“Muğla’da acı bir tecrübeyle görülmüştür”

İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün, Mersin sahillerinde balık çiftlikleri kurulmasına olur vermesi üzerine, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay’ın yaptığı basın açıklamasında, Denizlerimizin rantçıların “çiftliği” olamayacağını söyledi.
Adil Aktay: “Mersin Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, kentimizin doğal ve kültürel mirasa sahip sahillerinde balık çiftlikleri kurulmasına olur vermiştir. Yöre halkının ve uzmanların görüşlerini, yerel yönetimleri hiçe sayan bu karar sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da riske atmaktadır.
Denizlerdeki balık çiftliklerinin bir avuç kişiye kar sağlarken, insanlar ve denizdeki yaşam için nasıl büyük bir tehdit oluşturduğu, Muğla’da acı bir tecrübeyle görülmüştür.” dedi.

“500 bin kişinin arıtılmamış atıklarının denize karışmasına eş değer”

Uzmanların hesaplamalarına göre, örneğin, 500 ton somon balığı yetiştiren küçük bir balık çiftliğinin atıklarının, 7 bin 500 nüfuslu bir kasabanın lağım atıklarına eş değer olduğunu vurgulayan Aktay: “Üstelik bu atıklar arıtılmadan denize karışacaktır. 50 bin ton çiftlik somonu yetiştirilmesi yaklaşık 250 bin ila 500 bin kişinin arıtılmamış atıklarının denize karışmasına eş değer bir etki yaratacaktır.
Mersin Valiliği’ni, balık çiftliklerinin halk sağlına yönelik riskleri konusunda  Mersin Tabip Odası’nın bilimsel uyarılarını dikkate almaya ve Mersinlilerin sağlığını daha fazla tehlikeye atmamaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Çok sayıda arkeolojik miras ve 6 turizm merkezi yer alan bölgede”

Balık çiftliklerinin denizi kirleteceğini, turizmi olumsuz etkileyeceğini, koruma altındaki canlı türleri için de tehdit oluşturacağını ifade eden Adil Aktay: “Çiftlikler için belirlenen bölgelerde, nesli tehlikede olan deniz kaplumbağaları ile koruma altında olan Akdeniz foklarının üreme ve yaşam alanları bulunmaktadır. Ayrıca, balık çiftliklerine açılan alanlarda, başta Dana Adası’ndaki antik tersane kalıntıları olmak üzere çok sayıda arkeolojik miras ve 6 turizm merkezi yer almaktadır.
Her yönüyle Mersin’e zarar verecek balık çiftliği ısrarından derhal vazgeçilmeli, bu hatadan bir an önce dönülmelidir. Nükleer Santral Projesiyle tarımı, turizmi, doğası ve insanı yeterince tehdit altında olan Mersin’in başına bir de balık çiftlikleri bela edilmemelidir. Yaşadığımız kentin sorunlarının çözümü, Mersin’i Mersin yapan değerlerde yatmaktadır. Mersin, ancak denizine, güneşine, iklimine, bereketli topraklarına, güler yüzlü insanlarına ve sırtını yasladığı Toroslara sahip çıkarak büyüyebilir.” diye konuştu.

SEVİM ESRA GÜNGÖR