Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘KAYITDIŞILIĞIN ÖNLENMESİ LAZIM!’

Mersin Ticaret ve Sanayi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, bir TV’nin canlı yayın konuğu oldu. Soruları yanıtlayan Başkan Çakır, önce Dünya’nın durumunu ve geride bırakılan pandemi sürecini değerlendirdi.

 

Çakır, “Pandemi tüm dünyayı etkiledi ama kimini çok kimini az etkiledi. Pandemi hepimizi sağlık açısından kendisine iyi bakmayan, iyi beslenmeyenler biraz daha etkilendi. Sağlıklı olan, stresi doğru yönetenler daha az etkilendi. Avrupa ve Dünyada hiç tanışmadıkları yüzde 7-8’lere çıkan efnlasyonlar oldu. Onlar için çok önemliydi. Hemen para basmalar, insanların alışveriş yapmalarını teşvik ettiler. Bir süre sonra normalleşince paralar çekilip enflasyon odaklı çalışıldı. Bizim enflasyon oranlarımız biraz aşırı gitti. ABD’deki enflasyon yüzde 3’e kadar düşürüldü. AB ortalaması 2.6’ya kadar düşürüldü. İngiltere’nin enflasyonu yüzde 2. AB’nin beklentisi de 2 civarında. Bu ne demek, enflasyonu kontrol altına aldılar. Faizler yüzde 4-5 civarında Avrupa ve Amerika’da. Bu enflasyonun üzerinde bir artı değer veriyor. Yalnız sıkıntı bir durgunluk var. Dünyada bir durgunluk var. Çin’in enflasyonu yüzde 0,3’lerde. Dünyanın büyümesi beklenen büyüme 2.6 civarında.” dedi.

 

“Rusya’nın durumu da düşük”

 

Rusya’nın durumunu da değerlendiren Çakır, “Rusya’nın durumu da düşük seyrediyor. Tabi savaşlar var. Rusya’nın kendi gelirleri var. Faiz oranları da iyi. Ekonomik yönden sağlam gidiyor. Bizi asıl etkileyen Çin’in büyüme modeli. Çin yüzde 8-9’larda büyürken şimdi 4,6 gibi bir büyüme bekleniyor. Çin’deki sıkıntı orada Mortgage krizi gibi büyük bir emlak krizi yaşanıyor. Ülke bunu toparlamaya çalışıyor. Bölgenin en büyük emlak firmasının iflas etmesi Çin’in yanında tüm dünyayı vurma durumu var. Çin’in durgunlaşması dünya ekonomisini de durgunlaştırıyor. Savaşlar genelde konuşulan dünyada ekonomiler sıkıntıya girince savaş çıkması lazım. Bu savaşların çıkış sebepleri de biraz ekonomiyle bağlantılı konuşuluyor. Rusya – Ukrayna savaşı var İsrail – Filistin var. İran’ı işin içine çekmeye çalışıyorlar. Kızıldeniz’de gemilerin engellenmesiyle ilave maliyet çıkarılması durumu var. Güney ve Kuzey Kore, Çin – Tayvan arasında gerilimler var. Bu gerilimlerin hepsi tüm dünyayı geriyor. Bizim için de maliyetlerin yükselmesine neden oluyor. Kızıldeniz’deki gemilerin 10-15gün fazla gitmesi navlun fiyatlarının yükselmesine sebebiyet veriyor.” şeklinde konuştu.

 

“Üretimle ilgili sıkıntı yaşıyoruz”

 

Çakır şöyle devam etti;

“Altyapılarınızı hazır hale getirirseniz böyle krizlerden az ya da çok etkilenirsiniz. Ekonomik olarak pandemiye güçlü girmedik ve pandemi bizi biraz daha fazla etkiledi. Türkiye ekonomisiyle, düzeniyle güçlü bir ülke. Üretimle ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Üretimimizi artırmamız gerekiyor. 85 milyonuz diyoruz ama çok göç alıyoruz, turist sayımız fazla. Üretimleri artırmamız bu nedenle önemli. Tarım alanlarımız örneğin genişlemiyor aynı ölçüde kalıyor. Bu alanları daha verimli kullanıp daha çok üretmemiz lazım. Kurtuluşumuz üretim olmalı. İthalatta son 6 ayda TİM verilerinde yüzde 8 azalış var, ihracatta yüzde 2 artış var. İhracatı ithalata göre yapıyoruz. İthalatta bir azalma varsa ekonomimizde bir durgunluk olduğunu gösteriyor. Kurlar düşük seyrediyor. Düşükken ithalatın daha fazla olması ihracatın az olması lazım ama ithalat kanadında da durgunluk olunca ekonomiyi düşürüyor. Önceliğimizi ihracata vermemiz lazım. 30 aylık enflasyon oranının yüzde 240 olduğu söyleniyor. Kur artışının yüzde 140 olduğu söyleniyor. Kurlar enflasyonun yüz puan altında kalıyor. Bu da bizim ihracatçımızı yurtdışındaki firmalarla rekabet edemez duruma getiriyor. Örneğin komşumuz Bulgaristan ticari araç alacak, 300 bin liraya oradan alırken sizden 700 bin liraya alıyor. Bu da bizim gücümüzü düşürüyor. Ülkeye döviz kazandırmamız için ihracat yapabilmemiz bunun için de üretmemiz lazım.”

“Havaalanının yakın sürede gelecek olması Mersin’i her yönden ilerletiyor”

 

“Mersin çok çeşitli bir kent. Sadece bir noktaya odaklı değil. Tarım, turizm, lojistik Mersin’de güçlü. Bunların yanına sanayi de geldi. İmalatta, çelik konstrüksiyonda, tekstilde güçlüyüz. Yeni OSB’ler açılıyor. Ciddi de bir talep var. Mersin Limanı’nın yoğun çalışması havaalanının yakın sürede gelecek olması Mersin’i her yönden ilerletiyor. Başlangıç olarak biz de gıdada çok güçlüyüz. İsterseniz kent ekonomisiyle ilgili bilgi vereyim. 9.8 milyar dolar ihracatla yüzde 25 artış kaydetmiş. Dış ticaret hacmi 20 milyar dolar. Hinterlantla 70 milyar dolarlık ihracat rakamı hareket ediyor. Vergide 6. sıradayız. Dünya bakliyat piyasası Mersin’de kuruluyor. Yaş meyve sebzede ilk sıradayız. Üretimde iyiyiz meyve, sera üretiminde. Lojistik gücümüz çok fazla. TIR filomuz çok güçlü. Limanımız dünyada 92. Sırada. Hareketli bir liman. Sanayi denince, turizm denince 321 km’lik bir sahil şeridimiz var. Antalya dışında bizim turizm alanında da farklı turizm çeşitleri yönünden avantajlıyız. Ören yerimiz 900 civarında Antalya’da 400 civarı. İnanç turizmi, gastronomi turizminde iyiyiz. Sağlık turizminin temellerini atıyoruz. 5 yıldızlı otel yerine yatay mimari ile ilerleyebiliriz. Turizmde, lojistikte iyiyiz. Şimdi savunma sanayine başladık 20-25 firmamız var. Ciddi üretim ve imalat yapıyorlar. Bunları birleştirince iyi bir noktadayız. Daha da iyi olabiliriz. Normal sanayinin olmasını da planlamalıyız. Bunları birleştirince Mersin önemli bir pozisyona gelmiş oluyor. Türkiye ile birleştirince Türkiye’nin sıkıntıları Mersin’de de yaşanıyor. Küçük KOBİ’lerimizi iyi duruma getirmemiz lazım. Bu konuyla ilgili zombi dediğimiz firmalarımızı yani artık ölmüş ama yaşatmaya çalıştığımız firmaların ortadan kalkması lazım. Bu firmalara destek verilmemesi lazım. Kredi maliyetlerimiz yüksek olunca firmaları yaşatamazsınız. Tekel durumundaki belirli gıda sektörü enerji sektöründeki belirli firmaları da tekelleşmeden ziyade sahaya altyapıya yaymamız lazım.”

 

“Teşvikler devam etmeli”

 

Vergi konusunda avantajlı çalışan serbest bölgeler teknoparklar vardı. Düşük vergiler alınan yerler vardı. Şimdi torba yasada bu avantajın kalkması gibi şeyler söyleniyor. Bu teşvikler devam etmeli. Kayıtdışılığın önlenmesi lazım. Vergiyi verenden almak kolay ama hiç vermeyenlerden alınması ve vergi adaleti sağlanmalı. Düzenli vergi verenin ödüllendirilmesi vermeyenin cezalandırılması lazım. Vergi adaleti sağlanmalı. Elektriğe yüzde 38 zam yapıldı. Otomatik olarak enflasyonu tetikleyecek. Cirodan vergi alınması konuşuluyor. Normalde kar eden şirketten vergi alınır cirodan vergi alırsanız dükkanları kapatmak zorunda kalabiliriz. Zarar eden ama cirosu yüksek firmadan daha çok vergi alınırsa düzeni bozan bir vergi paketi olur. Kayıtdışının önlenip vergi adaletinin sağlanmasını savunuyoruz. Dün birinci yılımızı doldurduk. Heyecanlıyız. Tüm ekiple çok çalıştık. İlk başta geldiğimizde işçi sorunundan bahsediliyordu teknisyen, tekniker arayışı vardı. Meslek okullarına el atarak sorunu çözmeye çalıştık. Meslek okulları bizim için çok değerli. Şu anda OSB’deki fabrikaları yönetenler meslek okullarından mezun. Bunun yeniden sağlanmasını istiyoruz. Tüm veliler benim çocuğum üniversite okusun mantığında. Bu çok doğru değil. Meslek okulu mezunlarının üniversite mezunlarından daha yüksek maaş aldığını biliyoruz. Bilim önemli. Bilimi yapacak üniversite mezunlarına da ihtiyaç var ama eli pense tutan kişiye de ihtiyaç var. Meslek okullarına tüm velilerimizin duyarlı olması lazım. Meslek okullarının çehresini de değiştiriyoruz. Müfredatlar da hocaların eğitimi de değişiyor.”

 

“Mersin modeli olarak tüm Türkiye’ye örnek olacak”

 

“Biz MTSO olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte veliler, öğretmenler, iş dünyası temsilcileriyle bir çalıştay yaptık. Ne istiyoruz, neyimiz eksik. Eksikleri nasıl gideririz araştırdık. Çalıştay raporu Ankara’ya gidecek ve belki Mersin modeli olarak tüm Türkiye’ye örnek olacak. Meslek okullarıyla iş dünyası arasında köprü olması için bir öğretmenimiz odamızda görev alıyor. Artık okullar bize çok uzak değil. Tüm komitelerimiz okulları ziyaret edip neler yaptığını görüyor. Okuldan mezun olanları havada kapıyorlar. Kimya, mobilya, tarımla ilgili bölümler var. Makine ile ilgili bölümler var. Müfredatlarına da müdahale ederek hem okul hem işyerinde birlikte çalıştırarak ustayı da bazen okullara götürerek işbirliğini sağlayacağız. Böylece çocuk mezun olunca işe adapte olabilecek. Tabi işyerlerinin de kendi çehresini değiştirmesi lazım. Yeni neslin uyum sağlayacağı ortamlar oluşturmak lazım. Neden benim yanımda çalışmıyor demeden kendi şartlarını düzeltmesi lazım. Velilerin çocuklarını teşvik etmesi lazım. Türkiye’nin sorunu. Biz bunu Mersin modeli olarak ele aldık. Cumhuriyetin 100. Yılını kutlayarak göreve başladık. Atatürk başta olmak üzere tüm büyüklerimizin birlikte kurduğu bu ülkeyi bizim doğru şekilde sürdürmemiz gerekiyordu. Heyecanla çalışmalara başladık. Yaptıklarımızdan biri de Türkiye genelinde görevler aldık. İKV’de görev aldık. TOBB’un TIR Komitesi, Sigorta, Basın Yayın Komitesinde değişik yerlerde Meclis Üyelerimiz, Yönetim Kurulu Üyelerimiz görevler aldı. Türkiye’de TIR’ı yönlendiren, Türkiye ile AB ilişkilerini yönlendiren grupların içindeyiz. Bunun gibi birçok komitede sadece Mersin değil Türkiye çapında girişime başladık. Akdeniz kirliliğiyle ilgili çalışma yoktu. Burada yaşıyorsak Akdeniz’in temiz olmasını sağlamamız gerekiyor dedik. ODTÜ ile işbirliği yaptık.”

 

“Hava sıcaklıkları normalin çok üstünde”

 

“Büyükşehir Belediyemiz her zaman yanımızdaydı. Deniz Ticaret Odası’yla ya birlikte çalıştık. Karataş’a kadar birlikte nasıl temizleyebiliriz diye araştırdık çünkü bölgede ciddi kirlilik vardı. Gemi atıkları değil fiziki olarak karadan atılan atıklardan kaynaklandığını gördük takipçisiyiz. Bir AB Projesine devam ediyoruz. Belediye seçimleri vardı. Mersin Başkanından ne istiyor diye bir çalışma yaptık. Halkın başkan isteklerini toplayıp adaylara aktardık. İklim değişiyor adaptasyonla ilgili çalışmalar yaptık. Proje bu sene çıktı ve başladık. Hava sıcaklıkları normalin çok üstünde. Bu durum hem gıdaya zarar veriyor hem de bize fiziki zarar veriyor. Adaptasyonu nasıl olur. Ürün desenimiz nasıl olur, suyumuz ürünlerimiz etkilenecek, yeni böcekler geliyor meyvelerimize zarar veriyor. Meyveler toplanmadan dalında düşüyor olgunlaşıyor bunlar artık daha da sık yaşanacak. Aynı iklimde olmayacağız. Ona göre herkesin önlem alması lazım. Yağmurun suyun her şeyin geleceğini planlamalıyız. Bunun için çalıştık. İklimle ilgili büyükşehir belediyesi ile de ortak çok projemiz var. Savunma sanayi ile ilgili fuarlara katıldık. Bu sene tekrar katılacağız.”

“Fuar yavaş yavaş azalmaya başladı”

 

“2005’te MTSO’ya girdiğimde yönetim kurulundaydım ve Mersin’de bir fuara başlamamız lazım dedik. O zaman Kadri Şaman’la birlikteydik ve kolları sıvayıp güzel bir fuar yapalım. Önce tarımla başlayalım en güçlü yanımız dedik. Marinada çadırda fuar yaptık. Çok güzel dönüşler aldık. İşi bıraktık tüm fuar ekibi şehir şehir gezdik. Ciddi potansiyel oluştu. Bu güzel fuardan sonra İbrahim Genç belediye başkanıydı ve bir fuar alanı yapalım dedi. 10 bin metrekarelik kapalı alanda fuar alanı yapıldı. Ulusal ve uluslararası firmalar fuarlara katıldı. Biz yürümeyen arabayı yürüttükten sonra işi profesyonellere teslim ettik. Maalesef fuar firması istenen yatırım ve desteği vermedi. Fuar yavaş yavaş azalmaya başladı. Türkiye’de 400 tane fuar firması var. Bu kadar olmamalı. Türkiye’de 40 tane tarım 30 tane mobilya fuarı yapılıyor. Belki 1 tane olup uluslararası fuar olacak. Diğerleri alışveriş günü gibi oluyor. Almanya gıda fuarı yapıyorsa öbür yıl bu fuar Fransa’da yapılıyor. Yani ülkeler kendi aralarında anlaşıp rekabet etmeyelim derken bizde ilçeler birbiriyle savaşıyor. Bizim burada profesyonel düşünüp daha az fuar yapmalıyız. Adana ve Mersin birbirinden ayrılmamalı gerekirse Antep ve Antakya’yı da içimize alacağız. İstanbul’la rekabet ederek değil; bir İstanbul, bir İzmir’de bir Çukurova’da olacak. Büyükşehir’in havaalanı yanında 70 dönüm alan var. Orada bir fuar yapabilir miyiz diye Adana ile de görüşüyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana ortaklık kültürünü artırdık. Adana ile birlikteyiz. TOBB’da stant açıyoruz Deniz Ticaret Odası ile ilçe Odalarla birlikte hareket ediyoruz. Belediyelerle birlikte hareket ediyoruz. Yapılması gereken ne varsa bizim ana noktamız birlikte olmak. 4 üniversitemizle birlikteyiz. Artık hepimiz Mersin için hareket etmeliyiz. Kümelenme çalışmaları yapıyoruz. Platformları yeniden kurduk. Tarım platformunu hayata geçirdik, lojistiği açtık. Yakında turizm hayata geçecek. Sanayi platformu oluşturacağız. Sanat galerimizi yeniden hayata geçirdik. Üyelerimizi fuarlara götürdük.”

 

“Maliyetler çok arttı”

 

“OSB ile ‘Yıldızlar Sanayi’de ismiyle ortak bir projeye bu yıl da devam edeceğiz. Dezavantajlı bölgelerdeki 11-13 yaşındaki çocukları OSB’ye götürüp nasıl masa sandalye yapılır oradaki öğretmenlerle CNC tezgahında nasıl yapılıyor bitki nasıl yetişiyor çikolata nasıl yapılıyor bakacağız. Meslek okuluna çocukların yatkınlığına bakacağız. Artık herkes kendi tamirini yapmaya başlaması gerekiyor. Maliyetler çok arttı. Avrupa’da bunu görüyoruz biz de artık yavaş yavaş buna doğru gitmemiz lazım. Daha öne yapmıştık devam ettireceğiz. Sanayi belgeli kapasite raporu almış ürünlerin teknoloji seviyelerini çıkarıyoruz. Düşükleri orta düşüğe, orta düşüğü orta yükseğe çıkarmak için çalışacağız. Bölgemizdeki sanayicilerin seviyesini belirleyip bir kademe yükseltip katmadeğeri yüksek üretim yapılmasını sağlayacağız. Bir ürünü 10 dolara değil 500 dolara satılmasını sağlamalıyız. Mersin’in geleceğini düşününce Mersin’in Barcelona gibi bir şehir olduğunu düşünüyorum. Bugün Barcelona turist almak istemiyor. Mersin’in her toprağı çok kıymetli. Öncelikle böyle bir hareket geldiğinde uluslararası firmalar buraya geldiği zaman büyük gelinecek. Hızlı göç alınacak. Nasıl Dubai’ye büyük uluslararası firma geliyorsa burada da konuşlanmak isteyecekler. Havaalanı olacak limanı olacak, Doğu Akdeniz’in en kritik yerlerinden olacak Mersin. O zaman Mersin daha cazip hale gelecek. Arkadaşlarımın çocukları Ankara’da İzmir’de çalışmak istiyor. Ben söylüyorum çok uzun değil şehir dışındakiler de yurtdışındakiler de Mersin’e gelmek isteyecek. Bizim bugünden altyapıyı hazırlamamız lazım. Yaşanabilecek senaryoları bugünden çalışmamız lazım. İkincisi şirketlerimizi buna hazırlamalıyız. Küçük olsun benim olsun değil. Güzel bir şehirde yaşıyoruz. Bu şehrin güzelliklerini önce bizim insanımız yaşamalı. Alanya’da Ruslar çok fazla. Bizim arazilerimize sahip çıkmamız ve üretmemiz lazım. Daha çok imalat sanayi gelişmeli, tarım ürünü üretimi artmalı. Tarım ürünlerimizi üretici toplamıyor. Düşen ürünleri toplayıp poşete koymalarını sağlamak lazım. Aksi halde sinekler çoğalıyor. Tarım Bakanlığımızla Valilikle, Büyükşehirle bizler de destek verip ilaç tedarik ederek ilaçlamalar yapılıyor. Bu gelecek yılın meyvesi için de önemli. Tüm üretici kendi bahçesinin önünü temizlemeli. “