Bazı insanlar duygusal zekayı hiç önemsemezler ve hatta yok bile sayarlar…
Onlara göre tek zeka çeşidi matematiksel zekadır…
Matematiği iyi bildikleri zaman kendilerini yönetebileceklerini ve de yaş tahtaya basmayacaklarını düşünürler…
Bu tür insanların bakış açıları tek yönlüdür…
Ortada tek bir hesap vardır, o hesap da matematiksel hesaptır…
Ve bu tür insanlar maddesel anlamda tatmini yakalamış olsalar da duygusal anlamda tabiri uygunsa tam bir küntlük içindedirler…
Kendi düşünceleri dışında hiçbir düşüncenin önemi yoktur…
Çoğu zaman da insanalarası ilişkilerde uyum problemi yaşarlar…
Bu problem, çevresiyle ilgili olabildiği gibi yakın çevresiyle de olur…
Bu nedenledir ki bu tür insanlar, sürekli olarak yalnız olmaktan ve de anlaşılır olamadığından şikayetçi olurlar…
Onlara göre karşısındaki kişiler kendisini anlamakta güçlük çekmektedir…
Duygusal zekası ağır basan bireylerin kurduğu hayaller neticesinde icatlar yapılmamış mıdır?
Bu hayaller olmasaydı bugün bilimsel, sanatsal ve de teknolojik anlamda ilerleme kaydedebilir miydik?
Duygusal zekaya sahip olan kişilerin empati duyguları daha çok gelişmemiş midir?
Bu insanlar kendileri gibi duygusal zekaya sahip insanlarla ilişki kurmalıdır, birliktelik yaşamalıdır.
Aksi halde çatışmalar kaçınılmaz olacaktır…
Duygusal zekaya sahip olan bireylere küçümseyici bir gözle bakan matematiksel zeka, kendi matematiğini yapamamıştır…
Çünkü duygusal zekası yüksek insanların karşı tarafı üzmemek adınadır sessizliği…
Yani aptal oyunu oynayan, ancak aptal olmayan kişilerdir…
Her şeyin farkında olup farkında değillermiş gibi davranan…
Matematiksel zekanın davranışını test eden…
Kırmak istemeyen, naif insanlar…
Ama bir yere kadardır bu aptallık oyunu da…
Bir yerden sonra ipler kopar ve duygusal zeka, usulca matematik zekadan kopar…
Haydi bakalım matematiksel zeka, başka kapıya..!

