Bazı filmler vardır şeker tadındadır. Yıllar geçse de unutulmazlar…
Bazı şarkılar da şeker tadındadır, yıllar geçse de unutulmazlar…
Bir eseri, gerçek eser yapan da budur bence…
Her zamana damgasını vurması…
Unutamadığım, her izlediğimde aynı coşkuyu, duyguyu hissettiğim filmlerden biridir ‘Hababam Sınıfı…’
Öğrencilerinden tutun da öğretmenine, hademesine kadar…
Münir Özkul , Adile Naşit, Tarık Akan, Kemal Sunal, Şener Şen ve diğerleri…
Kadro mükemmel…
Münir Özkul’ un babacan, disiplinli tavırları, Adile Naşit’in anaç, gıd gıd gıdak halleri, Tarık Akan’ın yakışıklı halleri, Kemal Sunal’ın inek halleri…
Hiç düşündünüz mü, şimdiki dizilerin eski filmlerin yerini neden tutamadığını..(?)
Siz düşünmeye durun, ben filmden bahsedeyim..:)
Hababam Sınıfı,
özel okulların durumunu o zaman zarfında çok güzel betimlememiş mi..?
Baba parasıyla okumaya çalışan ama akılları beş karış havadaki öğrenciler..!
Günümüzde de özel okullar aldı başını gitti. Neredeyse devlet okullarıyla başabaş bir seyir halinde diyebiliriz..!
Bir o kadar da fiyatları uçtu gidiyor..!
Ebeveynlerin biricikleri, söz konusu olduğunda, akan sular duruyor..!
Kendimiz de dahil olmak üzere özel okul sevdasına kapılıp gitmedik mi..?
Özel okula gönderilen öğrenci, aynı zamanda özel ders almaya da mecbur bırakılıyorsa, bir kez daha durup düşünmemiz gerekmiyor mu..?
Kaba bir hesap yaptığımızda, ilkokuldan liseye kadar olan özel okul ücretleri ve de özel ders ücretlerini topladığımızda, özel bir üniversite giderini çoktan geçtiğini sizler de tahmin edersiniz..!
Peki nedir, bu özel okul furyası..(?)
Aileler niçin, özel okullara bu kadar ciddi meblağlar ödüyorlar..(?)
Sadece hijyen ve sınıf sayısı açısından özel okullar, devlet okullarının önündedir…
Gerisi boştur…
Eğitim kalitesinin ne olduğu aşina..!
Öğrencilere verilen şişirilmiş notlar..!
Eğitimin içinin boşaltıldığı, diploma almanın kolaylaştırıldığı bir ülke..!
Adam kayırma ile atananlar..!
Hak edip de atanamayanların dershanelerdeki sürünmeleri..!
Zaman zaman siyasetçilerin,
“Sen ne mezunusun, ben ne mezunuyum?” atışmaları..(?)
Ben de diyorum ki,
diplomanız olsa ne, olmasa ne..!
Bir şey katamadıktan sonra..!
Eskiden, öğretmen okullarından(Liselerden) mezun olanlar, öğretmen olarak atanırdı…
Lise deyip geçmeyin, bugünün yüksek lisansına bedeldi…
Yüksek lisans ve hatta doktora yapan kişilerin dahi makale ve tezlerine baktığımızda kes, kopyala yapıştır ve taklitçilikten öteye gitmediğini sizler de farkındasınızdır sanırım..!
Her şeyin kolaycılığı, ilmin dahi..!
Durum böyle olunca da meslek sahibi olanlar donanımsız, bilgisiz okumuş cahiller olarak karşımıza çıkmıyorlar mı..?
Doktor oluyor, tanı koyamıyor..!
Öğretmen çıkıyor, eğitim veremiyor..!
Mühendis oluyor, inşa edemiyor..!
Bir ulusu yok etmek için bunlar yeter de artar..!
Ayrıca sınıfsal ayrımcılığa ne demeli..(?)
Yani özel okul ve özel derse gücü yetemeyen ailelerin çocukları ne olacak..(?)
Hep dillendirildi ve hep konuşulmaya da devam edecek..!
‘Köy Enstitüleri…’
Şimdi, onlar da yok..!
Ne mi yapacağız?
Hiçbir şey maalesef..!
Yapacağımız şey,
sonrasında çok pişmanlık yaşayacağımız ama yine de özel okullara göndermeye devam edeceğimizdir..:(