Batı parotyası(cennet kuşu) tepesinde uzun tüylerini de uzatarak dişisini etkilemek için semazenler gibi dönüyor…
Kanatlarını açıp kendi çapında öyle hızlı dönüyor ki, kokteyllere konulan küçük siyah şemsiye sanırsınız…
Gözlerini mavi renkten sarı renge dönüştürebiliyor…
Ayrıca gerdanını da hareket ettirerek, mavi, sarı renklerde fosforlu ışık saçıyormuş gibi göz alıcı bir parlaklıkla dişisinin dikkatini çekiyor…
Başındaki beş adet uzun tüyleri de dönerek ayrı bir gösteri ziyafeti tattırıyor…
Ağaç dalında kendisini izleyen dişi kuşu cezbetmiş olacak ki, gösterisini tamamladıktan sonra yanına gelmesine izin veriyor…
Ve mutlu son:)
Diğer hayvanlar alemine baktığımızda da durum farklı değildir…
Aslanların, köpeklerin, kedilerin dişi hayvan için gövde gösterisi yaptıklarını ve de kavgalara tutulmaları nedeniyle ciddi yaralandıklarına şahit olmuşuzdur…
Gelelim iki ayaklı insan türüne…
Bu türlerin de hayvanlar aleminde olduğu gibi dişisi için zaman zaman güç gösterileri yaptıklarına şahit olmaz mıyız..(?)
Ve de istenmeyen durumlar yaşandığına tanıklık etmez miyiz..(?)
‘Yan baktın, niye baktın..(?)’ edasıyla…
Yani demek istediğim, her zaman için dişisi için dans eden, gösteri sergileyen, diş gösteren, hırlayan, ışıltılı paralarını harcayan tatlı bir rekabetin mevcut olduğudur…
Durum böyleyken bazı erkeklerin dişilerine trip atıp kendisini Hint kumaşı gibi ulaşılmaz görmesindeki şımarıklığına ne demeliyiz sizce?
Sanırım bu kişiler türler arası bir karmaşa yaşamaktalar…
Ya da akıl karışıklığı diyebiliriz?
Her zaman için dişinin bir albenisi olduğu sabit değil midir?
Onun için semazen dönecek, şıkırtılı sesler ve de gösteriş yapacak bir eril…
Bu nedenledir ki bu donanımlardan yoksun eril kişi sizi terk ettiğinde veya siz onu terk ettiğinizde üzülmemelisiniz, dişiller…
Sizin için parmağını oynatmayan erili beklemektense, sizin için pervane olan erkeği tercih etmelisiniz…
Yolunuzu kaybettiğiniz anda doğaya bakmanız kâfidir…

