DENİZ KARAKUŞ
Sağlık Çalışanları tam 38 haftadır Türkiye’nin dört bir yanındaki aile sağlığı merkezlerinden, hastanelerden, vergi dairelerinden gelirde ve vergide adalet talebini dile getiriyor. Bu haftada basın açıklaması gerçekleştiren sağlıkçılar, 2-6 Aralık tarihleri arası 5 gün boyunca grev yapacaklarını açıkladılar. Açıklamaya, Mersin Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Dev Sağlık-İş, Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Tabip Sen katıldı.
Sağlıkçılar adına basın açıklamasını okuyan Birlik Dayanışma Sendikası Başkanı Dr. Sabri Olgan Çavdar, “Hazine ve Maliye Bakanı ise milyonlarca lira kazanıp vergi vermeyenler olduğunu söylüyor ama bu kişilerden halen vergi almıyor, vergide adaleti sağlama sözü vermesine rağmen yeni vergiler icat etmekten geri durmuyor. Yüksek enflasyona rağmen asgari ücrete ara zam yapılmıyor, bütçe görüşmelerinde krizin yükü sabit gelirlilerin ve yoksul halkın sırtına atılmaya çalışılıyor. Bakanlara soruyoruz: 2025 yılında vergiler %43 artırılacak, peki bu artış ücretlerimizde de olacak mı?” sorusunu sordu.
“Bu ilaçların cepten ödenmesini mi istiyorsunuz?”
18 şehir hastanesinin, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 10’unu tüketttiğini belirten Çavdar, “Aylardır bizden aldığınız vergileri bize harcamanızı talep ediyoruz. Sağlık Bakanı’na soruyoruz: Şehir hastanelerinin müteahhitlerine ayrılan bütçe, aşı almaya neden yetmiyor? Aile hekimlerine bir “eziyet yönetmeliği” çıkardınız. Aile hekimliğine ayırdığınız bütçeyi keserek daha çok çalıştırmanın formülünü arıyorsunuz. Bu formülleri şehir hastaneleri için neden yapamıyorsunuz? 5-6-7 Kasım’da üç gün iş bıraktık. Sadece İstanbul’da 6 bine yakın denetim yapıldı. Sekiz yıl il sağlık müdürlüğü yaptığınız İstanbul’da yenidoğanlar ölürken bu denetimleri neden yapamadınız? Her gün ekonomik krizin altında ezilen, hayata tutunmaya çalışan insanlar görüyoruz. Her gün çocuğuna ateş düşürücü almak için para denkleştirmeye çalışan insanlarla karşılaşıyoruz. Sağlık Bakanı ise “Ateş düşürücü reçetesi yazmayın, ücretinizi keseriz” diyor. Siz kimin reçetesine, ne amaçla karışıyorsunuz? Bu ilaçların cepten ödenmesini mi istiyorsunuz? “Bir de eczane zincirleri kuralım” mı diyorsunuz? Maliye ve Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanlarının taleplerine kayıtsız kalarak bir tercihte bulunuyor. Ancak bilinmelidir ki haklı olan talepler için yapılan iş bırakmalar ve diğer meşru eylemler sonuç alınana dek devam edecektir. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve birinci basamak sağlık hizmet alanında örgütlü meslek emek örgütleri “eziyet yönetmeliği”nin geri çekilmesi için 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde 5 günlük G(ö)REV eylemini ikinci kez yapmak zorunda kalacak.” dedi.
“Çocuklarımız okul yerine işe gidiyor”
Çavdar şöyle devam etti;
“Toplumun sağlık hakkı için yaşam koşulları herkese ayrımsız olarak yeterli ve tam olarak kamu olanaklarıyla sağlanmalı; sağlık hizmetleri ticari ortamdan arındırılmalı ve herkese eşit şekilde ücretsiz olarak sunulmalıdır.
Tüm sağlık çalışanlarına güvenceli iş, güvenli ortamda, emekliliğine yansıyacak tek kalemden oluşan, performansa dayalı olmayan, insanca yaşamaya yetecek kadar ücret ödenmelidir. Bugün Türkiye’nin dört bir yanından 38. defa sesleniyoruz: Sağlık ve ekonomi politikalarınız en büyük halk sağlığı sorunumuz haline geldi. Formülleriniz ve tercihleriniz hep bir avuç zenginden yana. Sağlık çalışanları tükeniyor, bebeklerimiz ölüyor; sadece yoğun bakımlarda değil, aşı olmadığı için de bebeklerimiz ölüyor. Çocuklarımız okul yerine işe gidiyor, beş çocuktan biri çalışıyor. Taleplerimiz açık:
Bizden topladığınız vergilerle bizim için okul, kreş ve aile sağlığı merkezi yapmanızı istiyoruz. Bizden topladığınız vergileri bizim refahımız için harcamanızı istiyoruz. Yoksulluk sınırının üstünde bir gelir talep ediyoruz. Emeklilikte açlık sınırı altında maaşa mahkum olmayacağımız bir ücretlendirme talep ediyoruz. Artan vergi dilimleri nedeniyle her ay maaşımızın azalmasını istemiyoruz. Sabit gelirlilerden yüzde 35’e varan vergi kesintileri yerine en fazla yüzde 15’e sabitlenmiş vergi kesintisi talep istiyoruz. Gelirde ve vergide adalet sağlanması, toplumun sağlık hakkı ve sağlık çalışanlarının hakları için söz söylemeye ve mücadele etmeye kararlı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.”