Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP)’ı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) sosyal medya hesabında değerlendirdi. Uzuno ğlu, yeni Orta Vadeli Program’da yüksek teknolojili sektörler, tarım ve gıda, savunma sanayi, enerji ve lojistik gibi stratejik alanların destekleyeceğini söyledi.
Yeni Orta Vadeli Programda desteklenecek sektörler olarak genelde yüksek teknolojili sektörlerin, tarım ve gıda, savunma, enerji, lojistik ve hizmetler olarak en azından belirlenmiş, saptanmış belirli sektörler olduğunu belirten Uzun, “Örneğin yüksek ve kritik teknolojili sektörler deyince aklımıza savunma sanayi, havacılık, uzay, yarı yetkenler, bütün bunlar tabi ki bunların ar geliri de dahil bunların hepsinin desteklenmesi bekleniyor. Bunlar bizim hayatımızı değiştirecek teknolojik anlamda zorunlu olarak mutlaka desteklenmesi gereken elzem sektörler zaten. Burada tabi tarım ve gıda. Gıdada neler var? O da çok önemli bizim için. Özellikle modern sulama, lojistik, depolama amaçlı yatırımlar, gıda güvenliği, sürdürülebilir ve katma değerli üretim destekleri ön plana çıkacak. Bu orta vadeli programda en azından altı çiziliyor. Tarım ve gıda sektöründeki özellikle bu alanların destekleneceği konusunda en azından belirli hedefler konmuş durumda. Tabi ki bunun yanı sıra markalaşma, ihracat ve planda üretim politikalarıyla gıda ve tarımda verimliliği artıracak her türlü girişimin destekleneceği konusunda da yine bir takım notlar yer alıyor orta vadeli programdan. Enerji ve lojistik yatırımları da desteklenecek. Peki başka? Tabi ki Türkiye için vazgeçilmez sektör enerji. Enerji ve lojistik, enerji verimliliği, lojistik ve altyapı yatırımlarının özendirilmesi, özellikle yeşil dönüşüm, dijital ekonomiye geçiş kapsamında yapılacak yatırımlar ciddi anlamda desteklenmeye devam edecek deniyor orta vadeli programda. Peki sanayide var mı?” dedi.
“OVP destekler sunmasının yanı sıra, reel sektör için bazı riskleri de barındırıyor”
Uzun şöyle devam etti;
“Sanayide hizmetlerdeki destekler nereye doğru olacak dediğimizde daha çok yerli ürünlerin ve teknoloji odaklı ürünlerin destekleneceği konusunda ciddi adımlar atılacağı söyleniyor. Tabi ki turizm, konaklama, ulaşım gibi konularda da destekler var ama tabi ki özel öncelik yerli ürün ve teknolojik dönüşüm. Yani bu son derece önemli orta vadeli programda. Bir de tabi ki bölgesel kalkınma, yerel yatırımlar, istihdam odaklı destekleme programlarının da devam edeceği orta vadeli programda altı çiziliyor. Tabi ki şunu da görmemiz lazım. Bunlar destekler ama bu programın hala real sektör açısından veya özel kesim açısından belirli riskleri var. En azından onu uyararak biz de görevimizi yerine getirmiş olalım. Sıkılaşma programı devam edecek. Yani orta vadeli program sıkılaşmanın devam edeceğini en azından iki yıl daha ciddi bir sıkılaşma sonucunda enflasyonun tek haneli rakamlara düşürüleceği, 2027’den itibaren tek haneli rakamlara düşürüleceği belirtiliyor. Bu ne demektir? Sıkılaşma doğal olarak paranın pahalı olması demektir. Yani TL’nin faizi enflasyonun üzerinde olacak. Real faiz olacak ve hemen onun altında da enflasyon olacak. Yani TL faizi yüksektir enflasyon. Ha peki kur nerede olacak? Kur enflasyonun altında olacak. OVP destekler sunmasının yanı sıra, reel sektör için bazı riskleri de barındırıyor. Sıkılaşma programı da devam edecek. Örneğin enflasyon yüzde efendim yirmi sekiz buçuk diye hedeflenmişse bunun üzerinde bir TL faizi beklememiz lazım. Efendim bunun altında da bir kur artışı beklememiz lazım. Yani öyle kurlarda çok ciddi bir artış olması yani enflasyonun üzerinde bir kur patlamasının olması en azından orta vadeli program açısından pek olası görünmüyor.”
“Beklentimiz bu programdan sıkılaşmanın devam edeceği yönünde”
“Yani ya kurlara işte bir destek verilir kurlar artar enflasyonun üzerinde hatta TL faizleri aşağıya hızla çekilir kur yukarı doğru yükselir dersek bu programın zaten orta vadeli programında bitmesi anlamına bütün her şeyin yeniden baştan yazılması anlamına gelir. O nedenle de beklentimiz şöyledir TL faizi enflasyondan daha yüksek olacak enflasyon oranından daha yüksek olacak. Enflasyon oranı da kur artışından daha yüksek olmaya devam edecek. Çünkü enflasyonla mücadelenin bir alt ayağı sadece tabii ki talebin kontrolü değil orta vadeli programa göre aynı zamanda kurunda makul düzeyde seyretmesi yani kontrollü bir kur politikası olarak görülüyor. Çünkü kur artışının enflasyonla ilişkisini biliyoruz kur arttığı andan itibaren enflasyonun beklentileri yükselmeye başlıyor zaten ithalat maliyetleri artıyor ve bu şekilde enflasyon yükselme trendine giriyor. Dolayısıyla beklentimiz bu programdan sıkılaşmanın devam edeceği yönündedir. Eğer sıkılaşma durursa zaten başka bir programdan söz edilir.”

