Adamın biri ormanlık alana bir çukur kazıyor. Üstünün yalıtımını yaparak içine su dolduruyor…
Küçük bir su çukuru inşa ediyor…
Sonrasında bir kamera yerleştiriyor…
Kamerayı giren kareleri bizimle paylaşıyor…
Ormandaki tüm canlılar: Kuşlar, sincaplar, kertenkele, kirpi, kaplumbağa, yılan, tilki vs. hepsi bu su çukurundan su içiyor…
Çöldeki vaha gibi…
Küçücük bir su çukuru, birçok canlının su içmesini sağlıyor…
Bu nedenle küçücük bir dokunuş bir başka canlı için hayati bir önem taşır…
Yapılan küçük iyiliklerde,
“Bunun kime ne faydası olacak ki..(?)” düşüncesine katılmamaktayım…
Deniz yıldızı hikayesinde olduğu gibi…
“İşte buna faydası oldu” deyip kıyıya vuran deniz yıldızını denize fırlatmak…
Evinde artan yemeği çöpe atmayıp bir canlının beslenmesine katkı sağlamak dahi çok büyük bir iyiliktir…
Büyük buluşlar, büyük eserler, büyük keşifler yapın demiyorum.
Küçük de olsa ufak da olsa faydası büyük olan iyilikler yapın diyorum…
Sonrası çorap söküğü gibi gelecektir…
Bu konuya bir de şiir yakışır…
BU KÜÇÜK İŞLERİ BEN YAPARIM..!
Dilsizler bana yılışır
Anlaşmışlar gibiler
Güvercinler uçuşur durur
Her biri buğday tanesiyle
Bu küçük işleri ben yaparım bayım
Bakarım…
Kalbim merhamet gemisi
Işıldar ateş böcekleriyle
Yolumu aydınlatır
Dalgalar eşliğinde
Evet bayım..!
Bu küçük işleri ben yaparım…
Yunuslar bana gülümser
Küçük balık sürüsüyle
Yosunlar bana yeşillenir
Kayalıklar dibinde
Evet bayım..!
Mercanları seyre ben dalarım…
Fesleğenler okşanmak ister
Koklanmak için buram buram
Leylaklar kuşatır beni
Renk cümbüşü içinden
Evet bayım
Bu küçük işleri ben yaparım
Okşarım…
Gökyüzündeki yıldızlar
Her gece sayılmak ister
Her birine ayrı ayrı göz kırparım
Kayıp gidenler içinde
Bu küçük işleri ben yaparım bayım
Sayarım…
İki bin yıllık zeytin ağacı
Budak budak, şahrem şahrem
Sarılmak ister
Yaralarıma, kabuklarıma
Bu küçük işleri ben yaparım bayım
Sarılırım…

