‘Antalya olsun, Mersin olsun, bütün buralarda inanıyorum ben’

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, HİNDİSTAN ZİYARETİ DÖNÜŞÜNDE UÇAKTA GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI. (CUMHURBAŞKANLIĞI/ANKARA-İHA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gelecek sene bu vakitlerde çok net bir şekilde enflasyonun kalıcı bir şekilde düştüğünü inşallah göreceğiz" dedi.
“Mühür vurmakla bu iş olmuyor. Neyin mührü? Hangi sel afetinde giydin çizmeleri geldin sel afetiyle mücadele ettin? Bunların böyle bir derdi yok. Onun için burada en büyük karar merci İstanbulludur, Ankaralıdır ve onlar da Adana olsun, Antalya olsun, Mersin olsun, bütün buralarda inanıyorum ben, en güzel kararı en bağlayıcı kararı benim milletim verecek.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gelecek sene bu vakitlerde çok net bir şekilde enflasyonun kalıcı bir şekilde düştüğünü inşallah göreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, 9-10 Eylül 2023 tarihinde Yeni Delhi’de düzenlenen 18’inci G20 Liderler Zirvesi’ni tamamladığını, zirve sonuçlarıyla ilgili kapsamlı değerlendirmeyi uluslararası basınla gerçekleştirilen toplantıda yaptıklarını hatırlattı. Toplantıda ‘Tek Dünya, Tek Aile ve Tek Gelecek’ teması altında gündemlerindeki konuların ele alındığını belirten Erdoğan, “İştirak ettiğimiz oturumlarda küresel gündemin önemli konuları hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Ülkemizin tavrını ve duruşunu ortaya koyduk. Türkiye olarak bundan sonra da tüm insanlığı ilgilendiren hususlarda aktif rolü üstlenmeye devam edeceğiz. Küresel sistemin daha adil, daha kuşatıcı ve eşitlikçi bir yapıya kavuşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Karşı karşıya kaldığımız her hadise, ‘Dünya beşten büyüktür’ tespitimizin ne kadar haklı olduğunu tekrar gösteriyor. Birileri rahatsız olsa da bundan geri adım atmayacağız. Yeni Delhi Zirvesi’nde Afrika Birliği’nin G20’ye daimi üyelik talebi de karara bağlandı. Güçlü destek verdiğimiz bu hususta olumlu bir karar alınmış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Afrika’nın sesini küresel ve bölgesel meselelerde yankı bulmasını hep önemsedik. G20 platformunda Afrika’yla mevcut işbirliğimizi daha da pekiştireceğiz. G20 bugüne kadar karşılaştığımız birçok sınamada liderlik görevini başarıyla yerine getirdi ve etkinliğini kanıtladı. İçinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıların üstesinden de yine G20’nin kararlı, etkili ve çözüm odaklı anlayışıyla geleceğimize inanıyorum. Zirve bildirgesinde Karadeniz girişimiyle ilgili çabalarımıza atıf yapılmasını, kutsal kitaplara yönelik saldırıların kınanmasını, Sıfır Atık projelerinin önemine değinilmesini, terör meselesinde net tutum alınmasını, ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya adına kıymetli buluyoruz. Uluslararası toplumun sorumlu bir üyesi olarak gelecekte de üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. İki gün boyunca gerçekleştirdiğimiz istişarelerin hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Putin, Batı’nın kendisine verdiği sözleri tutmadığını söyledi”
Bir gazetecinin ‘Tahıl koridorunun geleceğini nasıl görüyorsunuz’ sorusuna ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pazartesi günü Soçi’ye yapmış olduğumuz ziyarette, Sayın Putin ile bu konuları enine boyuna ele aldık. Sayın Putin, Batı’nın kendisine verdiği sözleri tutmadığını söyledi. İlk etapta 1 milyon ton tahılı göndereceğinden bahsetti. Biz de özellikle Lavrov ile yaptığımız görüşmede, 1 milyon ton tahılı, fakir Afrika ülkelerine Katar-Türkiye-Rusya olarak göndermeyi planladık. Yapmayı düşündüğümüz bu ihracatı, tekrar gözden geçirmek suretiyle adımlarımızı atacağız. Daha önce 33 milyon ton malum tahıl sevkiyatı yapılmıştı. Yeniden bu miktarı arttırmak suretiyle en az gelişmiş Afrika ülkelerini rahatlatalım teklifinde bulunduk. Lavrov da ‘Bunu Başkan ile gözden geçirelim’ dedi. Ben tekrar Sayın Putin ile bu konuyu telefonda görüşeceğim, bu miktarı artırmak suretiyle en az gelişmiş Afrika ülkelerini rahatlatmakta fayda var” açıklamasında bulundu.
‘Diyalogu önceleyerek ve kazan-kazan ilkesiyle yapılan her görüşmenin ülkemiz ve insanlık için hayırlı sonuçlar doğuracağına inanıyorum’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan odaklı diplomasimiz, barışa yönelik çabalarımız ve küresel meselelerdeki etkin rolümüz tüm ülkelerce ve uluslararası kuruluşlarca takdir ediliyor. G20’de de bu takdir, sonuç bildirgesine girerek, kayıtlara geçmiş oldu. Gerek zirve marjındaki geniş katılımlı toplantılarda gerek ikili görüşmelerimizde Türkiye’nin tahıl koridoru anlaşmasının devam etmesi için hangi gayretleri gösterdiğini, hangi kolaylaştırıcı adımları attığını, bu konuyla ilgili gündemimizde hangi planların olduğunu ve taraflara neler önerdiğimizi anlattık. Aynı gayret ve çabayı sürdürmeye devam edeceğiz. Dünyanın yeni bir gıda, enerji ya da başka bir krize sürüklenmemesi, daha fazla insan kanı akmaması için istikrarlaştırıcı güç olarak her masada yer alacağız. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda da konu ana gündem maddelerinden olacak. Ülkemizin konuya dair yaptığı çalışmaları detaylıca orada da dile getireceğim. Dünyanın yeni bir krize girmemesi, fakir ülkelerin açlıkla karşı karşıya kalmaması için biz üzerimize düşeni yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bunun da dünya kamuoyunca, halklarınca bilinmesi gerekiyor. O yüzden yaptığımız çalışmaları her platformda anlatacağız. Milletler, özellikle de Batılı ülkelerin halkları, gıda krizinin önlenmesi için çabalayan yegâne ülkenin Türkiye olduğunu bilmeli. Biz Türkiye olarak çözümler üretmeye ve sonuna kadar bu koridorun yeniden açılması için çaba sarf etmeye devam ederiz” dedi.
“Putin ile görüşmelerimizi devam ettireceğiz”
“Size G20’de tahıl koridoru, barış süreci, küresel çaptaki mevzularda liderlerden, oradaki diğer ülkelerin bakanlarından gelen talepler oldu mu” sorusuna ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birçok liderle ikili görüşmeler yaptım. Zirve marjında bir araya geldiğim devlet ve hükümet başkanları, Türkiye’nin çabalarının ne kadar değerli olduğunu dile getirdiler. Görüşme yaptığım liderlerin hepsi de özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru’nun işletilmesi hususunda bizden yine ricada bulundular. Tabii tüm liderlerin ortak temennisi, Karadeniz Girişimi’nin devamı yönünde. Bu konudaki çabalarımıza, görüşmelerimde özellikle değiniyorum. Çünkü konunun vahametinin ve Türkiye’nin çabalarının bilinmesi, görünmesi gerekir. Türkiye olarak savaşın ilk anından itibaren barışın sağlanması için yürüttüğümüz yoğun diplomasiden pek çok ülkenin haberi var. Ancak gelinen aşamada Batılı ülkelerin de harekete geçerek, verdikleri sözleri yerine getirmesi gerekiyor. Tabii biz, Sayın Putin’in şimdilik 1 milyon ton tahıl gönderme teklifini gündeme getirdik. Telefon diplomasisini sürdürmek suretiyle bu miktarı artırma noktasında Sayın Putin’den ricada bulunacağız. Tabii bu konuda Batı’nın da kendine düşen görevleri yerine getirmesi lazım. Olay sadece tahıl değil, bir de burada gübre sevkiyatı var. Bu gübre meselesi de hafife alınacak bir konu değil. Dolayısıyla her iki ürünün de hedeflerine ulaştırılması için Sayın Putin ile görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan aynı şekilde yakın markajla konuyu takip edecek ve böylece temennim odur ki bu sıkıntıları aşmış olacağız” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşlarım ‘illallah’ diyor. Adana’ya bakın, Mersin’e bakın”
“Muhalefet şu anda kazanmayı değil kaybetmeyi konuşuyor.” değerlendirmeleri var. Bu açıklamalarla ilgili neler söylersiniz? Sorusuna Erdoğan, “Onlar zaten kendi aralarında değerlendirmelerini yapıyor. Ne diyor Genel Başkan? Diyor ki ‘Altılı masa değil gerekirse on altılı masa.’ Yani biraz daha konuşsa on altılı masa yüz altmış altılı masa da olacaktı. Ama masa devrildi. Kötü devrildi. O masanın içerisinde bu belediye başkanları da vardı. Hepsi Cumhurbaşkanı yardımcısı da oldular. Gelinen nokta ortada Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz bu belediye başkanlığını İstanbul’da da yaptık, Ankara’da da yaptık. Bizim belediye başkanlığımızın kalitesi, seviyesi nedir? Bunu İstanbullu gayet iyi bilir, Ankaralı gayet iyi bilir. Öbür tarafta şöyle bir İzmir’e bakın. İzmir’in belediyeciliği ne durumda görüyorsunuz. Şu anda İzmir bir felaketi yaşıyor. Türkiye’de maalesef şu anda oralarda yaşayan vatandaşlarım ‘illallah’ diyor. Adana’ya bakın, Mersin’e bakın aynı. Antalya’da işte Menderes Bey’den sonra bir dönem yaşandı. Maalesef berbat. Buralarda yapılan hizmetin ne olduğunu yaşayanlar biliyor. Lafla, konuşmakla bu iş olmuyor. Mühür vurmakla bu iş olmuyor. Neyin mührü? Hangi sel afetinde giydin çizmeleri geldin sel afetiyle mücadele ettin? Bunların böyle bir derdi yok. Onun için burada en büyük karar merci İstanbulludur, Ankaralıdır ve onlar da Adana olsun, Antalya olsun, Mersin olsun, bütün buralarda inanıyorum ben, en güzel kararı en bağlayıcı kararı benim milletim verecek. Bunlarla daha fazla gidilmez” dedi.
AK Parti’nin 21 yıldır iktidar olarak kendi rekorlarını yenilemek için kendi kendileriyle yarıştıklarının altını çizen Erdoğan, “Biz 21 yıldır iktidar olarak, kendi rekorlarımızı yenilemek için kendimizle yarışıyoruz. AK Parti’nin, kendisiyle yarışan, hizmette yarışan bir partidir. Muhalefet ise rant için, koltuk için yarışan partilerden oluşuyor. CHP’nin evlere şenlik genel başkanının durumu da farklı değil. O da koltuk hayalleri ile döndü dolaştı en son mevcut koltuğunu koruyabilmek için masaları tokatlamaya kadar işi getirdi. Genel seçimler öncesi kurdukları 9’lu masada çevirdikleri dümenler yeni yeni ortaya saçılıyor. Tüm milletimiz, masada dönen pazarlıkları, masa altından kimlerin birbirini tekmelediğini gördü, daha da görecektir. Bunlar sabah başka akşam başka konuşurlar. Bunlar İzmir’de başka, Ankara’da başka, Diyarbakır’da başka, Erzurum’da başka konuşurlar. İşte bu yüzden bunların ne dediğinden çok ne yapacaklarını bekleyip görmek lazım. Artık milletim bunların gerçek yüzünü gördü. Türkiye gibi büyük ve güçlü bir ülke böyle kifayetsizlerin elindeki bir muhalefeti hak etmiyor. Tek dertleri rant ve koltuk olan bir muhalefetin ülkemize ve vatandaşlarımıza bir hayrı olmaz. Girdikleri tüm seçimi kaybetmelerine rağmen, ‘başarılıyız’ açıklamaları bile yaptıkları işi ciddiye almadıklarını, seçmenleriyle dalga geçtiklerini gösteriyor. Başarılıyız açıklamasını yapanlar, bardağın dolu tarafına falan bakmıyor. Bunlar bardaklarının boş olduğunu anlamayacak kadar saflar. Yerel seçimlerde de CHP’nin eline düşen şehirlerimizi de milletin tertemiz oyları ile kurtaracak ve Cumhur ittifakına verecek inancındayız. Bunun için rehavete kapılmadan çok çalışacak ve milletin gönlünü de seçimi de kazanacağız” dedi.
CHP vekili Sezgin Tanrıkul’un TSK hakkında açıklamalarına ilişkin gelen soruya değerlendirmelerde bulunan Erdoğan “Her şeyden önce bu zat bir vatansever, bir milliyetperver kişi değil. Bu zat, her şeyden önce PKK terör örgütüyle YPG’yle, HDP’yle bunlarla el ele kol kola dolaşanlar bunlar. Bunlar tabii genel başkanlarıyla beraber de aynı şeyleri yapmadılar mı? Terör örgütlerinin temsilcileriyle bunlar Ankara’dan İstanbul’a yürümediler mi? Ama bu ismini verdiğiniz zat, teröristlerin cenaze merasimlerinden tutun dağdakilerle beraber yürümeye varıncaya kadar bunların hepsini yapmış olan kişiler. İnanıyorum ki bu seçimde benim vatandaşım artık bunlara yerel bazda yürü demeyecek. Bunların ipini kesecek diye inanıyorum. Böyle düşünüyorum. Milletle milletin değerleriyle uzaktan yakından bağı olmayanların alçak iftiralarından başka bir şey değil bu. Sürekli çamur at izi kalsın türü açıklamalarla düşmanına bile zulmetmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftiralar atmaktan bıkmadılar. Mehmetçiğin ve milletin düşmanı bir ismin Türkiye’nin ikinci büyük partisinin mensubu olması da ayrıca düşündürücüdür. Seçimde Kandil’den CHP’ye ve onun adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na selamlar ve destekler gönderilirken bu şahıs CHP kimliğiyle terör örgütünün kurulduğu köyden örgüte selam veriyordu. Bu millet CHP ile terör örgütünün o dayanışmasını unutmadı, sandıkta da yanıtını verdi. Bu şahıs, dünyanın en şerefli, en mert ordusuna dil uzatmanın cezasını hukuk önünde alacaktır. Düşmanlarının bile mertliğinden övgüyle söz ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu namertçe hakaret, iftiralar cezasız kalmayacaktır” dedi. (İHA)