2021 Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi işçinin, emekçinin ve emeklinin halini duyurmak adına basın açıklaması gerçekleştirdi.
Sendika Şube Başkanı Hüseyin Kurt, asgari ücretin 2026 yılı için 28 bin 75 TL olarak açıklandığı söyleyerek, “TÜİK’in ısmarlama enflasyonunda bile yüzde 31 beklenirken artış yüzde 27’de kaldı. Geçen yıl da TÜİK’in ısmarlama enflasyonu yüzde 44,4 iken artış yüzde 30 olarak uygulanmış, üstelik bir yıl boyunca başka artış verilmemişti. İktidar aylıkları arttırır gibi görünürken gerçekte soframızdaki lokmayı, eti sütü sağlıklı beslenmeyi, evimizdeki ısınmayı eksiltiyor. Bu zulümdür, bu bile isteye emekçi halkı tefeciye rantiyeye yerli ve yabancı dolar milyarderlerine kurban etmedir.” diyerek tepkisini gösterdi.
“Emeklilerin hakları emekçi kimliklerine sıkı sıkıya bağlıdır”
Çalışana bu sefaleti reva gören iktidarın, emekliyi, dul ve yetimi çok daha kolay gözden çıkarabileceğini var saydığını belirten Kurt, “İktidar sahipleri çok yakında yanıldıklarını anlayacaklar, emekçiye, emekliye, dul ve yetime, üretene, çiftçiye esnafa gence işsize öğrenciye layık görülen bu sefaletin sorumluları demokratik yoldan sandığa gömüleceklerini bilsinler. Emeklilerin hakları emekçi kimliklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Yaş haddi, iş göremezlik veya yeterli prim /gün sayısına ulaşan emekçi emekliliğe hak kazanır, sosyal devlet topluma borcunu, üreterek, beden ve beyin gücünü harcayarak ödemiş olan emekliyi insanca yaşatacak koşulları sağlar, sağlamalıdır. Elbette ki emekliliğe hak kazanan emekçi, emekli olurken ustalığın tecrübenin zirvesindedir. Artık dinlenmenin, farklı uğraşlara yönelmenin, gezilere gitmenin, iç huzuruyla toplumsal etkinliklere katılmanın, tecrübelerini kendinden sonraki kuşaklara aktarmanın vaktidir. Ne yazık ki olması gerekenle olan çok farklı, toplumun üretenleri toplumsal refahtan pay alamıyor, hakları bir avuç holding için gasp ediliyor. Bunu reddediyoruz. Büyük ozanımız Nazım Hikmet, Türk Köylüsü şiirinde: ‘O topraktan öğrenip kitapsız bilendir’ demişti. Emekli ve emekçinin de uzun uzun istatistiklere bakmaya ihtiyacı yok. Biz yaşamın içinden biliyoruz TÜİK’in sayılarının yalan olduğunu, iktidarın ekonomiyle ilgili yaptığı açıklamaların boş olduğunu.” şeklinde konuştu.
“Konut sorunu emekçiler ve emekliler için yakıcı hâle geldi!”
Hesabın şaşmayacağını, emekli beş yıl önce aylığının üçte biriyle kirada oturabilirken bugün aylığı kiraya yetmiyorsa söz bitmiştir. Emekli, izbe otellerde aç biilaç sürünüyorsa, ekonomik sürgün hayatı yaşıyorsa hiçbir istatistiğin gerekmediğini anlatan Kurt, “Her şey ayan beyan ortadadır. Kabul etmiyoruz. İktidarın bilinçli bir sınıfsal tercih yaptığı, ekonomi yangınının tüm yükünü emekçilere kesmek istediği ortadadır. Biz de bu yükü taşımayacağımızı, emekli emekçi birliğiyle buna karşı duracak irademizin olduğunu, dostlarımıza bildirmekten onur duyuyoruz. Şu anda, işsizliğe ve geleceksizliğe mahkum edilmiş gençlerden sonra toplumun en yoksulları emeklilerdir. İşsizler, çalışanlar ve emekliler yoksulluğu farklı dereceleriyle yaşıyor. Eminiz ki; buradan onurlu bir çıkış, birlik olduğumuzda, aynı safta güç birliği yaptığımızda gerçekleşecek. Eski yıllarda emekli dostu bir kent olan Mersin, 2011 yılında başlayan yanlış dış politika tercihleriyle büyük bir sığınmacı/göçmen akınına uğradı. Ardından 6 Şubat 2023 depremi oldu. Deprem bölgesine komşu olan ilimiz Mersin, depremzede kardeşlerimizi büyük bir gönül hoşluğuyla bağrına bastı, zor günde dayanışmanın gereklerini yerine getirdi. Tüm bunlara bağlı olarak konut sorunu emekçiler ve emekliler için yakıcı hâle geldi. İktidar deprem yaralarını sarmak için yeterince kaynak ayırmıyor. TOKİ’nin başlıca görevi depremzedeler için ferah yaşam alanları ve sağlıklı konutlar üretmek iken, bütçe olanakları iktidar yandaşlarına aktarılmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“Yaraya merhem olacak halkçı çözümleri hızla gerçekleştirmeli”
Kurt şöyle devam etti;
“İktidarın TOKİ eliyle 2022 yılında seçim öncesi açıkladığı konut ve arsa kampanyasında henüz arsasına kavuşup inşaata başlayabilen bir kişi bile yok. Şimdi de önümüzdeki seçimde sahte umut yaratmak üzere 500 bin sosyal konut projesi açıkladılar. Konut açığı ülkemizde en yüksek düzeydedir. Sorunun kaynağı olan iktidarın konut sorununu halkçı anlayışla çözme niyeti ve iradesinin olmadığı ortadadır. Mersin Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyeleriyle eşgüdüm içerisinde, gerçek anlamda en yoksulları gözeten uygulanabilir sosyal konut projesini ayrıntılandırarak topluma sunmalı, bu kanayan yaraya merhem olacak halkçı çözümleri hızla gerçekleştirmelidir. Çoktan iflas etmiş neoliberal kapitalizmin buyruklarından çıkmayan iktidarı ve ekonomi yönetimini uyarıyoruz. Serbest piyasayla, altta kalanın canı çıksın anlayışıyla varılacak yer toplumsal felakettir, bu yoldan geri dönün. Bakın, biz bugünün emeklileri cumhuriyetin kurucu kadrolarının torunlarıyız, hepimiz tarımda ve sanayide devlet işletmelerinin, kamu kuruluşlarının aşinasıyız. Kimimiz o kurumlarda görev aldı, bazılarımız kreşlerinde büyüdü, tiyatrolarına gitti, en azından Sümerbank üretimi kumaşla giyindi, ayakkabısını kullandı. Kamu kurumlarındaki sendikalaşma ve toplu sözleşme düzeni bütün iş yaşamı için çıpa görevi yaparak çalışanların ve emeklilerin haklarının korunmasını ve genişlemesini sağladı. Özelleştirilip yerli ve yabancı tekellere peşkeş çekilen kurumlar yeniden kamulaştırılmalı. Sağlık ve eğitim kamu eliyle parasız olmalı.”
“Emekli Sendikaları Statü Yasası çıkarılsın”
“Çocuklarımızın ve torunlarımızın istihdamı sadece kâr odaklı çalışan özel sektörün performansına bırakılamaz. Devlet tarımda ve sanayide istihdama öncelik veren, kamusal yararı ve toplumsal refahı önceleyen işletmeleri yeniden kurmak zorundadır. Emekçi sabrı bilgeliği ve onuruyla güzel ülkemizde alnı ak başı dik olarak insanca yaşamak hakkımız vardır. Gasbedilen haklarımızın iadesi için görevimizin başında mücadeleye devam edeceğimize bütün dostlarımız emin olsunlar. Emekli arkadaş gel bu onurlu mücadeleye sen de omuz ver, biz birlikteysek güçlüyüz. TBMM’de iktidar milletvekillerinin oyları ile kabul edilen 2026 bütçesinde bizler, emekliler, dul ve yetimler ve emekçilerin payı düşerken, faize ayrılan pay arttırılmıştır. Bundan dolayı bizim olmayan bütçeyi kabul etmediğimizi, taleplerimiz yani insanca yaşamamız için mücadeleye devam edeceğimizi tekrar ilan ediyoruz. Taleplerimiz: Emekli ve dul/yetim aylıkları insanca yaşamaya yetecek düzeye çıkarılsın. En düşük aylık en düşük memur aylığıyla eşitlensin. Memur emeklilerine yasanın emredici hükmüne rağmen iki yıldır ödenmeyen seyyanen zamlar topluca ödensin. Konutsuz emeklilere, gelirlerine uygun ödemeli sosyal konutlar yapılsın, konut sahibi olana kadar kira yardımı sağlansın. Depreme dayanıksız konutlar uygun ödemeli krediyle sağlamlaştırılsın. Anayasanın ‘Sendika Kurma Hakkı’ ve ‘Toplu Sözleşme Hakkı’ ile ilgili 51. ve 53. Maddelerine “Emekliler” veya Uluslararası Sözleşmelerde yer alan ‘Herkes’ ibaresi eklenerek emeklilerin sendika kurma ve toplu sözleşme hakkı Anayasal güvenceye kavuşturulsun. Emekli Sendikaları Statü Yasası çıkarılsın.”
“Emekli aylığı promosyonları 3 yılda bir değil her yıl ödensin”
“Tüm emekli aylıkları ‘asgari değil, insanca yaşam’ ilkesine göre hükümet ve emekli sendikası arasında yapılacak toplu sözleşme yoluyla belirlensin. Aylık bağlama oranı (ABO) eskiden olduğu gibi yüzde 70 olsun. Yıllardır savsaklanan İntibak Yasası derhal çıkarılsın. İşçi, Memur ve Bağ- Kur emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik giderilsin. Bayram ikramiyesi adı altında yılda iki defa yapılan ikramiye ödemelerine banka emeklileri de dahil edilsin. Tüm emeklilere yılda dört defa birer aylık tutarında ikramiye ödensin. SGK ile Bankalar arasında yapılan protokol görüşmelerine emekli sendikasının da katılması yönünde yasal düzenleme yapılsın. Emekli aylığı promosyonları 3 yılda bir değil her yıl ödensin. Ulaşılabilir, parasız, nitelikli ve eşit sağlık hizmeti temel insan hakkıdır düşüncesiyle, emekli aylıklarından alınan muayene, tedavi ve ilaç katkı payı kesintileri kaldırılsın. Toplu taşıma araçlarında emeklilere ve eşlerine ücretsiz ulaşım hakkı sağlansın. Emekli yurttaşlara yaşamlarının sonbaharında hak ettikleri saygı gösterilsin. Yalnız yaşayan, hasta ve bakıma muhtaç olan emekli ve yaşlı yurttaşlar için devlete ait huzurevi sayısı artırılarak, bakım hizmetleri yaygınlaştırılsın. Emeklilerin birlikte zaman geçirebileceği, var olan yeteneklerini sergileyebileceği, yeni hobiler edinebileceği atölyeler kurulsun.”

