Adana, dün sabahın erken saatlerinde peş peşe gelen 3 deprem ile fena bir şekilde sallandı. Kozan merkezli olan deprem birer dakika arayla 4,6, 4,5 ve 4 büyüklüğünde depremler olarak meydana geldi. Depremin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, herhangi bir can kaybı veya olumsuz durum olmadığını dile getirdi.
Deprem ile ilgili detayları Prof. Dr. Şükrü Ersoy şu ifadeleri kullandı:
“Deprem insanlar tarafından geniş bir alanda hissedildi. Özellikle Kahramanmaraş, Adana ve civarında hissedilmiş olmakta. Türkiye bir deprem ülkesi. Dolayısı ile bu depremlerin normal olduğunu biliyoruz. Bu depremler her ne kadar insanlar tarafından rahat hissedilse de yıkıcı depremler değildir. Bu depremleri uyarıcı olarak nitelendirebiliriz…”
BİR DEPREM DE AKDENİZ’DE!
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Akdeniz’de saat 11.23’te 4.9 büyüklüğünde deprem olduğunu açıkladı. Depremin derinliği 6.47 kilometre olarak ölçüldü. Kandilli Rasathanesi, Akdeniz’deki depremin büyüklüğünü 5.2 olarak duyurdu. Deprem yerin 5.5 kilometre derinliğinde gerçekleşti. AFAD verilerine göre, saat 11.00’de Akdeniz’de 3.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
“VAHŞİ BATININ YENİ VERSİYONU MERSİN!”
Yaşanan depremlerin ardından Araştırmacı-Yazar Abdullah Ayan sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Ayan, “Adana peş peşe depremlerle sarsılırken yanıbaşındaki Mersin ve Arpaçbahşiş’te bir yıl öncesinin narenciye bahçeleri üzerine dikilen ucube apartmanlar akla geliyor. Ranta kurban edilen vahşi batının yeni versiyonu Mersin. Sıvılaşma riskinin göz ardı edildiği bereketli toprakların son hali.” dedi.
Mersinli vatandaş ta Mersin’ni haline tepki gösterdi. Mersin Sahili’nin durumunun tek kelime ile felaket olduğunu söyleyen vatandaş, “Daha önce de çok kötü idi. Şimdi kötünün üzerine bir de tüy dikildi. Kargıpınarı ile Arpaçbahşiş ve Alata’ya kadar yolun güneyi mantar gibi yüksek katlı sitelerle doldu. Yakın tarihte yolun kuzeyinde de büyük yapılaşma başlar. Güzelim mis kokolu narenciye bahçeleri oldu beton yığını. Kent yöneticileri ve yetkililer bu tehlikeyi nasıl görmezden gelirler? Rantiyecilerin yaptığı doğa katliamının bedeli çok ağır oluyor. Mersin’e sahip çıkmak hepimizin görevi. Yetkililer ve STK ‘lar bu sesi duysun.” diyerek tepkilerini dile getirdiler.