Yaşantımızı yönlendiren seçimlerimiz değil midir?
İster özgür iradeyle olsun isterse yönlendirilmeyle…
Doğduğumuz ailemiz hariç yaşantımızın çoğunu yaptığımız seçimlerimiz belirler…
Anne veya baba olmayı seçmek, eş olmayı seçmek, mesleğimiz, işimiz, arkadaş çevremiz hepsi seçimlerimiz sonucudur…
Seçtiklerimizle yolumuza devam eder, devam etmek istemediklerimizi ise yeni seçimlerle belirleyip dururuz…
Eş, iş, arkadaş seçimlerini kastediyorum…
Bu seçimleri yaparken birçok insan acaba bunu değil de öbürünü seçseydim daha mı mutlu olurdum, daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemez…
Oysa ki her seçimin de bir keşkesi olabileceğini bilemez…
Demek istediğim her seçimin mutlaka istemediğiniz bir yanının da olma ihtimalinin olmasıdır…
Bu nedenle seçimlere yönelik keşkelere takılıp kalmaktansa ya yeni seçimler yapmak ya da durumu iyileştirici tercihlerde bulunmak en doğrusu olacaktır…
Bu seçimlerimizle birlikte iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, dürüstlük ile sahtekârlık gibi manevi seçimleri de unutmamak gerekir…
Ve hatta en önemli seçimlerimizin bunlar olduğunu düşünmekteyim…
Çünkü insanı insan yapan unsur, bu kavramlardır…
Şiirimle tamamlayacak olursam…
SAFINIZI SEÇİN BAYIM..!
Bu dünya
Kötülüğe karşı iyiliğin
Korkaklığa karşı cesur yüreklerin
Gaddarlığa karşı merhametin
Yok etmeye karşı var etmenin
Savaşıdır
Safınızı seçin bayım…
Yalnızlığa karşı çoğalmanın
Tutsaklığa karşı özgürlüğün
Gülmenin üzüntüyü süpürdüğü
Cömertliğin cimriliği eksilttiği
Gönül almanın kırgınlığı erittiği dünyasıdır
Safınızı seçin bayım…
Bu dünya
Onurla onursuzluğun
Şefkatle şefkatsizliğin
Sevgiyle sevgisizliğin
Dondurucu soğuğa karşın
Lodosun karayele savaşıdır
Safınızı seçin bayım…
Hurafeliğe karşı bilgeliğin
Kabalığa karşı zarafetin
İstifçiliğe karşı sadeliğin
Zorbalığa karşı hoş görünün
Kıskançlığa karşı takdirin
Savaşıdır
Safınızı seçin bayım…
Savaşa karşı barışın
Ölüme karşı yaşamın
İmkansıza karşı mümkünün
Derde karşı dermanın
Yaraya karşın kabuğun
Savaşıdır
Safınızı seçin bayım…

