DİPLOMACI GELDİİİ HANIMM..!

“Diplomacıı geldii hanımm! Psikolog , sosyolog, baş komiser, hakim, savcı, öğretmen…” diyen diploma satıcısı mahalle aralarında dolaşır…
Sesi duyan Ayşe hanım, dördüncü katın balkonundan bağırır:
– Mali müşavir var mı evladım?
Satıcı:
– Olmaz mı, güzel ablam. Yeminli, yeminsiz hangisini istersiniz..(?) diye sorar.
Ayşe Hanım, aynı sesle:
– Fiyatları nedir, fiyat farkı var mı ..(?) diye sorar…
Satıcı:
– Olmaz olur mu ablam, Allah aşkına. Biri yeminli diğeri yeminsiz. Hangisine daha çok güvenirsiniz ? diye kahkahasını da patlatmayı ihmal etmez..!

Bunun üzerine Ayşe Hanım:
– Oğlan şimdi sokaklarda tinerci arkadaşlarıyla volta atıyor. Akşam eve gelince bir de kendisine danışayım. Der ve diplomacının numarasını telefonuna kaydeder…
Sesleri duyan aynı apartmanın beşinci katının penceresi açılır.
İçinden cılız, sarışın, yirmibeş yaşlarında olmasına rağmen onbeş yaşlarındaymış gibi gözüken genç bir kız başını uzatır. Güvensiz bir şekilde, kendi sesini kendisi duyacak kadar tiz bir sesle:
– Hukuk diploması var mı? diye sormayı başarır…
Dört kulağını uzatan, dik kulak satıcı, karşısındakine cesaret vererek:
– Var güzel ablamcığım. der…

Özgüveni yerine gelen kız, bu sefer, bir taraftan elektronik sigarasını üfler diğer taraftan diplomacıya:
– Beş senedir üniversite sınavını kazanamadım… Bilemedim hakime diploması mı alsam savcı diploması mı..(?)
diye danışır…
Diploma satıcısı, ağzı kulaklarında sırıtarak, sorunun saçmalığının da farkına vararak:
– Güzel ablacığım önce hukuk diplomasını alacaksın ondan sonra ne olmak istiyorsan onun diplomasını alırsın.

Eğer ikisini aynı anda almak istiyorsan da onun da kolayı var.
diyerek baş parmağıyla işaret parmağını birbirine sürterek:
Sen yeter ki paradan haber ver.
Der.
Kız konuşmadan, sigarasını üfleyerek düşüncelere dalıp gider…
Şimdi bu yazılanların gerçek olmadığını veya komik bir senaryo olduğunu düşünebilirsiniz…
Ben de olsam,
– Yok artık , bu kadar da değil.
Derdim.

Bugünkü haberleri duyuncaya kadar…
Halı yıkama işiyle uğraşanın psikolog, torbacının nakotiğe başkomiser, eğitim fakültesi okumayanın, öğretmen olduğunu ve de bu öğretmenin yıllarca çalışması nedeniyle bir de ödüle layık bulunduğunu, duymasaydım eğer..!
Evet , parolamamızı bir kez daha tekrarlıyoruz…
Hep birlikte…

ŞAŞIRDIK MI?
HAYIR..!