Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BÜROKRATİK SALTANATTAN TASARRUF DEVLETİNE

Bu haberin fotoğrafı yok

MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin basın açıklamasında bulundu. Bürokrat ve devlet memurlarının kamuya olan yükleri ve iş insanlarına yaklaşımları sürekli tartışılmıştır diyen Başkan Engin, “Nokta kadar eksikleri görüp insanları geri çeviren ülke ve kent bürokrasisi tarafından, üreticinin ve yatırımcının bütün taleplerine öncelikle sert bir mizaçla yaklaşılıyor. Yani dosyaların ‘tamam’ tarafına değil, eksik taraflarına bakılıyor. Belki de o eksikleri görmeleri görevleri gereğidir ama şu da bir gerçek ki, insanlarımız her işte uzun işlem listeleri ile uğraştırılıyorlar.” dedi.
Vergi ve borç ödemeye giden iş insanlarına tarafmış gibi hizmet edildiğini belirten Engin, yatırımcının ve sanayicinin eksiklerini tamamlaması gereken ve iş insanlarının çektiği sıkıntıyı bilmeyenler tarafından, “bu işten çok para kazanacak, uğraşsın” mantığı ile duruma yaklaşıldığını vurguladı. Engin, devletin imkanları ile maaş alan bürokratların, sanayicinin ve üreticinin devlete yaptığı katma değeri görmediğini söyledi.

Hasan Engin, “Son zamanlarda memur ve bürokratların önemli bir kesimi çocuklarına memur olmaları yönünde beyanlar veriyor, tembihlerde bulunuyorlar. Devleti ‘sağlam kapı’ olarak gören bu zihniyetçe, geleceğimiz olan yeni nesil sanayi, üretim ve bilimden uzaklaştırılıyor. Bu yüzdendir ki yeni nesil sürekli devlet kadrolarında iş arama derdinde. Yani hayaller kurmak yerine, ömür boyu memur olarak kalmak tercih ediliyor. Eğer çocuklarımızı böyle yetiştirirsek, bu ülkenin büyük hedeflerine katkıda bulunamayız. 
Kentin yetkilerini alan bürokratların kent adına hızlı, yerinde ve kent insanlarına faydalı kararlarda bulunması gerekiyor. Ama maalesef bu çoğu zaman mümkün olmayan bir durum. ‘Yetki de, güç de bende’ yaklaşımı ile kentin önünü açmak isteyenlerin önleri tıkanıyor.
Bu yetkilerin büyük bir kısmının yerelde ve yerinde, merkeze bağlı kalmaksızın alınması için bu bağlamda Yatırım Destek Ofisleri kurulsa da yine de işlevsiz kalınabilmektedirler.” ifadelerini kullandı.

Engin açıklamalarını şöyle sürdürdü;
Bürokratik makam  makam aracı, çaycı, şoför, temizlikçi ve korumaları ile tam bir saltanat haline dönüştürülmüştür. Bu durumda yapılacak herhangi bir çözüm, kamuoyu yükünü azaltır ve insanları üretime teşvik edecektir. Birçok kurumda yanında temizlikçi, çaycı veya görevli varken; kurum amirleri onayı ile dışarıdan temizlik hizmetleri satın alınıyor. 

115 bin kamu aracının bulunduğu ülkemizde son zamanlarda gündeme gelen ‘kamu masraflarını azaltma’ fikrine olumlu yaklaşıyoruz. Her devlet kurumunda birkaç makam aracı ve her araca görevliler verilmesi ile oldukça fazla israfa sebebiyet veriliyor. Savurganlığın önüne geçmek hem bürokratik saltanata son verecek, hem de kamu yükünü azaltacaktır. 
Nitekim geçen hafta konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Kamu harcamaları konusunda araçlardan binalara ve personele kadar geniş bir tasarruf tedbirini hayata geçiriyoruz. Kamuda kullanılan araçları hem sayı olarak hem nitelik olarak sınırlandırıyorum.” dedi. Bu konudaki tedbirleri yerinde bulmakla beraber, fazla yoğunluk olmayan kamu dairelerinin birleştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Aynı zamanda Mersin’de ve ülkemizde atıl durumdaki kamu binalarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Atıl durumdaki bu binalar hem kötü görüntülere sebep oluyor, hem de devletimizin buralara bağladığı onlarca milyonun çürümesine neden oluyor.

Bu kadar eleştiriden sonra, ‘Peki bürokrat nasıl olmalıdır?’ diye bir soru yönetebilirsiniz. Bunun cevabı ise; bürokratın makam odasında değil, sahada üretici ve sanayicinin yanında gezici, seyyar olmasıdır. Yani raporlar, anketler, şikayetler ve dilekçeler yerine sorunlar sahada dinlenmelidir.  Yani dışarıdan merkeze doğru değil, merkezden dışarıya akım olmalıdır. İletişimin güçlü olduğu çağımızda 50 yıl öncesinin hizmet anlayışı geride bırakılmalıdır. Devlet yetkililerimiz tezgaha ve saha tozlarına dokunarak üretimi ve yatırımı teşvik etmelidir. Hangi üretim koşuluna, nasıl bir yatırıma imza atıldığı üçüncü şahıslardan öğrenilmemelidir. Bürokratlar kendi gözleri ile bu durumu gözetlemelidir.

Kenti ve ülkesi için bulunduğu makamı riske atıp, üreten bürokratlarımız da var elbette… Ama bu sayı oldukça düşük oranda kalmaktadır.
 
Çözüm bulunmayan sorunlar, maalesef ki sanayici ve üreticilerimizi üretimden soğutmaktadır. Değişen çağın ve ihtiyaçların gerekliliklerinin yerine getirilmesi adına, bürokrasinin daha verimli ve üretken bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Örneğin bütün dünya şu an Sanayi 4.0 atağına kalkmış durumda iken bu uyumu sağlamak ve işleri daha hızlı hale getirmek için ‘Bürokrasi 4.0’ hamlesini de başlatmak gerekiyor.

TURAN DAL

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SERDAR ERKAN TC Aile ve
Sıradaki Haber YÜZYILIN PROJESİ KIZKALESİ’NDE