Silifke’de Şişecam Grubu’na bağlı Camiş Madencilik A.Ş.’nin planladığı “Maden Atık Depolama Tesisi” nedeniyle büyük bir tehdit altında. Hacıishaklı, Yeşilovacık ve Işıklı mahallelerine yalnızca 1–1,5 kilometre mesafede kurulmak istenen tesis, bölgede “çevresel felaket” endişesi sürüyor.
Projenin; cam ve krom fabrikalarından çıkacak atıkları Silifke’nin verimli topraklarına, zeytinliklerine ve su kaynaklarına taşıyacak olması, köylülerde açık bir yaşam kaygısına dönüştü. Yerelde yükselen itirazların simge isimlerinden Yeşilovacık Muhtarı Ömer Yaser Yalvar, durumun vahametini şöyle özetledi:
“İnce kuvars kumu atıklarının taşınması ve depolanması sırasında oluşacak tozlar hava, su ve toprak kirliliğine yol açacaktır.”
Bölge halkı, yerleşim yerine bu kadar yakın noktaya “atık depolama sahası” kurulmasının hiçbir şehircilik ilkesiyle, bilimsel kriterle ve vicdanla örtüşmediğini belirterek tepki gösteriyor. Projenin teknik adıyla sunulan tesisin, gerçekte “kuvars tozu, zehir sızıntısı ve uzun vadede kanser riski” anlamına geldiğini savunuyorlar.
Mersin Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılan ÇED duyurusu ise kritik bir eşik olarak görülüyor. Silifkeliler, 10 günlük askı süresinin “son çıkış” olduğunun altını çiziyor.
Halktan ve çevre örgütlerinden yükselen ortak çağrı net:
“Kağıt üzerinde uygun görünen projeler, sahada ölüm demektir. ÇED süreci evrak işi değildir; bu topraklarda yaşayan herkesin vebalini taşır.”
Silifke’de köy muhtarlarının öncülük ettiği karşı duruş, sadece bölge halkının değil, “Ben Silifkeliyim”, “Ben Mersinliyim”, “Ben doğayı seviyorum” diyen herkesin sahip çıktığı geniş bir toplumsal tepkiye dönüşmüş durumda.
Bölge sakinleri, Şişecam Grubu ve Camiş Madencilik A.Ş.’ye çağrıda bulunuyor:
“Bu projeyi iptal edin. Halkın istemediği yerde ısrar etmek yatırım değil, dayatmadır.”
Silifkeliler, Akdeniz’in mavisini, bereketli topraklarını ve temiz havasını korumakta kararlı. Tepkinin ortak cümlesi:
“Bu memleketin insanı toprağını rant uğruna heba ettirmez.”

