Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği(TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu(İKK) Taşucu Tersane Projesi ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Atar, “Tersane sonucu ciddi kent ve çevre problemleri ve oluşacak risk göz ardı edilmemelidir” dedi.
Mersin’de yapılması planlanan ve gündemden düşmeyen Taşucu Tersanesi ile ilgili TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Planlanan Taşucu Tersanesi ile ilgili ÇED raporunun onaylanmış ve imar planı çalışmasının kurum görüşleri nezdinde devam ettiğine dikkat çeken İKK Sekreteri Seyfettin Atar, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan ÇED raporu incelendiğinde planlama sınırlarının Taşucu mahallesi 7892 ve 7893 numaralı parselleri kapsayan toplam 90 bin metrekarelik alanı kapsadığı ve deniz yönünde yaklaşık 60 bin metrekarelik kısmı dolgu alanı olarak projelendirildiği tespit edildi. Toplam planlama alanının diğer kullanımlar ile birlikte yaklaşık 274 bin 360 metrekare olacağı belirtilmiştir.” diyerek planlanan tersane hakkında bilgilendirme yaptı.
“Doğal dokuya nedenle zarar verileceği gözlemlenmektedir”
Gerçekleştirilen açıklamada Atar, “Yapılması düşünülen tersane projesinin yer seçim kararı incelendiğinde proje alanının yakın çevresinde ilçe konut yerleşim alanı, turizm amaçlı kullanılan Kum Mahallesi’nde yer alan ikincil konut alanları ve doğusunda özel çevre koruma bölgesi statüsünde yer alan Göksu Deltası yer almakta olup yapılacak olan tesisin ve özellikle deniz tarafına yapılacak olan dolgu alanının çevresel anlamda yakın çevresinde yer alan mevcut ve doğal dokuya zarar verileceği gözlemlenmektedir.” diyerek konuyla ilgili takipçi olduklarını belirtti.
“Göksu Deltası Uluslararası öneme sahip”
Göksu Deltası’nın karasal ve denizel ekosistemleri ile bütün olarak ayrıcalıklı olduğuna dikkat çeken Atar, “Unutulmamalıdır ki Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Alanı, 15 bin hektarlık bir alandan oluşmakta olup sulak alanların dünya çapında korunması ve akılcı kullanılması için 1971 yılında imzalanan Ramsar Sözleşmesi kapsamında özel korumaya alınan uluslararası öneme sahip Türkiye’deki koruma alanlarından biridir. Yapılması düşünülen tersane alanının Göksu Deltasına komşu olması, işletmeden kaynaklanacak su kirliliği, gemi trafiğinden kaynaklanacak kirlilik ile olası deniz kazaların yaratabileceği kirliliğin hızlı bir şekilde deniz yolu ile Delta kıyılarına ve deniz ile bağlantılı lagün sistemine taşınmasına yol açabilir. Bu anlamda her ne kadar yapılması planlanan tersane özel çevre koruma bölgesinin dışında da olsa, planlanan bölgenin yakınlığı buradaki flora ve faunayı olumsuz etkileyecektir.” diye konuştu.
“Turizm değerleri ile çelişen kullanımların önerilmesi dikkat çekiyor”
Mersin – Adana çevre düzeni planı ve üst ölçekte yer alan bütün stratejik planlarda özellikle Silifke ve Taşucu bölgesi bir kısmı özel çevre koruma bölgesinde koruma altında yer aldığının altını çizen Atar, “Diğer kısımlarda Boğsak, Kargıcak, Narlıkuyu turizm alanları ve İncekum ve kum mahallesi içerisindeki sahil alanları ile sürekli turizm merkezi olarak plan kararları üretilmiştir. Kentimizde son dönemlerde turizm bölgesi olarak ilan edilen alanlara turizm değerleri ile çelişen kullanımların önerilmesi dikkat çekiyor.” diye ifade etti.
“Bilimsellikten ve planlama ilkelerinden uzak”
Mersin’de turizm bölgelerinde yapılan çalışmalara değinen Atar, “Ortaburun Turizm Merkezinin arka koyunda yer alan Nükleer santral tesisi, Kazanlı Karaduvar turizm bölgesi yakın çevresine yapılması düşünülen Polipropilen tesisi ve Taşucu Silifke Turizm alanı içerisine planlanan tersane alanının yer seçimlerinin bilimsellikten ve planlama ilkelerinden uzak tamamen belirli tahsis alınmış arsalar üzerinden proje geliştirilmeye çalışılması gözlemlenmektedir.” dedi.
“Tersane bakım, onarım ve havuzlama hizmeti verebilecek konumunda yer alacaktır”
Mersin’de doğal alanların zarar görmesi ve halk sağlığına etki edebilecek unsurların ortaya çıkmasına neden olunduğunu belirten Atar, “Söz konusunu tersane projesinin hizmet amaçları belirtilirken söz konusu faaliyet ile birlikte sektörde deniz araçları üretimi ile bakım-onarım hizmetleri ile birlikte gemi sanayine eksiksiz hizmet verilmesi amaçlanmıştır. İlk yıl içerisinde toplamda 100 adet deniz aracına bakım onarım hizmetleri verilmesi planlanmaktadır. Söz konusu amaç ile Antalya, Mersin, İskenderun, BOTAŞ, Ceyhan-Toros limanlarına gelen gemiler ile Akdeniz’e kıyısı bulunan Doğu Akdeniz’deki Beyrut, Hayfa, İskenderiye gibi yakın ülke limanlarına gelen gemiler ve Süveyş Kanalı’ndan geçen gemilerin bakım-onarım ve havuzlama ihtiyaçlarını karşılamak üzere Taşucu Tersanesi bakım, onarım ve havuzlama hizmeti verebilecek konumunda yer alacaktır.” diye konuştu.
“Ekolojik yıkıma neden olabilecek yatırımlar kabul edilemez”
Proje faaliyetlerinde yazılı olarak belirtilen amaç ile olası karşılaşabilinecek gerçek amaç arasında paralellik olmadığına ve hâli hazırda tersanenin faaliyetleri sonucu ciddi oranda kent ve çevre problemlerinin ortaya çıkacağına değinildi.
Oluşabilecek riskin giderek artacağı göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Atar, “Mersin’in Silifke ilçesinde yapılmak istenen Taşucu Tersanesi ile ilgili yurttaşlarımız ve kamuoyunun kaygılarının ciddi oranda belirmesi ve artması sonucu konu ile ilgili proje aktörlerinden Deniz Ticaret Odası ile onay mercii konumunda yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgemiz nezdinde kentimizin gelişim eğilimlerini dikkate alarak kent ve çevre güvenliği göz önünde bulundurarak tekrar görüşülerek değerlendirilmesini talep ediyoruz. Kent düzleminde ekolojik yıkıma neden olabilecek hiçbir hegonomik yatırımın kabul edilemeyeceği sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam ilkelerine uygun olmadığını vurguluyoruz.” dedi.
SEYFETTİN AKARCA
YORUMLAR