Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BAŞKA DEVLETLERLE YAPILACAK ANLAŞMALARLA İLGİLİ ÖNGÖRÜ

Bu hafta sizlere Ulu Önder’in başka devletlerle yapılacak anlaşmalarla ilgili

Bu hafta sizlere Ulu Önder’in başka devletlerle yapılacak anlaşmalarla ilgili
öngörüsünden bahsedeceğim.

1919 yılında yaptığı bir konuşmada,
“ Memleket ve milletin kaderi hakkında Amerika veya herhangi bir devletle
anlaşmaya yetkili olabilecek bir hükümet; ancak Milli hâkimiyet esasını kabul
eder ve bir milli şuranın oluşumunu onaylayan ve ona dayanmayı esas alan bir
hükümettir. Şu takdirde hükümeti oluşturacak kışının bu nitelikte olması
gerekir” demiştir.

Bu konuşmayı yapmasındaki temel amacı o dönemde vatan kurtuluşu için yola
çıktığı kişilerden çoğunun tam bağımsızlık yerine güçlü bir devletin özellikle
Amerika’nın himayesine girmeyi savunmalarıdır.
Ulusal Kurtuluş savaşı sona erip cumhuriyet ilanından sonra da bu düşüncesini
hayata geçirip tam bağımsızlık ilkesine aramızdan ayrılana kadar sahip çıkmıştır.

Ondan sonra iktidara gelen İsmet İnönü onun zamanında açıklayamadığı
eskiden beri kafasında olan Amerikan Mandacılığı fikrini ortaya koyma şansını
bulmuştur.
Yıllarca Büyük Önderin ağırlığı altında ezilmesinin intikamını almayı
hayata geçirmiş ve ilk olarak onun tam bağımsızlık ilkesini ortadan kaldırmıştır.

İkinci Dünya savaşı sona ermeden önce 23 Şubat 1945 tarihinde Amerika ile
borç verme ve kiralamalarla ilgili bir anlaşma imzaladı. Anlaşmanın temel
noktası adının karşılıklı yardım anlaşması olmasına karşın, ABD taleplerinin
Türkiye tarafından kabul edilmesi ve Türkiye’yi ağır yükümlülükler altına
almasıydı.

Anlaşmanın 2. Maddesi şöyledir:
“T.C. hükümeti sağlamakla görevli olduğu
hizmetleri, kolaylıkları ya da bilgileri ABD’ye temin edecektir “

Böyle bir maddenin bağımsız bir devlet tarafından kabulü bağımsızlığından
ödün vermesi anlamını taşıyordu.
T.C. hükümeti ABD’ye hizmet sunmakla
görevli olacak ve bu görev sınırsız olacaktı.

Ardından 1946 yılında imzalanan bir kredi anlaşmasıyla savaş sonrası ABD ait
savaş artığı malzemelerin geri götürme maliyetinin yüksekliği düşünülerek, bu
hurdaları Türkiye’ye satıyor bunun için de Türkiye’ye 10 milyon dolar borç
veriyordu.

Bu anlaşma ağır koşullar içermekteydi.
1.  madde, ABD hükümeti bu alımlar için 10 milyon dolar kredi verecektir.
2. madde, Türkiye hükümeti kullanılan kredinin tamamını on eşit taksitte yıllık
2.38 oran üzerinden hesaplanacak faizle dolar olarak ödemeyi kabul eder.
3. madde, ABD bu faiz dâhil ödemenin Türk Lirası üzerinden ödenmesini de
isteyebilecektir. Bu ödemeler T.C. Merkez Bankası’nda özel bir hesaba
yatırılacak ve ABD’nin arzusuna göre;
Kültürel ve Eğitimsel amaçlarına kullanılmak üzere ABD’nin Türkiye’ye
gönderdiği memurların harcamalarına tahsis edilecektir.

Bu anlaşmanın en tehlikeli maddeleri malzemelerin bedeli ödenmiş olsa dahi
T.C. hükümetinin ABD’ye geri vermeyi kabul etmesi ve bu malzemelerin
kullanımının ABD’nin onaylayacağı hallerde kullanılabileceğiydi.
Bu anlaşma ile ülke savunmasında kullanılması düşünülen malzemelerin
ABD’nin isteği dışında kullanılamayacağı kabul edilmiş ve Bağımsız Türkiye’nin
ABD himayesine girmesinin başlangıcı olmuştur.

Daha sonra iktidara gelen Demokrat Parti hükümeti ülkeyi ABD ile yaptığı
anlaşmalarla ABD’ye vergi muafiyetinden tutun, gıda alım satımında ABD’nin
denetimini kabul etmeye ABD’nin dış politikasına harfiyen uymaya varana kadar
Ülkemizi sömürge haline getirmiştir.

2003 yılında Abdullah Gül hükümetinin imzaladığı gizli anlaşma ile Türk
Devleti’nin güvenliği için bölücü örgütlerle yapacağı askeri müdahale ABD’nin
oluru alınacak, Kıbrıs’ta Denktaş devre dışı bırakılacak ve Annan planı kabul
edilip uygulanacak, Anadolu’nun doğusunda federasyona varan çalışmalar
yapılması doğrultusunda yasalar çıkartılacaktı.
Bu gün ülkemizin içinde bulunduğu durum Ulu önderin yıllar önceki
öngörüsünde bahsettiği tam bağımsızlık ilkesini savunma güdüsüne sahip
olmayan kişilerin iktidarları döneminde olmuştur.
Önümüzdeki hafta başka öngörülerden bahsedeceğiz.
Sağlıcakla kalın.