Nöbetçi Eczaneler
Sivas’ın Türkkeşlik Köyü’nde yaşını başını almış, yetmiş yaşlarındaki bireyin, elindeki sopayla, canice, yavru köpeğe vurmasının üstünden on gün geçmedi yeni bir cinayet ve de suç işlendi..!
Yavru köpeğin acı acı inlemesine aldırış etmeden sopasını indiren caniye yaşından dolayı, sadece para cezası verilmesi toplumun tepki göstermesine neden olmuştur..!
Çünkü bu şahıs yaşına bakmadan bu eylemde bulunmuştu..!
Hem de anne köpeğin yanında..!
Kötülüğün yaşının olmadığını çok güzel ispatlamış oldu..!
Kendisine yakışan, ilerleyen yaşına bakarsak, ahiret için yaşaması ve de davranmasını beklerken, yaratıcının sesiz kullarına hunharca yaklaşımı toplumun dikkatinden kaçmadı..!
Yüreği güzel, vicdanlı insanlar, ülkemin dört bir yanından bu hayvan için seferberlik başlattı…
Ancak bildiğiniz gibi bu cani, sadece para cezasına çarptırıldı..!
Bu olayın etkisi henüz geçmemişken,
inşaat işçisi Burak Alan tarafından hunharca katledilen sahipli “Cezve” isimli kediyle, toplum bir kez daha ayağa kalktı..!
Hayvanı seviyor gibi aldatarak yerden yere çalan caniye nasıl bir yaptırım uygulanacak merak konusu..!
Ancak ne uygulanırsa uygulansın Cezve’yi geri getirmeyeceği aşikar. Zavallı kedi, “Yapma” der gibi gözlerine bakmasına rağmen tekmelerinden kurtulamadı..!
Öncesinde İbrahim Keloğlan adlı şahsın, “Eros” adlı kediyi tekmelemeyerek öldürmesi gibi..!
İbrahim Keloğlan adlı şahıs da “İyi hal indirimi” ile serbest bırakıldı..!
Bütün bunlar medyaya yansıyan suçlar…
Aracın arkasına köpeği, eşeği bağlayıp kilometrelerce sürükleyenler hiç konuşulmadı, davaları hiç görülmedi dahi..!
Davaları görülenler de toplumu rahatlatacak bir ceza almadılar..!
Olaya yalnızca hayvan gözüyle bakmak çok yanlış bir bakış açısıdır…
Çünkü kötülüğün türü, cinsiyeti yoktur.
Kötülük, kendisinden zayıf bulduğu, koşulunu da sağlamışsa, o kötülüğü işleme zevkini tadacaktır…
Bugün hayvana olan şey yarın insana ve hatta bulduğu yerde yarını dahi beklemeden de insana olmaktadır.
Çocuklara, kadınlara olan cinayetler bunların örneğidir…
80 yaşındaki Necla teyzenin barakasında yakılması, çocukların ve kadınların hunharca katledilmesi gözler önünde değil midir?
Mersin ilimizde Eyüp Can isimli çocuğun gece vakti bıçaklanması, erkek arkadaşından ayrılan veya eşinden boşanan kadınların hunharca katledilmesinin katilleri aynı cani kişilerdir…
Bu nedenle olaya hayvan olarak bakılmadan her suç aynı titizlikle cezalandırılmalıdır ki caydırıcılığı olsun…
Kaldı ki bir başkasının hayvan olarak gördüğü canlı, bakımını yaptığı kişi için evladıyla aynıdır…
Bu tür cinayetlere gerekli yaptırımlar uygulanırsa toplum düzeni sağlanacaktır…
Aksi halde bu tür caniler iştahları kabarmış bir şekilde istediği ikinci suçu işlemeyi, diğer canileri atağa geçirmeyi, kendilerinde hak olarak görecektir…
Ve bu suç silsilesi bir gün, çok yakın bir gün diliminde, her evin kapısını çalacaktır. Hem de hiç ummadığınız bir şekilde.
Ahmet de, Cezve de, Eros da, Eyüp de… olduğu gibi…
Ayrıca “İyi hal indirimi” nedir?
Biri açıklayabilir mi?
Kişinin üzgün gibi numara yapması, takım elbise giyinerek, hakimin ve hakimenin karşısında durması tiyatral bir oyundan ibaret değil midir?
Gerçekten üzgün olan bir insan, şayet bir kedinin canını almışsa sokak sokak gezerek diğer kedilerin beslenmesini sağlar.
Veya bir köpeğin canını almışsa barınaklarda gönüllü olarak çalışır.
Bir çocuğun canını almışsa ailesinin önünde diz çöküp, özrünü sunmaz mı?
Ya da bilelim artık, bütün bunlara göz yummanın altında yatan neden, nedir?
İklim kanunu doğrultusundaki kıyımlar mı..?
Bunun başka çözümleri yok mu?
İnsani çözümleri…
Nüfusa sınırlama getirilmesi gibi…
Bir çocuktan başka çocuk dünyaya getirilmesin mesela…
Canilere, sapıklara, tecavüzcülere zorunlu kısırlaştırma yapılsın mesela…
Şayet sorun insan nüfusunun fazlalığıysa…
Bizler de biliyoruz ki hayvanlar ve bitkiler yaşamın olmazsa olmazıdır…
Bunları yok etmekteki gaye insan nüfusunu azaltmaktır…
Oksijensiz ve de yapay gıdalarla insan nüfusunun ayakta kalamayacağı aşikarken…