Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DANS ETME VE GÜLME PANDEMİSİ..!

Hareketli müziğin sesini duyan,

Hareketli müziğin sesini duyan, kırmızı yakalı papağan başlıyor dans etmeye…

Mutfak tezgahının üstündeki soda şişesinin etrafında daireler çizerek adeta dansçılara taş  çıkartıyor…

İki ayağının üstünde kurbağalar gibi zıplıyor, başını bir yukarı bir aşağı, bir sağa bir sola sallıyor…

Bunu yaparken de şişenin etrafında daireler çiziyor…

Bu tempoda devam ederse, kalbi duracak. Çünkü durmak nedir bilmiyor..:)

Sonunda, sahibi müziği kapatıyor biraz daha dans ediyor sonra bağırarak (öterek), müziğin bitmesine kızarak duruyor..!

Müziğin insan ruhu için hayvanlar için ve hatta bitkiler için çok büyük bir değer olduğunu bilmeyeniz yoktur sanırım…

Akıl ve ruh sağlığı hastanelerinde yatan kişiler için dahi tedavi edici, rahatlatıcı yönü uygulanmaktadır…

Kişi müzik dinlediği zaman kahraman olur, prenses olur, eşsiz olur, mutlu olur, olmak istediği her şey olur…

Bu hissiyatlar müziğin ezgisiyle doğru orantılıdır…

0-2 yaş aralığındaki bir bebeğe acıklı bir ezgi söylediğimizde, bebeğin bundan etkilenerek ağladığını görmüşüzdür.

Veya tam tersi, hareketli, oynak bir müzik dinlettiğimizde aynı şekilde neşelendiğini, gülücükler atarak vücudunu salladığına tanık olmuşuzdur…

Bu durumun  yalnızca bebekler için geçerli olmadığını biliriz.

Hangi yaş aralığında olursak olalım müziğin bizleri etkileme gücü her daim için vardır…

Ve de, bazı isteklerimizin olmasını istiyorsak belli hertz aralığındaki sesleri dinlerken hayal etmemiz gerektiğini dahi söyleyenler çıkıyor…

Hayvanların, seslere olan duyarlılığını inkar edebilir miyiz?

Şarkı söyleyen sahibine eşlik etmeye çalışan kedi, köpek…

Eşlik edemeyenlerin zıplayarak tempo tutmaları…

Özellikle de evcil hayvanlar için…

Bitkilerin de müzikle daha hızlı büyüdüklerinin savunmasını yapanları da bilmekteyiz…

Öyleyse, yaşamın zorluğunu yeterince deneyimleyen varlıklar olarak bu zorluğu bir nebze olsun müzikle atlatmak veya ruhumuzu beslemek de önemlidir bence…

Bu konuya nereden geldiğime değinecek olursam…

ABD’de bir restaurant sahibinin başlattığı güzel bir uygulama nedeniyle…

Restaurant sahibi, dans ederek giren müşterilerine ücretsiz kahve ikram edeceğini açıklar…

Böylece müşteriler kapıdan içeri girer girmez kısa da olsa danslarını yaparlar…

Yeterince çalışan, çabalayan, yorulan, üzülen insanların birazcık da olsa bu uygulama bahanesiyle dans etmeleri sizce de güzel değil mi?

Bizde niçin olmasın diye düşünmeden edemiyorum…

Sadece restaurant olarak da değil, her alanda böyle bir uygulama yapılsa iyi olmaz mı?

Kitapevine girdiğimizde, bankalara, okullara, hastanelere, laboratuvarlara, sokaklara…

Toplumun her alanında uygulansa, en azından bu kadar öfke, nefret, cinayet, cinnet ve de patlamalar sayısında azalma olmaz mıydı?

Bence olurdu…

Dans eden insanın yüzünde tebessüm olmaz mı?

Hem kendini hem de çevresini eğlendirmez mi..(?)

Bunu yaparken de sosyal etkileşim sağlamaz mı..(?)

Çünkü ağlamak gibi gülmek de bulaşıcı bir eylemdir…

Birileri yanınızda çok anlamsız bir şekilde güldüğünde ve siz neye güldüğünü bilmeseniz dahi yüzünüzde ister istemez bir tebessüm oluşmaz mı..(?)

Kişinin katıla katıla gülmesine bizler de gülmez miyiz?

Nasıl ki olumsuz davranışların bulaşıcılığı varsa, olumlu davranışların da bulaşıcılığı vardır…

Bizlerin de ihtiyacı olan bu değil midir..(?)

Dans etme ve gülme pandemisi…

Başlatalım mı..(?)

Ne dersiniz..(?)