Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“KİM İSTER BÖYLE ŞARTLARDA YAŞAMAYI”

Anadolu’daki bin yıllık konargöçer yaşam tarzını sürdüren Sarıkeçililer, Konya ve Karaman yaylalarından kışı geçirecekleri Mersin’in sahil bölgelerine gelmeye başladı. 21. yüzyılda Yörüklerin yaşamı ilk kez görenleri şaşırtırken, zor şartlarda yaşayan Yörükler artık yerleşik düzene geçme yolunda. Yörük Musa Yagal, “Hayran kalan insanlar da oluyor. ‘Bu ülkede, bu zamanda böyle yaşam da mı varmış’ diyorlar. Herkes bugün bırakmayı ister, kim ister böyle şartlarda yaşamayı.” dedi.

Bu haberin fotoğrafı yok

Bu yıl 17-18 Kasım tarihleri arasında Mezitli sahili Galatasaray Meydanında düzenlenecek olan 6. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali tanıtım çalışmaları 10 mobil figürün şehir turu ile devam ediyor. 
“Mersin Narenciyedir, Narenciye Hayattır” sloganı ile gerçekleştirilecek olan 6. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali coşkusu Mersin’i sarmaya başladı. 
Süsleme aracı olarak narenciye ürünlerinin kullanıldığı aslan, fil, ayı, kaplumbağa, araba, mantar gibi 10 farklı mobil figür kentin her caddesinde festival havasını yaşatmaya başladı. Sarısıyla, turuncusuyla ve yeşiliyle şehrin dört bir yanında gezen mobil figürler, vatandaşların yoğun ilgisini çekti. 
Mersin Ticaret Borsası ve Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, ilk olarak 2010 yılında yapılan Mersin Uluslararası Narenciye Festivali haricinde Türkiye’de hiçbir meyve festivalinde ürünün kendisinin süsleme aracı olarak kullanılmadığını söyledi. Mobil figürlerin yanı sıra 70 dönümlük festival alanında yine narenciye ürünleri kullanılarak oluşturulan ahtapot, gemi, yılan, tren, timsah, uçak, semazen gibi yaklaşık 30 figürün festivale renk katacağına dikkat çeken Özdemir, “En iyi reklam kulaktan kulağa olandır. Mersin’e değer katan her ne varsa, kortejimizde ve festival alanımızda görmek istiyoruz” dedi.
 
Özdemir, 17-18 Kasım günlerinde tüm Mersinlileri narenciye temalı defileler, ödüllü yarışmalar, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ünlü şeflerin yapacağı gastro-show’lar, 700’ü aşkın yabancı sanatçının hazırladığı sahne gösterileri gibi çok çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceği 6. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali’nin güzelliklerini görmeye ve coşkusunu yaşamaya davet etti.  

Göç eden Sarıkeçili göçer Yörüklerden Musa Yagal, bu yaşamın kendilerine dedelerinden geldiğini söyledi. Türkiye’de kendilerinin son göçerler olarak anıldıklarını belirten Yagal, “Devlet katında bir meslek türü. Mersin’de bizim bir birliğimiz var. Baya da geniş kitlesi var. Aslında biz hayvancılık sektörüyle uğraşıyoruz. Yörük kültürü çok farklı bir kültür. Geleneğine, göreneğine, dinine, büyüklerine saygılı olan bir kültüre bağlıyız. Eskiden gelen bir kültürümüz var. Saygın yaşantımız var. Zorlandığımız yerler de tabii ki var. Bu ülkede bu kültürü bilen de çok fazla yok. Herkes şimdi internet çocuğu olmuş, internet ülkesi olmuşuz. Biz halen bu kıl çadırda yaşıyoruz. Bizim evimizde, bağımızda, bahçemizde bu kıl keçi ile çadır. Aile bireyleri olarak toplu olarak yaşıyoruz. Öyle yaşamak zorundayız çünkü hayvanları tek kişi kontrol edemez. Hayvan sayısına göre 3 kişi, 5 kişi onların başında olmalı. Zorlandığımız yerlerden biri de eğitim ve sağlık. Birde göç ederken yollarda sıkıntılar yaşıyoruz” diye konuştu. 

“Bizi ilk kez görenler bu ülkede, bu zamanda böyle yaşamda mı varmış diyorlar”
 
Yaşamlarının çok zor olduğunun altının çizen Yagal, “Sabah ezanıyla kalkmalısın. Daha hayvanlar kalkmadan kahvaltını yapıp, onların kalkmasına hazırlıklı olmalısın. Göçmüyorsan onları 2-3 saat yayılmasını sağlıyorsun. Göçüyorsan zaten sürekli yürüyorsun. Göçerken bazen 15 kilometre gittiğimiz yollar da oluyor. Bizi gören çok insan hayran kalıyor. ‘Bu ülkede, bu zamanda böyle yaşamda mı varmış’ diyorlar. Tabi bugün Ankara’da, İstanbul’da hatta Mersin’de bile çok insan bizim nasıl yaşantı sürdüğümüzü görmemiştir. Yörük kültürünü eski insanların çoğu bilir ama yeni nesil bilmiyor. Zor şartlar altında yaşayan bir grubuz. Sayımız da baya var. Hep bir arada konup, göçemiyoruz. Yoksa yolda sıkıntı oluyor. Eğer şimdi gençlere bu işi bıraksak bugün bırakır gider. Ancak önünde ne yapacağını da bilmiyor. Bizim gençlerimizin birazcık internete takılmasından dolayı olması gerek. İş, meslek yok. Bıraktığında ne yapsınlar. Allah göstermesin bizde çalma, çırpma, hırsızlık olmaz. Mutlaka kazanacaksın ama nerede kazanacaksın. Ondan dolayı biz çocukları belli bir seviye getirebilirsek, onları aile sahibi yaparsak ondan sonra bırakacağız” ifadelerini kullandı. 

“Bu çok da fazla sürmez”
 
Bugün herkesin bırakmayı istediğini vurgulayan Yagal, “Kim ister böyle şartlarda yaşamayı. Yani bu baya cesaret isteyen bir olay. Biz burada yılanla, çıyanla iç içe yatıyoruz. Sağlık sorunlarımız olabiliyor. Dağ başında yaşıyoruz. Ambulans çağırsak 1 saatte ancak gelebilir. Kolay değil dağ başında yaşamak. Elbette bu iş bırakılacak, bu çok da fazla sürmez. Bakıyorsunuz çocukların okulu var, onların masrafı var, çocuklar evlenecek diyorsun bir sene daha, bir sene daha diye diye ömrünüz bitiyor. Zaten bazı imkanları olanlar, çocuklarını aile sahibi yapanlar yerleşik düzene geçtiler. Biz de önümüzdeki zamanda öyle olacağız. Dıştan görene göre yaşantımız güzel gelebilir ama bize göre çok zor yaşantı. Hakikaten böyle diş sıkarak yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

İHA

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Mersin
Sıradaki Haber ‘PLATFORM PROJESİNİN İPTAL SEBEBİ ÇEVRE Mİ? YOKSA VAZGEÇİLMEYEN LİMAN POLİTİKALARI MI?’