate alınmazken, nükleerci şirket ve onun taşeronu yerli şirketler ne isterse yerine getirildiğini kaydederek nükleer santral bir yandan Rusya ile ilişkilerde pazarlık unsuru yapıldığını dile getirdi. Aktay: “ Diğer yandan, bu projede yandaş şirketlerin cebinden para çıkmaması için, özel teşvik yasaları çıkartılıyor.
Nükleer santral, 1. derece doğal SİT alanlarını, arkeolojik sit alanlarını, kültür ve turizm koruma alanlarını tehdit etmektedir. Akdeniz foku, deniz kaplumbağası ve birçok kuş türünün yavrulama ve yaşam alanlarının akıbetinin ne olacağı meçhuldür. Diyorlar ki, ‘gerekli tedbirler alınacak’… Fukuşima Nükleer Reaktörlerinde de depreme karşı önlem alındığı söyleniyordu. Tsunami’ye karşı dev duvarlar örülmüştü. Dalgalar bir çırpıda bütün engelleri aştı. Alınan bütün
önlemlerin kağıt üstünde kaldığı ortaya çıktı.” şeklinde konuştu.
“ÇERNOBİL’İN ARDINDAN ARTAN KANSERİ BİLEN YOK”
Nükleer öyle bir felaket olduğunu ve sadece bugünü değil, tüm geleceği de mahvettiğini belirten Aktay: “Sadece Mersin’i, Akkuyu’yu değil, tüm Akdeniz’i, tüm Anadolu’yu zehirler. Çernobil’in ardından Karadeniz’de artan kanser vakalarını bilmeyen yok. Tüm bunlara rağmen, kapalı kapılar ardında, uluslararası lobilerin yönlendirmesiyle nükleer cinayete kapı aralanmaktadır. Fukuşima’nın ardından Almanya ve İsviçre eski santrallerini durdurdu. Çin Hükümeti yeni projeleri askıya aldı. Avusturya tek nükleer santralini durdurdu. İtalya, Belçika, Danimarka, İspanya… Hepsi 1970’lerden başlayarak reaktörlerini durdurdular, durduruyorlar. Durduruyorlar diyoruz, çünkü nükleer santral öyle bir lanet ki, kapatsanız bile, yüzyıllarca reaktörü soğuk tutmanız, tonlarca nükleer atığı muhafaza etmeniz gerekiyor.” dedi.
“MERSİN’İ ÇOCUKLARIMIZA BİR NÜKLEER MEZARLIK OLARAK BIRAKMAYACAĞIZ”
Aktay, siyasi şov için hızlandırılmış treni altyapısı hazır olmadan raylara sürüp Pamukova faciasına kapı aralayanlar… Büyük depremin her geçen gün yaklaştığı İstanbul’da afet toplanma alanlarını AVM’lere peşkeş çekenler… Hiç kusura bakmasınlar, artık sözlerinize karnımız tok.” şeklinde gönderme yaptı.
“Nükleerin şakası da yoktur, geri dönüşü de. Cin şişeden çıkmadan bu maceradan derhal vazgeçilmelidir.” şeklinde dikkat çeken Aktay: “ Çernobil’i de, Fukuşima’yı da unutmadık, unutmayacağız. Nükleer santrale karşı direneceğiz. Ve Mersin’i
çocuklarımıza bir nükleer mezarlık olarak bırakmayacağız. Bizler çok şanslı bir coğrafyada yaşıyoruz. Güneşimiz, rüzgarımız, suyumuz, jeotermal kaynaklarımız var. Bunlar merkezi bir planlamayla, bilim insanlarının tavsiyeleri doğrultusunda kullanılırsa Türkiye’nin enerji diye bir sorun yaşaması mümkün değil. Güneş, su, rüzgar bize yeter. Yeter ki, rantın değil, aklın ve insanlığın peşinden gidelim.” diyerek açıklama son buldu.
AHMET YİĞİT
YORUMLAR